Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) yapılan yazılı açıklamaya göre, Yükseköğretim Bilgi Sistemi çalışmaları kapsamında ilk olarak 2014-2015 eğitim öğretim döneminde 32 devlet üniversitesinde başlatılan e-kayıt uygulamasına, gelecek dönem devlete ait tüm yükseköğretim kurumlarında geçilmesine karar verildi.
Bu kapsamda, 2015-2016 eğitim öğretim döneminde, devlete ait üniversitelere yerleşen öğrenciler "https://www.turkiye.gov.tr/" internet sitesi üzerinden e-kayıt yaptırabilecek. Buna, özel yetenek programları ile yükseköğretim kurumlarınca elektronik kaydı uygun görülmeyen (sağlık raporu, heyet raporu gerektirdiğinden) bazı programlar dahil edilmeyecek.
E-kayıt yaptırmak isteyenler, "https://www.turkiye.gov.tr/" adresinde "e-hizmetler" bölümü altındaki "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı" başlığıyla açılacak "üniversite e-kayıt" seçeneğini tıklayarak, işlemini gerçekleştirebilecek. İşlemini tamamlayan öğrenciler, kayıt olduklarını gösteren barkotlu çıktı alabilecek.
Uygulama, 2015-2016 öğretim dönemi için ÖSYM'den temin edilecek yerleşen verisindeki öğrencileri kapsayacak. E-kayıt tarihleri, ÖSYM yerleştirme sonuçlarının açıklanmasından sonra duyurulacak.
E-kayıt, öğrencilerin isteğine bağlı olacak. Uygulamayla, devlete ait yükseköğretim kurumlarına yerleşen öğrenciler "e-devlet" kapısı üzerinden elektronik kayıtlarını gerçekleştirebilecekleri gibi üniversitelerine giderek şahsen de kaydolabilecek. Elektronik sistemi tercih eden öğrencilerin, üniversitelere giderek tekrar kayıt yaptırmasına gerek olmayacak.
Öğrenciler, işlemin ardından, üniversitelerin duyurduğu tarihte ders kayıtlarını yaptırarak eğitime başlayabilecek.
Vakıf üniversitelerinde bu yıl uygulanmayacak
Açıklamada, vakıf üniversitelerine kayıtla ilgili bilgilere de yer verildi.
Vakıf üniversitelerinde kesin kayıt işleminin eğitim ücretinin ödenmesinden sonra gerçekleştirildiği hatırlatılan açıklamada, farklı üniversitelerde değişik gereksinimler olması nedeniyle uygulamanın şu an için devlet üniversiteleriyle sınırlı tutulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Sistemin tüm devlet üniversitelerinde başarılı uygulanması, vakıf üniversiteleri için de e-devlet kapısının gerekli ek süreçlerinin tamamlanmasının önünü açacaktır. 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibarıyla devlet üniversitelerimizdeki öğrencilerin yararlanabileceği bu imkanı bir sonraki yıldan itibaren vakıf üniversitelerimizin öğrencilerine de sunmayı arzuluyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Yeni yerleşen öğrencilerin, genellikle aileleriyle kayıt işlemleri için üniversitenin bulunduğu şehre gittikleri anımsatılan açıklamada, yurt ve eve yerleşmenin de ayrı süreçler olduğu kaydedildi.
Aileler ve öğrencilerin, okul açılıncaya kadar üniversitenin bulunduğu şehre birden fazla kez gidip gelmek zorunda kaldığına işaret edilen açıklamada, "Bunun öğrenci ve ailelerine mali külfeti bir yana zaman kaybına da yol açtığı düşünülerek, bu uygulama hayata geçirilmiştir. Bu yıl öğrenci yerleştirilecek 106 devlet üniversitemizdeki yaklaşık 600 bin lisans ve önlisans öğrencimizin diledikleri takdirde bu uygulamadan yararlanmasını sağlamış bulunmaktayız" ifadelerine yer verildi.
27 Mayıs 2015 Çarşamba
26 Mayıs 2015 Salı
TUS yerleştirme sınavı sonuçları açıklandı
Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı ilkbahar dönemi yerleştirme sonuçları açıklandı.
ÖSYM'nin internet sayfasında yer alan duyuruya göre, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ilkbahar dönemi yerleştirme işlemleri tamamlandı.
Adaylar, sonuçlarını ÖSYM'nin "https://sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden, T.C. kimlik numaraları ve şifreleriyle öğrenebilecek.
Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
Adaylar, sonuçlarını ÖSYM'nin "https://sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden, T.C. kimlik numaraları ve şifreleriyle öğrenebilecek.
Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
25 Mayıs 2015 Pazartesi
LYS öncesi anne-babalara öneriler
Psikiyatrist/ Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, LYS sınavına 3 haftadan biraz daha uzun bir süre kaldığını belirterek bu sürede ailelerin nasıl davranmaları gerektiği hususunda bilgiler verdi.
Öncelikle ailelerin çocuklarının durumunu iyi gözlemlemeleri gerektiğini ifade eden Üney, şöyle konuştu:
“Çünkü sınavla ilgili birçok yerde yazılan veya medyada konuşulan öneriler genel önerilerdir. Ancak her insandan dünyada bir tane mevcuttur. Mutlaka sınava giren gençlerin ortak bir davranış biçimi olabilir. Bununla birlikte kardeşlerin, hatta ikiz kardeşlerin bile gelecekteki mesleğini belirleyecek bir sınava yaklaşımları, onlarda yarattığı stres farklı olacaktır. Bu durumun ailelerce iyi anlaşılması gerekir. Bu durumda çocuklarının olumlu ve olumsuz yanlarını daha iyi değerlendirip, onun ihtiyaçlarına daha gerçekçi yardımda bulunabilirler. Ayrıca biraz önce değindiğim gibi her insandan dünyada bir tane vardır; kardeşleriyle, sınıf arkadaşlarıyla, yakınlarıyla, komşu çocuklarıyla karşılaştırmak hiçbir fayda sağlamayacağı gibi zarar verir. Bunun dışında bu genç insanların seçecekleri mesleğin ilk basamağı olan bu sınava hazırlanırken gergin olmaları doğaldır. Ancak aile bunu fark ederse ve bu durumu önemserse yardımcı olmaya başlamış olur. Tabi ki ölçüyü kaçırmadan.”
Psikiyatrist/ Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, ailelerin çocuklarının sınav stresinin boyutunu nasıl fark edecekleri hususunda da şöyle konuştu:
“Stres esasen gerektiği kadarsa sorun olmaz. Belli miktarda stres kişide uyanıklık, uyarılmışlık yaratır. Bu da kişinin bu konuyla ilgili dikkatini artırır. Performansını olumlu yönde etkiler. Sınava çalışma isteğini, başarı arzusunu artırır. Hiç kaygının olmayışı sınava hazırlanan kişinin bazen motive olmasını engeller. Stresin iç ve dış nedenleri vardır. Belirtiler aynı bile olsa iç nedenler gencin kişilik özelliklerinden kaynaklanırken, daha kontrol edilebilir dış nedenler aile ve çevre tutumundan kaynaklanır. Ancak belirtileri birbirine benzer. Ancak stres artık kontrol edilemez, baş edilemez duruma gelmişse tehlikelidir.
Sınava gireceklerde olumsuz, yani gereğinden fazla stres olursa; az uyuma, çok uyuma, gece sık uyanma, uykuya dalmada zorluk gibi uyku sorunları, iştahta artma ya da azalma, sinirlilik, ani öfkelenme, ağlama nöbetleri, alınganlık, arkadaşlarıyla sorunlar, dikkat sorunları, performansta düşme, ders çalışmadan kaçınma, deneme sınavından kaçınma, moralsizlik, aşırı endişe, isteksizlik, aşırı heyecan, umutsuzluk gibi birçok belirtiyle kendini gösterir. Bu durumlar aile için dikkatli olması, yardımcı olamadığı anlarda, rehberlik, psikolog ya da psikiyatristten yardım alması gereken durumlardır. Sınav yaklaşırken olumlu aile tutumu nasıl omalıdır? Aileler bu dönemin hassasiyetini göz önünde bulundurarak, biraz daha dikkatli davranmalıdırlar. Belki o dönemde çocuklarına biraz daha fazla zaman ayırmaları önemlidir. Ayrılan zamanlarda sınava girecek gencin konuşmaları dinlenmeli, sözü kesilmemeli, her soruna mutlaka bir çözüm bulunmaya kalkılmamalıdır.
Belki yardımcı olabilecekleri bir durumun olup olmadığı sorabilirler. Kişinin istekleri varsa, abartmadan imkânlar doğrultusunda sağlanabilir.(Özel ders gibi) Belki onlarla zaman zaman yürüyüş yapmak iyi olabilir. Ancak en önemlisi sınava girecek genç istemeden, zorla onun için bir şey yapılmaya kalkılmamalıdır. Çünkü bazen onlar sadece dertleşmek isterler. Bunu anlamak gerekir. Sınav sonunda verilmesi düşünülen mükâfat asla abartılı olmamalıdır. Hoşgörü bu dönemde oldukça önemlidir. Yemek düzenine, dinlenmesine özen göstermek iyi olabilir. Bunların önemlidir ancak güven ve sevgi belki en büyük gereksinimdirler. Eğer aile çocuklarına güvenirse onunda kendine güveni artacaktır. Bir de aile, çocuklarını başarılı olsa da olmasa da seveceğini göstermelidir.
SINAV YAKLAŞIRKEN NELERDEN KAÇINILMALI?
Aşırı korumacı yaklaşım sınava girecek kişinin kendisine güvenini azaltır. Aşırılaşmış hiçbir davranış samimi değildir. Sınava girecek kişinin tüm sınavlarını aşırı kontrol etmek, çalıştığı saati, çözdüğü soru miktarını denetlemek sınava girecek kişide sürekli kameralarca izlendiği izlenimini oluşturur. Bu onun performansını olumsuz etkiler. Bir diğer aile yaklaşımı aşırı yarışmacı ailelerin sonuç odaklı zorlayıcılığıdır. Bu aileler hiç başarıyı yeterli görmez ve sürekli hedef yükseltir. Sınava girecek gençte bu başlı başına stres unsurudur. Sınavların zorluğu, ya da sınavlarda oluşan olumsuzluklardan bahsetmek uygun değildir.
Şu konuşmalar hiçbir faydası olmayan hatta zararı dokunacak, stresi artıracaktır: “Bunu mutlaka başarmalısın, bunu biliyoruz, bizi mahcup etme”, “Senin için her şeyi yaptık, bir sürü masraf ettik, saçımızı süpürge ettik, bizi utandırma”, “Senin sınavın için bir yıldır misafir kabul etmiyoruz, tatile bile gitmedik, artık başarmalısın”, “Biz ne zor şartlarda bu sınavı kazandık, senin her imkanın var, tabi ki yapacaksın”, “Ailede herkes iyi bir üniversite okudu, sende iyi bir okul kazanmalısın”. Ailelerin olumsuz tutumları nelere neden olabilir? Olumsuz tutumlar, sınava girecek kişide kendine olan güvende azalma, aşırı endişe, gerginlik, istek yitimi, huzursuzluk ve bunların sonucu performansta düşme ve başarısızlığa neden olabilir. Unutmayalım ki olumsuz konuşarak hiç kimsenin motivasyonunu, isteğini, iyi hissetmesini artıramayız. Gençlerin hayatında bu denli önem verdikleri sınav için temel gereklilik güven ve yanında durmaktır.” (ntvmsnc)
Öncelikle ailelerin çocuklarının durumunu iyi gözlemlemeleri gerektiğini ifade eden Üney, şöyle konuştu:
“Çünkü sınavla ilgili birçok yerde yazılan veya medyada konuşulan öneriler genel önerilerdir. Ancak her insandan dünyada bir tane mevcuttur. Mutlaka sınava giren gençlerin ortak bir davranış biçimi olabilir. Bununla birlikte kardeşlerin, hatta ikiz kardeşlerin bile gelecekteki mesleğini belirleyecek bir sınava yaklaşımları, onlarda yarattığı stres farklı olacaktır. Bu durumun ailelerce iyi anlaşılması gerekir. Bu durumda çocuklarının olumlu ve olumsuz yanlarını daha iyi değerlendirip, onun ihtiyaçlarına daha gerçekçi yardımda bulunabilirler. Ayrıca biraz önce değindiğim gibi her insandan dünyada bir tane vardır; kardeşleriyle, sınıf arkadaşlarıyla, yakınlarıyla, komşu çocuklarıyla karşılaştırmak hiçbir fayda sağlamayacağı gibi zarar verir. Bunun dışında bu genç insanların seçecekleri mesleğin ilk basamağı olan bu sınava hazırlanırken gergin olmaları doğaldır. Ancak aile bunu fark ederse ve bu durumu önemserse yardımcı olmaya başlamış olur. Tabi ki ölçüyü kaçırmadan.”
Psikiyatrist/ Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, ailelerin çocuklarının sınav stresinin boyutunu nasıl fark edecekleri hususunda da şöyle konuştu:
“Stres esasen gerektiği kadarsa sorun olmaz. Belli miktarda stres kişide uyanıklık, uyarılmışlık yaratır. Bu da kişinin bu konuyla ilgili dikkatini artırır. Performansını olumlu yönde etkiler. Sınava çalışma isteğini, başarı arzusunu artırır. Hiç kaygının olmayışı sınava hazırlanan kişinin bazen motive olmasını engeller. Stresin iç ve dış nedenleri vardır. Belirtiler aynı bile olsa iç nedenler gencin kişilik özelliklerinden kaynaklanırken, daha kontrol edilebilir dış nedenler aile ve çevre tutumundan kaynaklanır. Ancak belirtileri birbirine benzer. Ancak stres artık kontrol edilemez, baş edilemez duruma gelmişse tehlikelidir.
Sınava gireceklerde olumsuz, yani gereğinden fazla stres olursa; az uyuma, çok uyuma, gece sık uyanma, uykuya dalmada zorluk gibi uyku sorunları, iştahta artma ya da azalma, sinirlilik, ani öfkelenme, ağlama nöbetleri, alınganlık, arkadaşlarıyla sorunlar, dikkat sorunları, performansta düşme, ders çalışmadan kaçınma, deneme sınavından kaçınma, moralsizlik, aşırı endişe, isteksizlik, aşırı heyecan, umutsuzluk gibi birçok belirtiyle kendini gösterir. Bu durumlar aile için dikkatli olması, yardımcı olamadığı anlarda, rehberlik, psikolog ya da psikiyatristten yardım alması gereken durumlardır. Sınav yaklaşırken olumlu aile tutumu nasıl omalıdır? Aileler bu dönemin hassasiyetini göz önünde bulundurarak, biraz daha dikkatli davranmalıdırlar. Belki o dönemde çocuklarına biraz daha fazla zaman ayırmaları önemlidir. Ayrılan zamanlarda sınava girecek gencin konuşmaları dinlenmeli, sözü kesilmemeli, her soruna mutlaka bir çözüm bulunmaya kalkılmamalıdır.
Belki yardımcı olabilecekleri bir durumun olup olmadığı sorabilirler. Kişinin istekleri varsa, abartmadan imkânlar doğrultusunda sağlanabilir.(Özel ders gibi) Belki onlarla zaman zaman yürüyüş yapmak iyi olabilir. Ancak en önemlisi sınava girecek genç istemeden, zorla onun için bir şey yapılmaya kalkılmamalıdır. Çünkü bazen onlar sadece dertleşmek isterler. Bunu anlamak gerekir. Sınav sonunda verilmesi düşünülen mükâfat asla abartılı olmamalıdır. Hoşgörü bu dönemde oldukça önemlidir. Yemek düzenine, dinlenmesine özen göstermek iyi olabilir. Bunların önemlidir ancak güven ve sevgi belki en büyük gereksinimdirler. Eğer aile çocuklarına güvenirse onunda kendine güveni artacaktır. Bir de aile, çocuklarını başarılı olsa da olmasa da seveceğini göstermelidir.
SINAV YAKLAŞIRKEN NELERDEN KAÇINILMALI?
Aşırı korumacı yaklaşım sınava girecek kişinin kendisine güvenini azaltır. Aşırılaşmış hiçbir davranış samimi değildir. Sınava girecek kişinin tüm sınavlarını aşırı kontrol etmek, çalıştığı saati, çözdüğü soru miktarını denetlemek sınava girecek kişide sürekli kameralarca izlendiği izlenimini oluşturur. Bu onun performansını olumsuz etkiler. Bir diğer aile yaklaşımı aşırı yarışmacı ailelerin sonuç odaklı zorlayıcılığıdır. Bu aileler hiç başarıyı yeterli görmez ve sürekli hedef yükseltir. Sınava girecek gençte bu başlı başına stres unsurudur. Sınavların zorluğu, ya da sınavlarda oluşan olumsuzluklardan bahsetmek uygun değildir.
Şu konuşmalar hiçbir faydası olmayan hatta zararı dokunacak, stresi artıracaktır: “Bunu mutlaka başarmalısın, bunu biliyoruz, bizi mahcup etme”, “Senin için her şeyi yaptık, bir sürü masraf ettik, saçımızı süpürge ettik, bizi utandırma”, “Senin sınavın için bir yıldır misafir kabul etmiyoruz, tatile bile gitmedik, artık başarmalısın”, “Biz ne zor şartlarda bu sınavı kazandık, senin her imkanın var, tabi ki yapacaksın”, “Ailede herkes iyi bir üniversite okudu, sende iyi bir okul kazanmalısın”. Ailelerin olumsuz tutumları nelere neden olabilir? Olumsuz tutumlar, sınava girecek kişide kendine olan güvende azalma, aşırı endişe, gerginlik, istek yitimi, huzursuzluk ve bunların sonucu performansta düşme ve başarısızlığa neden olabilir. Unutmayalım ki olumsuz konuşarak hiç kimsenin motivasyonunu, isteğini, iyi hissetmesini artıramayız. Gençlerin hayatında bu denli önem verdikleri sınav için temel gereklilik güven ve yanında durmaktır.” (ntvmsnc)
23 Mayıs 2015 Cumartesi
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan liseye geçenlere ek puan müjdesi
MEB tarafından yürütülen yeni düzenlemeyle öğrencilere ek puan hakkı geliyor. Liseye geçişte öğrenciye sanat ve spor etkinlikleri üzerinden ek puan verilmesi sağlanacak.
Milli eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, sosyal etkinlikler ile sanat ve spor etkinliklerinde öğrencilerin kendilerini daha fazla geliştirecekleri mekanizmaları oluşturarak, liselere geçişte, bu faaliyetler üzerinden ek puan verilecek bir düzenleme için hazırlık yapıyor.
Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin, yetenekli çocukların güzel sanatlar ve spor liselerinde eğitim aldıklarını belirterek, daha önce spor ve güzel sanatların aynı çatı altında bulunduğunu hatırlattı. Daha sonra bu okulların iki ayrı tür olarak düzenlendiğini anlatan Tekin, öğrencilerin, okul hayatlarında sosyal ve sanatsal alanlara yeterince zaman ayıramadığına dikkati çekti.
Tekin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile spor tarihinin en önemli işbirliği yapılarak İstanbul'da açılan Meral-Celal Aras Spor Lisesi'sinin, Türkiye'nin ilk futbol okulu olduğunu dile getirdi.
Özellikle Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in okulun açılmasında, süreci başından beri birebir takip ettiğini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Terim kurguladı, biz de akademik kısmında ona destek olmaya çalıştık. Biz, akademik alanda çocuklara ders veriyoruz, öğrencilerin seçimi ve diğer dersleri TFF ve futbol konusunda donanımlı akademisyenler yapıyor. Başarılı bir model ve iyi bir örnek olacak. Daha önce voleybol okulu vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, federasyonlarla iletişime geçiyor. Spor liseleri tabelası altında spesifik spor dalları üzerine liseler açmak istiyoruz. basketbol, voleybol, kış sporları gibi. Bunun altyapısını oluşturuyoruz. Federasyonların, ne kadar yapabileceğine bakarak sayıları belirleyeceğiz. Güzel sanatlar alanında da bu tür okulları açmak istiyoruz. Tiyatro, sinema, halk müziği gibi dallarda bu liseleri açmak rasyonelse ilgili kişilerle protokoller yaparak okulları açmayı arzu ediyoruz. Bu konuyu görüştüğümüz bazı sanatçılar sıcak yaklaşıyor. Birkaç tiyatrocu ve müzisyenle bu konuda ciddi görüşmeler yaptık. TFF ile yaptığımıza benzer bir protokol üzerinde çalışıyorlar. Bize önerilerini getirecekler, eğer uygun bulursak böyle bir protokol imzalayacağız."
GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRACAK MEKANİZMALAR ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR
Tekin, çocukların, her kademede okul değiştirebilmesini istediklerini, 4+4+4 eğitim sisteminde açık liselerden, temel liselerden, fen ve Anadolu liselerinden geçirgenliği kolaylaştırdıklarını ifade etti.
Ortaokullarda bunu sağlayacak mekanizmaları geliştirmeye çalıştıklarını belirten Tekin, "8 yıllık eğitimi kesintisiz hale getirmeyi istemek hem demokrasi hem insan hakları hem de özgürlüklerle bağdaşmıyor. Türkiye bunu aşmak için çok çaba sarf etti. Tekrar darbeci bir zihniyetin ürettiği, dayattığı noktaya geri dönmek akıl karı değil. Dolayısıyla kesintisiz eğitim çok rasyonel, çocukların gelişimiyle alakalı bir model değil. Biz kesintili eğitimle, çocuklar istedikleri tercihleri yapsın, istedikleri eğitim kurumlarında okusunlar istiyoruz" diye konuştu.
"ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE TÜBİTAK YARIŞMALARINDAN EK PUAN EKLENECEK"
Tekin, sportif ve sanatsal alanda yetenekli çocukların uygun şekilde yükseköğretim almalarına da zemin hazırlamak istediklerini anlatarak, şöyle dedi:
"Baştan beri, çocuklarımızın güzel sanatlar, sanat, spor ve sosyal faaliyetlerini daha fazla geliştirecek mekanizmaları üreteceğiz, demiştik. TEOG'u tanımlarken de uzun vadede, bu tür yetenekleri ölçecek, bunu liseye geçişte bir araç olarak kullanabilecek mekanizmaları da geliştireceğimizi ifade etmiştik. Şimdi Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüz bunun çalışmalarını yapıyor. Bunlar ölçülebilir hale geldiğinde, temel eğitimden orta eğitime geçişte, bu tür etkinlikler, yetenekler bir araç olarak kullanılacak ve okul puanlarına etki edecek."
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, spor, sanat, müzik, yabancı dil gibi kursların hepsi zaten MEB'in sistemine dahil olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda spor kulüplerini de entegre ettikten sonra, tüm Türkiye'de bunu eşit uygulayacağımızı düşündüğümüzde, sizin temel eğitimden ortaöğretime geçişte okul başarınız şu, ortak sınavlardan aldığınız puan şu, güzel sanatlar,spor ve sosyal etkinliklerden aldığınız puanlar şu, diyeceğiz. Böylece çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmesini sağlayacağız ve bunu da liseye girişte bir araç haline dönüştüreceğiz. Bu, üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından alınan ek puan gibi bir sistem olacak. Bütün bunları yaptığımızda, hem öğrenciler üzerindeki sınav baskısını daha da azaltmış hem de çocuklarımızın yeteneğini test çözmeye kurban etmemiş ve onu geliştirmesi için zemin oluşturmuş olacağız." (milliyet.com.tr)
Milli eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, sosyal etkinlikler ile sanat ve spor etkinliklerinde öğrencilerin kendilerini daha fazla geliştirecekleri mekanizmaları oluşturarak, liselere geçişte, bu faaliyetler üzerinden ek puan verilecek bir düzenleme için hazırlık yapıyor.
Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin, yetenekli çocukların güzel sanatlar ve spor liselerinde eğitim aldıklarını belirterek, daha önce spor ve güzel sanatların aynı çatı altında bulunduğunu hatırlattı. Daha sonra bu okulların iki ayrı tür olarak düzenlendiğini anlatan Tekin, öğrencilerin, okul hayatlarında sosyal ve sanatsal alanlara yeterince zaman ayıramadığına dikkati çekti.
Tekin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile spor tarihinin en önemli işbirliği yapılarak İstanbul'da açılan Meral-Celal Aras Spor Lisesi'sinin, Türkiye'nin ilk futbol okulu olduğunu dile getirdi.
Özellikle Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in okulun açılmasında, süreci başından beri birebir takip ettiğini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Terim kurguladı, biz de akademik kısmında ona destek olmaya çalıştık. Biz, akademik alanda çocuklara ders veriyoruz, öğrencilerin seçimi ve diğer dersleri TFF ve futbol konusunda donanımlı akademisyenler yapıyor. Başarılı bir model ve iyi bir örnek olacak. Daha önce voleybol okulu vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, federasyonlarla iletişime geçiyor. Spor liseleri tabelası altında spesifik spor dalları üzerine liseler açmak istiyoruz. basketbol, voleybol, kış sporları gibi. Bunun altyapısını oluşturuyoruz. Federasyonların, ne kadar yapabileceğine bakarak sayıları belirleyeceğiz. Güzel sanatlar alanında da bu tür okulları açmak istiyoruz. Tiyatro, sinema, halk müziği gibi dallarda bu liseleri açmak rasyonelse ilgili kişilerle protokoller yaparak okulları açmayı arzu ediyoruz. Bu konuyu görüştüğümüz bazı sanatçılar sıcak yaklaşıyor. Birkaç tiyatrocu ve müzisyenle bu konuda ciddi görüşmeler yaptık. TFF ile yaptığımıza benzer bir protokol üzerinde çalışıyorlar. Bize önerilerini getirecekler, eğer uygun bulursak böyle bir protokol imzalayacağız."
GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRACAK MEKANİZMALAR ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR
Tekin, çocukların, her kademede okul değiştirebilmesini istediklerini, 4+4+4 eğitim sisteminde açık liselerden, temel liselerden, fen ve Anadolu liselerinden geçirgenliği kolaylaştırdıklarını ifade etti.
Ortaokullarda bunu sağlayacak mekanizmaları geliştirmeye çalıştıklarını belirten Tekin, "8 yıllık eğitimi kesintisiz hale getirmeyi istemek hem demokrasi hem insan hakları hem de özgürlüklerle bağdaşmıyor. Türkiye bunu aşmak için çok çaba sarf etti. Tekrar darbeci bir zihniyetin ürettiği, dayattığı noktaya geri dönmek akıl karı değil. Dolayısıyla kesintisiz eğitim çok rasyonel, çocukların gelişimiyle alakalı bir model değil. Biz kesintili eğitimle, çocuklar istedikleri tercihleri yapsın, istedikleri eğitim kurumlarında okusunlar istiyoruz" diye konuştu.
"ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE TÜBİTAK YARIŞMALARINDAN EK PUAN EKLENECEK"
Tekin, sportif ve sanatsal alanda yetenekli çocukların uygun şekilde yükseköğretim almalarına da zemin hazırlamak istediklerini anlatarak, şöyle dedi:
"Baştan beri, çocuklarımızın güzel sanatlar, sanat, spor ve sosyal faaliyetlerini daha fazla geliştirecek mekanizmaları üreteceğiz, demiştik. TEOG'u tanımlarken de uzun vadede, bu tür yetenekleri ölçecek, bunu liseye geçişte bir araç olarak kullanabilecek mekanizmaları da geliştireceğimizi ifade etmiştik. Şimdi Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüz bunun çalışmalarını yapıyor. Bunlar ölçülebilir hale geldiğinde, temel eğitimden orta eğitime geçişte, bu tür etkinlikler, yetenekler bir araç olarak kullanılacak ve okul puanlarına etki edecek."
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, spor, sanat, müzik, yabancı dil gibi kursların hepsi zaten MEB'in sistemine dahil olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda spor kulüplerini de entegre ettikten sonra, tüm Türkiye'de bunu eşit uygulayacağımızı düşündüğümüzde, sizin temel eğitimden ortaöğretime geçişte okul başarınız şu, ortak sınavlardan aldığınız puan şu, güzel sanatlar,spor ve sosyal etkinliklerden aldığınız puanlar şu, diyeceğiz. Böylece çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmesini sağlayacağız ve bunu da liseye girişte bir araç haline dönüştüreceğiz. Bu, üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından alınan ek puan gibi bir sistem olacak. Bütün bunları yaptığımızda, hem öğrenciler üzerindeki sınav baskısını daha da azaltmış hem de çocuklarımızın yeteneğini test çözmeye kurban etmemiş ve onu geliştirmesi için zemin oluşturmuş olacağız." (milliyet.com.tr)
MEB ile Microsoft Türkiye'den ortak proje
Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Microsoft Türkiye, gençler için yeni bir projeye başlıyor. Teknolojik yeteneklerin üst düzeye çıkarılmasını amaçlayan proje yaklaşık 7 milyon kursiyer ve öğrenciye ulaşacak.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Microsoft Türkiye arasında iş birliği protokolü yapıldı. İş birliği protokolü MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Şaban Cengiz ile Microsoft Türkiye Sorumlusu Erhan Yalçın tarafından imzalandı. Yapılan iş birliği, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunan yıllık yaklaşık 5 milyon kursiyer ile 2 milyon açıköğretim öğrencisinin, meslekî eğitim merkezlerinde öğrenim gören çırak, kalfa, usta, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve öğretmenlerin Microsoft üretkenlik çözümü Office 365’ten yararlanmalarını ve uygulama geliştirme becerilerinin geliştirilmesini hedefliyor.
YAZILIM GELİŞTİRME HEDEFLENECEK
Ayrıca, kursiyer, öğrenci ve çalışanlar bu iş birliği ile Microsoft Türkiye’nin sosyal sorumluluk projesi olan Açık Akademi (www.acikakademi.com) internet sitesi aracılığıyla yazılım geliştirme konusunda eğitim alma imkânı bulabilecek.
7 MİLYON ÖĞRENCİ FAYDALANABİLECEK
Türkiye’nin 81 ilinde Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün ortaklığı ile hayata geçecek bu iş birliği sayesinde, kursiyer/öğrenci ve çalışanların teknoloji becerilerinin geliştirilmesi ve sağlanacak eğitimlerle yazılım ve uygulama geliştirme alanında farkındalıklarının arttırılması amaçlanıyor.
İş birliği kapsamında; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı İl Müdürlüklerinin ve 81 ildeki danışman öğretmenlerin katkılarıyla özellikle Microsoft’un iş üretkenliği alanında olmazsa olmaz çözümü Office 365, toplamda yaklaşık 7 milyon kursiyer ve öğrenciye ulaştırılacak.
İNTERNET ÜZERİNDEN TEMİN EDİLECEK
Kursiyer/öğrenci ve çalışanlar, eğitimlerinde kullanmak üzere Microsoft’un DreamSpark web sitesi (www.dreamspark.com) üzerinden Visual Studio 2013, SQL Server 2014, Windows Server ve birçok yazılım-uygulama geliştirme programını ücretsiz olarak temin edebilecek.
Dreamspark üzerinden sunulan fırsatlardan yararlanmak için öğrencilerin mail adresleriyle sisteme kayıt olmaları sağlanırken; online yazılım geliştirme okulu acikakademi.com internet sitesi ile öğrencilerin yazılım ve uygulama geliştirme alanında başarılı olabilmeleri için, doğru araçlara sahip olmaları ve doğru becerileri kazanmaları sağlanmış olacak.
MEB ile Microsoft Türkiye iş birliği kapsamında gerçekleştirilecek çalışmalarla gençlerin iş hayatında ihtiyaç duyacakları teknolojik yeterlilikleri konusunda eğitimlerle desteklenerek kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunuluyor.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Microsoft Türkiye arasında iş birliği protokolü yapıldı. İş birliği protokolü MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Şaban Cengiz ile Microsoft Türkiye Sorumlusu Erhan Yalçın tarafından imzalandı. Yapılan iş birliği, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunan yıllık yaklaşık 5 milyon kursiyer ile 2 milyon açıköğretim öğrencisinin, meslekî eğitim merkezlerinde öğrenim gören çırak, kalfa, usta, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve öğretmenlerin Microsoft üretkenlik çözümü Office 365’ten yararlanmalarını ve uygulama geliştirme becerilerinin geliştirilmesini hedefliyor.
YAZILIM GELİŞTİRME HEDEFLENECEK
Ayrıca, kursiyer, öğrenci ve çalışanlar bu iş birliği ile Microsoft Türkiye’nin sosyal sorumluluk projesi olan Açık Akademi (www.acikakademi.com) internet sitesi aracılığıyla yazılım geliştirme konusunda eğitim alma imkânı bulabilecek.
7 MİLYON ÖĞRENCİ FAYDALANABİLECEK
Türkiye’nin 81 ilinde Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün ortaklığı ile hayata geçecek bu iş birliği sayesinde, kursiyer/öğrenci ve çalışanların teknoloji becerilerinin geliştirilmesi ve sağlanacak eğitimlerle yazılım ve uygulama geliştirme alanında farkındalıklarının arttırılması amaçlanıyor.
İş birliği kapsamında; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı İl Müdürlüklerinin ve 81 ildeki danışman öğretmenlerin katkılarıyla özellikle Microsoft’un iş üretkenliği alanında olmazsa olmaz çözümü Office 365, toplamda yaklaşık 7 milyon kursiyer ve öğrenciye ulaştırılacak.
İNTERNET ÜZERİNDEN TEMİN EDİLECEK
Kursiyer/öğrenci ve çalışanlar, eğitimlerinde kullanmak üzere Microsoft’un DreamSpark web sitesi (www.dreamspark.com) üzerinden Visual Studio 2013, SQL Server 2014, Windows Server ve birçok yazılım-uygulama geliştirme programını ücretsiz olarak temin edebilecek.
Dreamspark üzerinden sunulan fırsatlardan yararlanmak için öğrencilerin mail adresleriyle sisteme kayıt olmaları sağlanırken; online yazılım geliştirme okulu acikakademi.com internet sitesi ile öğrencilerin yazılım ve uygulama geliştirme alanında başarılı olabilmeleri için, doğru araçlara sahip olmaları ve doğru becerileri kazanmaları sağlanmış olacak.
MEB ile Microsoft Türkiye iş birliği kapsamında gerçekleştirilecek çalışmalarla gençlerin iş hayatında ihtiyaç duyacakları teknolojik yeterlilikleri konusunda eğitimlerle desteklenerek kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunuluyor.
Okullarda üzüm dağıtılacak
TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Berber, okullarda sütten sonra kuru üzümün dağıtılmasına, eğitim öğretim döneminin bitimine 3 hafta kala başlanacağını bildirdi.
Milliyet'in haberine göre; TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanı ve Manisa Milletvekili Recai Berber, okullarda sütten sonra kuru üzümün dağıtılmasına, eğitim öğretim döneminin bitimine 3 hafta kala başlanacağını bildirdi.
Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki Tariş tesislerinde "okul üzümleri" için yoğun çalışma sürdürülüyor. Öğrenciler için 25'er gramlık paketler halinde hazırlanan kuru üzümler, projenin uygulanacağı pilot illere gönderiliyor.
Recai Berber, AA muhabirine yaptığı açıklamada, " Okul Üzümü Projesi" için uzun süre çalışma yürüttüklerini vurgulayarak, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Manisa'yı ziyaretinde müjdeli haberi Manisalılara verdiğini, sonrasında okullarda kuruüzüm dağıtılmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararı alındığını ve bunun Resmi gazete'de yayımlandığını hatırlattı.
Okullarda dağıtılması planlanan üzümlerin Tariş'in Alaşehir ilçesindeki tesislerinde hazırlandığını dile getiren Berber, "Bakanlar Kurulu kararına göre her yıl 60 bin ton kadar üzüm, öğrencilere rekoltenin durumuna ve ihtiyaca göre 'okul üzümü projesi' kapsamında dağıtılacak" diye konuştu.
Berber, hazırlıklarda son aşamaya gelindiğini anlatarak, "2014-2015 eğitim yılının son 3 haftasında bin 200 ton kuru üzüm, önümüzdeki günlerde pilot bölge olarak seçilen belli illerde dağıtılacak" ifadelerini kullandı.
İngiltere'deki okullarda Türk üzümü dağıtılıyor
Üzümün enerji kaynağı olarak doğrudan beynin yakıtı olan glikozu belli oranda vermek suretiyle zeka ve hafıza gelişimini sağladığına işaret eden Berber, İngiltere'deki okullarda da Türk üzümünün dağıtıldığını söyledi.
Milliyet'in haberine göre; TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanı ve Manisa Milletvekili Recai Berber, okullarda sütten sonra kuru üzümün dağıtılmasına, eğitim öğretim döneminin bitimine 3 hafta kala başlanacağını bildirdi.
Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki Tariş tesislerinde "okul üzümleri" için yoğun çalışma sürdürülüyor. Öğrenciler için 25'er gramlık paketler halinde hazırlanan kuru üzümler, projenin uygulanacağı pilot illere gönderiliyor.
Recai Berber, AA muhabirine yaptığı açıklamada, " Okul Üzümü Projesi" için uzun süre çalışma yürüttüklerini vurgulayarak, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Manisa'yı ziyaretinde müjdeli haberi Manisalılara verdiğini, sonrasında okullarda kuruüzüm dağıtılmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararı alındığını ve bunun Resmi gazete'de yayımlandığını hatırlattı.
Okullarda dağıtılması planlanan üzümlerin Tariş'in Alaşehir ilçesindeki tesislerinde hazırlandığını dile getiren Berber, "Bakanlar Kurulu kararına göre her yıl 60 bin ton kadar üzüm, öğrencilere rekoltenin durumuna ve ihtiyaca göre 'okul üzümü projesi' kapsamında dağıtılacak" diye konuştu.
Berber, hazırlıklarda son aşamaya gelindiğini anlatarak, "2014-2015 eğitim yılının son 3 haftasında bin 200 ton kuru üzüm, önümüzdeki günlerde pilot bölge olarak seçilen belli illerde dağıtılacak" ifadelerini kullandı.
İngiltere'deki okullarda Türk üzümü dağıtılıyor
Üzümün enerji kaynağı olarak doğrudan beynin yakıtı olan glikozu belli oranda vermek suretiyle zeka ve hafıza gelişimini sağladığına işaret eden Berber, İngiltere'deki okullarda da Türk üzümünün dağıtıldığını söyledi.
Etiketler:
eğitim,
men,
Milli Eğitim Bakanlığı,
okul,
öğrenci
16 Mayıs 2015 Cumartesi
AÖF 2015 sınav giriş yerleri ve sınav belgesi sorgulama
AÖF sınav tarihleri 7 Haziran milletvekili seçimleri nedeniyle düzenlendi... AÖF dönem sonu sınav yerleri yayınlandı. 2015 AÖF sınav giriş belgesi resmi site üzerinde erişime açıldı. Düzenlenen AÖF sınav tarihlerine göre Bahar Dönemi finalleri 23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek. Sınav giriş yerinizi öğrenmek için sisteme giriş yapabilirsiniz.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2015 sınav takvimindeki AÖF sınav tarihlerini son anda değiştirerek genel seçim öncesine aldı.
Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakültelerine kayıtlı öğrencilerin 23 Mayıs 2015 Cumartesi ve 24 Mayıs 2015 Pazar günleri yapılacak olan 2014-2015 öğretim yılı bahar dönemi dönem sonu sınavı için “Sınav Giriş Belgesi” yayınlandı.
Sınav Giriş Belgenizi www.anadolu.edu.tr/acikogretim adresindeki “Giriş Yapmak İçin Tıklayınız” bölümünden TC kimlik numarası ve şifreniz ile giriş yaparak öğrenci sayfanızdan ya da AÖF Bürolarından alınabilecek.
AÖF 2015 SINAV TARİHLERİ: Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı 24 - 25 Ocak 2015
Bahar Dönemi Ara Sınavı 18 - 19
Nisan 2015 Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı 23-24 Mayıs 2015
2014-2015 Tek Ders Sınavı 12 Temmuz 2015
AÖF HAKKINDA KISA BİLGİ
Eskişehir Anadolu Üniversitesine (AÜ) bağlı bir fakülte olup belki de tüm Türkiye'deki fakülteler içerisinde en fazla öğrenciye sahip ve en çok bilinenidir. En çok öğrenciye sahip olma ve çok bilinme nedeni ise örgün eğitim yerine uzaktan eğitim imkânı sunarak isteyen kişilerin eğitim hayatlarını devam ettirmelerine olanak sağlamasıdır. Halk arasında Açıköğretim diye bilinir ya da “Dışarıdan bitirmek” olarak tabir edilir.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2015 sınav takvimindeki AÖF sınav tarihlerini son anda değiştirerek genel seçim öncesine aldı.
Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakültelerine kayıtlı öğrencilerin 23 Mayıs 2015 Cumartesi ve 24 Mayıs 2015 Pazar günleri yapılacak olan 2014-2015 öğretim yılı bahar dönemi dönem sonu sınavı için “Sınav Giriş Belgesi” yayınlandı.
Sınav Giriş Belgenizi www.anadolu.edu.tr/acikogretim adresindeki “Giriş Yapmak İçin Tıklayınız” bölümünden TC kimlik numarası ve şifreniz ile giriş yaparak öğrenci sayfanızdan ya da AÖF Bürolarından alınabilecek.
AÖF 2015 SINAV TARİHLERİ: Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı 24 - 25 Ocak 2015
Bahar Dönemi Ara Sınavı 18 - 19
Nisan 2015 Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı 23-24 Mayıs 2015
2014-2015 Tek Ders Sınavı 12 Temmuz 2015
AÖF HAKKINDA KISA BİLGİ
Eskişehir Anadolu Üniversitesine (AÜ) bağlı bir fakülte olup belki de tüm Türkiye'deki fakülteler içerisinde en fazla öğrenciye sahip ve en çok bilinenidir. En çok öğrenciye sahip olma ve çok bilinme nedeni ise örgün eğitim yerine uzaktan eğitim imkânı sunarak isteyen kişilerin eğitim hayatlarını devam ettirmelerine olanak sağlamasıdır. Halk arasında Açıköğretim diye bilinir ya da “Dışarıdan bitirmek” olarak tabir edilir.
13 Mayıs 2015 Çarşamba
Yaz Okulları 2015
Okulların tatil olması ile yaz okulu ve kaz kampı ihtiyacı da ortaya çıktı. 2015 yılı yaz spor okullarından hangisi size ve çocuğunuza uygun?
Adı: İstanbul Yelken Kulübü Yaz Okulu
Adı: Pera Sanat
2015 yılı eğitim dönemi sona ermek üzere.
Çouğumuz çalışan ebeveynler olduğumuzdan ve çocuğumuzun keyifli bir yaz geçirmesini istediğimziden yaz okulları, yaz kampları ve yaz spor okulları araştırmasına girdik bile.
Çocuğumuz için en uygun yaz okulunu bulmak için hem çocuğun ilgi alanı, hem yaş aralığına uygun spor programı olan bir yaz kampı, hem de bütçemize uygun bir yaz spor okulu bulmak istiyoruz.
2015 yaz spor okullarından bazılarını sizler için derledik.
Yaz Okulları 2015
Adı: Kristal Çocuk Yaz Kampı
Web Sitesi: http://www.kristalcocuk.com/yaz-kampi.html
Dönemleri:
15 Haziran 2015 / 01 Eylül 2015
Yaş Aralığı: 6 -12 yaş
Ücretleri:
1 Haftalık tam gün program: 350 TL+KDV 1 Haftalık yarım gün program: 250 TL+KDV
2 Haftalık tam gün program: 700 TL+KDV 2 Haftalık yarım gün program: 450 TL+KDV
4 Haftalık tam gün program: 1350TL+KDV 4 Haftalık yarım gün programı: 850 TL+KDV
Adı: Marmara Sport
Web Sitesi: http://www.marmarasport.com/yaz-okulu.html
Dönemleri:
1. Dönem : 15 Haziran 2015 – 10 Temmuz 2015 ( 4 Hafta )
2. Dönem : 13 Temmuz 2015 – 07 Ağustos 2015 ( 4 Hafta )
3. Dönem : 10 Ağustos 2015 – 04 Eylül 2015 ( 4 Hafta )
Yaş Aralığı: 04 - 14 yaş
Ücretleri:
Yarım gün yaz okulu 850 TL
Tam gün yaz okulu 1300 TL
Haftalık gelmek isteyenler için ücretler aşağıdaki gibidir:
1 haftalık 390 TL
2 haftalık 780 TL
3 haftalık 1170 TL
Adı: Galatasaray Spor Okulları
Web Sitesi: http://www.galatasaraysporokullari.com/sayfa/yaz.okullari
Dönemleri:
1.Dönem : 15 Haziran 2015 – 10 Temmuz 2015 (4 Hafta)
2.Dönem : 13 Temmuz 2015 – 07 Ağustos 2015 (4 Hafta)
Yaş Aralığı: 5-17
Ücretleri:
1 Dönem (4 Hafta) Kayıt Ücreti : 1790 ? + %18 KDV
2 Dönem (8 Hafta) Kayıt Ücreti : 3390 ? + %18 KDV
Malzeme Bedeli: 190
Adı: Fenerbahçe Spor Okulları
Web Sitesi: http://www.fenerbahcesporokullari.com/tr/haberler/fenerbahce-yuzme-yaz-spor-okulu-2015_117.html
Dönemleri:
1.DÖNEM : 22 HAZİRAN – 24 TEMMUZ 2015 (5 HAFTA)
2.DÖNEM : 27 TEMMUZ – 28 AGUSTOS 2015 ( 5 HAFTA)
Yaş Aralığı: EN KÜÇÜK 2002 DOĞUMLU EN BÜYÜK 2001 DOĞUMLU
Ücretleri:
1.DÖNEM
TAM GÜN DÖNEM ÜCRETİ: 2.250 TL ÜYE: 1.800 TL KARDEŞ: 1.913 TL.
Y. GÜN DÖNEM ÜCRETİ: 1.350 TL ÜYE: 1.080 TL KARDEŞ:: 1.148 TL.
H.İÇİ KURSİYER DÖNEM ÜCRETİ : 750 TL ÜYE: 600 TL KARDEŞ:: 638 TL.
2. DÖNEM
TAM GÜN DÖNEM ÜCRETİ: 2.250 TL ÜYE: 1.800 TL KARDEŞ:: 1.913TL.
Y. GÜN DÖNEM ÜCRETİ: 1.350 TL ÜYE: 1.080 TL KARDEŞ:: 1.148 TL.
KURSİYER DÖNEM ÜCRETİ : 750 TL ÜYE: 600 TL KARDEŞ:: 638 TL.
Adı: Okyanus Koleji
Web Sitesi: http://www.okyanuskoleji.k12.tr/s/a/halka-acik-hizmetler/yaz-spor-okulu/
Dönemleri:
15 Haziran – 14 Ağustos 2015
15 Haziran – 14 Ağustos 2015
Yaş Aralığı: 6-13 yaş
Ücretleri:
Tam Gün : 09:00 -16:45 Arası Haftalık 235 TL – Dönemlik 705 TL
Yarım Gün: 12:30 – 16:45 Arası Haftalık 130 TL Dönemlik 309 TL
Adı: İstanbul Boğaziçi Spor Kulübü Derneği
Web Sitesi: http://www.burhanfelekyuzmehavuzu.com/yaz-okulu.html
Dönemleri:
1. Dönem : 15 Haziran 2015 – 10 Temmuz 2015 ( 4 Hafta )
2. Dönem : 13 Temmuz 2015 – 07 Ağustos 2015 ( 4 Hafta )
3. Dönem : 10 Ağustos 2015 – 04 Eylül 2015 ( 4 Hafta )
Yaş Aralığı: 04 - 14 yaş
Ücretleri:
Yarım gün yaz okulu 850 TL
Tam gün yaz okulu 1300 TL
1 haftalık 390 TL
2 haftalık 780 TL
3 haftalık 1170 TL
Adı: Spor Kolej
Web Sitesi: http://www.sporkolej.com/
Dönemleri:
15 –Haziran 10 Temmuz
20 Temmuz -14 Ağustos
17 Ağustos – 11 Eylül
Yaş Aralığı: 5 -17
Ücretleri: Tam Gün 880 TL
Adı: İstanbul Yelken Kulübü Yaz Okulu
Web Sitesi: http://www.anayelken.com.tr/iyk-yelken-yaz-okulu/
Dönemleri:
22 Haziran 2015 Başlangıç
22 Haziran 2015 Başlangıç
Yaş Aralığı: 06-17 yaş
Ücretleri:
06-12 yaş: 2250 TL
12-17 yaş: 2250 TL
Adı: Aqua Kamp
Web Sitesi: http://aquakamp.com/yaz-okulu
Dönemleri:
15 Haziran - 4 Eylül
15 Haziran - 4 Eylül
Yaş Aralığı: 5 -12 Yaş
Ücretleri:
Tam Gün Programı : 950 TL + KDV (KDV %8 ‘dir)
Yarım Gün Programı : 700 TL + KDV (KDV % 8’dir)
Kıyafet : 2 adet T-Shirt – Şort – AQUA Yüzücü Bonesi: 30 TL
Adı: Green Wood
Web sitesi: http://www.greenwoodcamp.com/summer-camp.html
Dönemleri:
2 HAFTALIK DÖNEMLER
1. Dönem: 22 Haziran - 03 Temmuz (2 Hafta)
2. Dönem: 06 Temmuz - 17 Temmuz (2 Hafta)
(16 Temmuz Yarım Gün / 17 Temmuz Tatil)
3. Dönem: 20 Temmuz - 31 Temmuz (2 Hafta)
4. Dönem: 03 Ağustos - 14 Ağustos (2 Hafta)
5. Dönem: 17 Ağustos - 28 Ağustos (2 Hafta)
3 HAFTALIK DÖNEMLER
1. Dönem: 22 Haziran - 10 Temmuz (3 Hafta)
2. Dönem: 20 Temmuz - 07 Ağustos (3 Hafta)
3. Dönem: 17 Ağustos - 28 Ağustos (3 Hafta)
Yaş Aralığı: 4 -12 yaş
Ücretleri: Belirlenmemiş
Adı: Pera Sanat
Web Sitesi: http://www.perakadikoy.com/yaz_okulu.html
Yaş Aralığı: 5 -12
Dönemleri: Programı 1 hafta ya da 2 hafta olarak alabilmektesiniz.
Ücretleri: Belirlenmemiş
Suriyeli öğrenciler için üniversite kuruluyor!
Gaziantep'te öncelikli olarak Suriyeli öğrencilerin okuyacağı Türk-Katar Uluslararası Üniversitesi kurulacak.
Bakan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı Tevfik İleri Salonunda, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Nabi Avcı, konaklama merkezlerinde bulunan Suriyeli mültecilerin çocuklarına verilen eğitime ilişkin bir soru üzerine, kamplarda belediyelerin ve STK'ların açtığı okullarda, Türkiye'nin hassasiyetlerine göre gözden geçirilen Suriye müfredatı ile haftada 5 saat Türkçe dersi okutulduğunu dile getirdi.
Daha çok okula ve yüksek öğretim görenler için üniversitelerde kontenjana ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Avcı, "Türk öğrenciler girdikten sonra ayrıca Suriyeliler için oluşturduğumuz ek kontenjanla alım yapıyoruz. Kimse şu dedikoduyu yapamaz, muhalefette öyle eğilimler gördüğüm için söylüyorum. 'Türk öğrenciler dururken, Suriyeliler eğitim alıyor.' Hayır, Suriyeliler için bilahare kontenjan oluşturuluyor" diye konuştu.
Bakan Avcı, Gaziantep'te öncelikli olarak Suriyeli öğrencilerin okuyacağı Türk-Katar Uluslararası Üniversitesi kurulacağını da kaydetti.
Bakan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı Tevfik İleri Salonunda, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Nabi Avcı, konaklama merkezlerinde bulunan Suriyeli mültecilerin çocuklarına verilen eğitime ilişkin bir soru üzerine, kamplarda belediyelerin ve STK'ların açtığı okullarda, Türkiye'nin hassasiyetlerine göre gözden geçirilen Suriye müfredatı ile haftada 5 saat Türkçe dersi okutulduğunu dile getirdi.
Daha çok okula ve yüksek öğretim görenler için üniversitelerde kontenjana ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Avcı, "Türk öğrenciler girdikten sonra ayrıca Suriyeliler için oluşturduğumuz ek kontenjanla alım yapıyoruz. Kimse şu dedikoduyu yapamaz, muhalefette öyle eğilimler gördüğüm için söylüyorum. 'Türk öğrenciler dururken, Suriyeliler eğitim alıyor.' Hayır, Suriyeliler için bilahare kontenjan oluşturuluyor" diye konuştu.
Bakan Avcı, Gaziantep'te öncelikli olarak Suriyeli öğrencilerin okuyacağı Türk-Katar Uluslararası Üniversitesi kurulacağını da kaydetti.
10 Mayıs 2015 Pazar
ALES heyecanı yarın yaşanacak
2015 ALES İlkbahar Dönemi Sınavı, 10 Mayıs 2015 tarihinde yani yarın yapılacak.
2015 ALES İlkbahar Dönemi Sınavı, 10 Mayıs 2015 tarihinde yani yarın yapılacaktır. Sınava başvurular, 19-31 Mart 2015 tarihleri arasında alındı.
78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanları Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye, 5538 sayılı Kanunla eklenen Ek Madde 8 uyarınca, yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına açıktan veya öğretim elemanı dışındaki kadrolardan naklen atanabilmek için, ÖSYM tarafından yapılacak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavına (ALES) girmek zorunludur.
Türkiye'de bir lisansüstü eğitimi programında öğrenim görmek isteyenler de ALES'e girmek zorundadırlar. Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Konservatuvarlara alınacak yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik öğrencilerinden, ALES’e girmiş olma koşulu aranmaz.
Ancak, Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Konservatuvarlardaki doktora programlarına başvurularda Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü senatolarınca ALES puan şartı getirilebilir.
Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı ihtiyacının karşılanması amacıyla veya kamu kurum ve kuruluşlar adına lisansüstü öğrenimi görmek üzere yurt dışına gönderilecek adayların seçiminde de bu sınavın sonuçları kullanılacaktır. Bu yolla yurt dışında lisansüstü öğrenim görmek isteyen adayların bu sınava girmeleri zorunludur.
Mecburi hizmet yükümlülüğü olmaksızın, kendi imkânlarıyla yurt dışında lisansüstü öğrenim göreceklerin bu sınava girme zorunluluğu bulunmamaktadır. Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de ALES sonuçları kullanılacaktır.
Sınava, bir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar, lisans programını bitirenler ile denklik belgesi almış olmak kaydıyla yurt dışında lisans eğitimi görmüş olanlar başvurabilirler. ALES'e yabancı uyruklular da girebilecektir.
Sınava başvurmak isteyen adaylar, 2015-ALES İlkbahar Dönemi Kılavuzu ile Aday Başvuru Formuna başvuru tarihleri içinde ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr İnternet adresinden ulaşabilirler. Kılavuz dağıtımı yapılmayacaktır.
Kılavuzda; başvuru, sınav, değerlendirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Sınava başvuracak adayların bu kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir. Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
2015 ALES İlkbahar Dönemi Sınavı, 10 Mayıs 2015 tarihinde yani yarın yapılacaktır. Sınava başvurular, 19-31 Mart 2015 tarihleri arasında alındı.
78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanları Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye, 5538 sayılı Kanunla eklenen Ek Madde 8 uyarınca, yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına açıktan veya öğretim elemanı dışındaki kadrolardan naklen atanabilmek için, ÖSYM tarafından yapılacak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavına (ALES) girmek zorunludur.
Türkiye'de bir lisansüstü eğitimi programında öğrenim görmek isteyenler de ALES'e girmek zorundadırlar. Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Konservatuvarlara alınacak yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik öğrencilerinden, ALES’e girmiş olma koşulu aranmaz.
Ancak, Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Konservatuvarlardaki doktora programlarına başvurularda Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü senatolarınca ALES puan şartı getirilebilir.
Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı ihtiyacının karşılanması amacıyla veya kamu kurum ve kuruluşlar adına lisansüstü öğrenimi görmek üzere yurt dışına gönderilecek adayların seçiminde de bu sınavın sonuçları kullanılacaktır. Bu yolla yurt dışında lisansüstü öğrenim görmek isteyen adayların bu sınava girmeleri zorunludur.
Mecburi hizmet yükümlülüğü olmaksızın, kendi imkânlarıyla yurt dışında lisansüstü öğrenim göreceklerin bu sınava girme zorunluluğu bulunmamaktadır. Yükseköğretim Kurulu tarafından izin verilen yükseköğretim kurumlarındaki öğretmenlik sertifika programlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinde de ALES sonuçları kullanılacaktır.
Sınava, bir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar, lisans programını bitirenler ile denklik belgesi almış olmak kaydıyla yurt dışında lisans eğitimi görmüş olanlar başvurabilirler. ALES'e yabancı uyruklular da girebilecektir.
Sınava başvurmak isteyen adaylar, 2015-ALES İlkbahar Dönemi Kılavuzu ile Aday Başvuru Formuna başvuru tarihleri içinde ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr İnternet adresinden ulaşabilirler. Kılavuz dağıtımı yapılmayacaktır.
Kılavuzda; başvuru, sınav, değerlendirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Sınava başvuracak adayların bu kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir. Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
7 Mayıs 2015 Perşembe
Dilek öğretmen bir köyün kaderini değiştiriyor
Sabancı Vakfı’nın toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlattığı “Fark Yaratanlar” programı altıncı sezonunda da devam ediyor. Altıncı sezonun on dördüncü Fark Yaratan’ı Dilek Livaneli oldu.
Hürriyet'in haberine göre; Dilek Livaneli, 13 yıllık öğretmenliğinin son 6 yılını Samsun’da Kumköy İlköğretim Okulu’nda geçirdi. Bu köy okulunda birçok proje geliştiren Livaneli, okulun hem öğretmeni, hem çalışanı, hem de müdürü oldu.
Dilek Livaneli, Kumköy köy okulunda dört farklı sınıfa aynı derslik içinde eğitim vererek öğretmenlik mesleğini sürdürüyor. Ders saatleri dışında da köy halkı ve köy okulunda okuyan çocuklar için çalışmalar yapıyor. Dilek Livaneli işe ilk olarak “Okulum Gençleşiyor” projesi ile başladı. Öğrenciler için okulun bir odasını hobi sınıfına çevirdi. Öğrencilerin hayata daha donanımlı katılımları için onlarca farklı proje geliştirdi.
Öğrencilerini ilk defa buz pateni, opera, sinema ve tiyatro ile tanıştırdı. Sadece okulda okuyan öğrencileri için değil, Kumköylüler için de çalışmalar yaptı. İlk olarak köyde okuma yazma bilmeyen kadınlar için okuma yazma kursları düzenledi. Dilek öğretmen köyde yaşayan kadınlar için devlet ve özel sektör desteği ile bir ayakkabı atölyesi açarak kadınların ekonomik açıdan güçlenmelerine yardımcı oldu.
İdealist bir öğretmen olan Dilek Livaneli yaptığı çalışmalardan dolayı onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı tarafından 2015 Küresel Öğretmen Ödüllerine aday gösterildi ve dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasına giren ilk Türk öğretmen oldu.
Dilek Livaneli, köy okulundaki çocukların kendi yaşıtlarından geri kalmamaları için çalışmalarda bulundu. Sadece öğrenciler için değil yetişkinler için de projeler geliştirdi. Kumköy’deki kadınların hem ekonomik özgürlüklerini, hem de özgüvenlerini kazanmalarına yardımcı oldu. Bir köyün kaderini değiştirdi. Hem Samsun Kumköy’de köy okulunda okuyan öğrencilerin, hem de köyde yaşayan kadınların hayatında kocaman bir fark yarattı.
Hürriyet'in haberine göre; Dilek Livaneli, 13 yıllık öğretmenliğinin son 6 yılını Samsun’da Kumköy İlköğretim Okulu’nda geçirdi. Bu köy okulunda birçok proje geliştiren Livaneli, okulun hem öğretmeni, hem çalışanı, hem de müdürü oldu.
Dilek Livaneli, Kumköy köy okulunda dört farklı sınıfa aynı derslik içinde eğitim vererek öğretmenlik mesleğini sürdürüyor. Ders saatleri dışında da köy halkı ve köy okulunda okuyan çocuklar için çalışmalar yapıyor. Dilek Livaneli işe ilk olarak “Okulum Gençleşiyor” projesi ile başladı. Öğrenciler için okulun bir odasını hobi sınıfına çevirdi. Öğrencilerin hayata daha donanımlı katılımları için onlarca farklı proje geliştirdi.
Öğrencilerini ilk defa buz pateni, opera, sinema ve tiyatro ile tanıştırdı. Sadece okulda okuyan öğrencileri için değil, Kumköylüler için de çalışmalar yaptı. İlk olarak köyde okuma yazma bilmeyen kadınlar için okuma yazma kursları düzenledi. Dilek öğretmen köyde yaşayan kadınlar için devlet ve özel sektör desteği ile bir ayakkabı atölyesi açarak kadınların ekonomik açıdan güçlenmelerine yardımcı oldu.
İdealist bir öğretmen olan Dilek Livaneli yaptığı çalışmalardan dolayı onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı tarafından 2015 Küresel Öğretmen Ödüllerine aday gösterildi ve dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasına giren ilk Türk öğretmen oldu.
Dilek Livaneli, köy okulundaki çocukların kendi yaşıtlarından geri kalmamaları için çalışmalarda bulundu. Sadece öğrenciler için değil yetişkinler için de projeler geliştirdi. Kumköy’deki kadınların hem ekonomik özgürlüklerini, hem de özgüvenlerini kazanmalarına yardımcı oldu. Bir köyün kaderini değiştirdi. Hem Samsun Kumköy’de köy okulunda okuyan öğrencilerin, hem de köyde yaşayan kadınların hayatında kocaman bir fark yarattı.
5 Mayıs 2015 Salı
Liselerde çift diploma dönemi
Milli Eğitim Bakanlığı, üniversitelerde uygulanan 2 diplomalı mezuniyet sağlayan "yan dal" veya "çift anadal" gibi uygulamaları liselerde de hayata geçirmeyi planlıyor.
Milli eğitim Bakanlığı, 2015-2019 stratejik plan taslağına göre, öğrencilerin yan dal veya çift anadal fırsatlarından yararlanabilmeleri için belirli bir not ortalamasını yakalaması gerekecek.
Bu sayede meslek lisesinde elektrik-elektronik bölümünde okuyan bir öğrenci, not ortalamasını tutturması halinde radyo televizyon veya plastik teknolojisi ya da raylı sistemler teknolojisi gibi alanlarda da yan dal eğitimi alabilecek.
Ayrıca meslek lisesinde eğitim gören bir öğrenci okul başarı puanının yeterli olması halinde Anadolu lisesinde veya anadolu imam hatip liselerinde çift anadal olarak eğitim alabilecek. Bu öğrenciler çift diploma sahibi olacak.
(miliyet.com.tr)
Bu sayede meslek lisesinde elektrik-elektronik bölümünde okuyan bir öğrenci, not ortalamasını tutturması halinde radyo televizyon veya plastik teknolojisi ya da raylı sistemler teknolojisi gibi alanlarda da yan dal eğitimi alabilecek.
Ayrıca meslek lisesinde eğitim gören bir öğrenci okul başarı puanının yeterli olması halinde Anadolu lisesinde veya anadolu imam hatip liselerinde çift anadal olarak eğitim alabilecek. Bu öğrenciler çift diploma sahibi olacak.
(miliyet.com.tr)
Etiketler:
eğitim,
lise,
meb,
Milli Eğitim Bakanlığı
3 Mayıs 2015 Pazar
AÖF sınav sonuçları açıklandı
18-19 Nisan tarihinde yapılan AÖF Bahar Dönemi vize sınav sonuçları resmi site üzerinde yayınlandı. AÖF sınav sonuçlarıyla ilgili tüm bilgileri haberimizde bulabilirsiniz.
AÖF 2015 yılı Bahar Dönemi vize sınavları 18-19 Nisan'da gerçekleşti. AÖF öğrencileri heyecanla sınav sonuçlarının açıklanmasını bekliyorlardı. AÖF sınav sonuçları açıklandı işte ayrıntılar...
AÖF Soru Ve Cevaplarına nereden ulaşılıyor?
anadolu üniversitesi İktisat, İşletme ve Açıköğretim Fakülteleri 2001 yılından bu yana sınav soruları ve cevap anahtarları e-Kitap biçiminde yayınlanmaktadır. Öğrenciler TC kimlik numarasıyla oturum açarak (Açıköğretim Fakültesi oturum açma sayfası: için tıklayınız) "Fakülte" başlığından "Sınav Soruları" seçeneğine, "Bölüm" başlığından öğretim yılını, "Ders" başlığından istenen sınavı seçerek sınav sorularına erişebilirler.
Eğer Açıköğretim sistemiyle öğrenim gören Açıköğretim Fakültesi, İşletme Fakültesi ve İktisat Fakültesi öğrencisi iseniz, "T.C. Kimlik Numaranız" ile e-Öğrenme Portalına oturum açabilirsiniz.
Eğer fakültede bu sistemle öğrenim gören Batı Avrupa Programı öğrencisi iseniz, "Öğrenci Numaranız" ile e-Öğrenme Portalına oturum açabilirsiniz. Örgün program öğrencileri de portalda "Öğrenci Numarası" ile oturum açabileceklerdir. Yabancı uyruklu örgün program öğrencileri portalda "9..." ile başlayan "Öğrenci Numarası" ile oturum açabileceklerdir.
Eğer öğrencimiz değilseniz, yukarıdaki kutucuğa "konuk" yazarak e-Öğrenme Portalına oturum açabilirsiniz. Ancak bu durumda, çoğu hizmetimizden sınırlı olarak yararlanabilirsiniz. Öğretim Üyeleri, kendilerine bildirilen kullanıcı adı ve şifreleri ile sistemde oturum açabilirler.
Sınav Geçme Notları:
84 – 100 AA 4,00 Geçti
77 – 83 AB 3,70 Geçti
71 – 76 BA 3,30 Geçti
66 – 70 BB 3,00 Geçti
61 – 65 BC 2,70 Geçti
56 – 60 CB 2,30 Geçti
50 – 55 CC 2,00 Geçti
46 – 49 CD 1,70 Ortalamaya Bazlı Geçti
40 – 45 DC 1,30 Ortalamaya Bazlı Geçti
33 – 39 DD 1,00 Ortalamaya Bazlı Geçti
0 – 32 FF 0,00 Kaldı
AÖF sınav ve değerlendirme sistemleri
1. Yıllık Mutlak Sistem
Yıllık mutlak sistemde dersler dönem esasına göre değil, yıl esasına dayalı olarak belirlenmektedir. Sisteme kayıt yaptıran veya kayıtlı olup kayıt yenileten öğrenciler bir öğretim yılında sorumlu olduğu derslerden ara ve yıl sonu sınavlarına girerler. Yıl sonu sınavında başarısız olan öğrenciler bütünleme sınavına girerler.
Öğrencilerin bir dersten başarılı olabilmeleri için önceden belirlenen not ölçüsüne ulaşması beklenmektedir. Bir başka deyişle, mutlak değerlendirmede ulaşılması gereken standartlar önceden belirlenmektedir. Öğrencinin aldığı notların, belirlenen bu standartlara ulaşması gerekmektedir. Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakültelerinde daha önceki öğretim yıllarında yıllık mutlak sistemde öğretim yapılan programlarda geçme notu; ara sınavın %30’u yıl sonu veya bütünleme sınavının %70’nin toplamının en az 50 puan olması gibi bir ölçüt önceden belirlenmektedir.
Geçme notunun anlamı, alınan puanın belirlenen standart ile aynı ya da yüksek olmasıdır; kalma notunun anlamı ise alınan notun belirlenen standardın altında olması demektir. Dersin zorluk derecesi, öğrencinin potansiyeli, ilgi, yetenek ve beklentilerine bakılmaksızın, öğrencilerden her dersten önceden belirlenen başarı sınırına ulaşması beklenir. Bir öğrencinin başarısı, başka bir öğrencinin başarısından bağımsızdır.
2. Dönemlik-Kredili Sistem
Kredili sistem olarak uygulanan sistem literatürde değişik adlarla anılmaktadır. Bunlar; ders geçme, kredili sistem, bireyselleştirilmiş sistem, seçmeli sistem gibi. Tüm bu sistemlerin ortak yanı öğrenciyi merkeze almaları ve öğrencinin yararını ön planda tutan yaklaşımlara dayandırılmış olmalarıdır. Kredili sistemin özellikleri şu şekilde sıralanabilir; Öğrenci merkezlidir.
Her öğrenci potansiyeli oranında başarılı olur. Her öğrencinin her dersten aynı öl-çüde başarılı olması beklenmez. Öğrenciler, ilgileri, yetenekleri, amaçları ve beklentileri doğrultusunda kendi öğre-nimlerini gerçekleştirirler. Öğrenme bireyin sorumluluğundadır.
Program, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf dersleri olarak ayrılmaz, ancak dersler ile ilgili koşullar vardır. Kredili sistemin amacı, her öğrencinin kendi ilgi, istek ve yeteneğine göre yönlendirilme-sine, geliştirilmesine, belirli alanlarda yetiştirilmesine ve başarısızlıktan çok, başarının değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır.
(hürriyet.com.tr)
AÖF 2015 yılı Bahar Dönemi vize sınavları 18-19 Nisan'da gerçekleşti. AÖF öğrencileri heyecanla sınav sonuçlarının açıklanmasını bekliyorlardı. AÖF sınav sonuçları açıklandı işte ayrıntılar...
AÖF Soru Ve Cevaplarına nereden ulaşılıyor?
anadolu üniversitesi İktisat, İşletme ve Açıköğretim Fakülteleri 2001 yılından bu yana sınav soruları ve cevap anahtarları e-Kitap biçiminde yayınlanmaktadır. Öğrenciler TC kimlik numarasıyla oturum açarak (Açıköğretim Fakültesi oturum açma sayfası: için tıklayınız) "Fakülte" başlığından "Sınav Soruları" seçeneğine, "Bölüm" başlığından öğretim yılını, "Ders" başlığından istenen sınavı seçerek sınav sorularına erişebilirler.
Eğer fakültede bu sistemle öğrenim gören Batı Avrupa Programı öğrencisi iseniz, "Öğrenci Numaranız" ile e-Öğrenme Portalına oturum açabilirsiniz. Örgün program öğrencileri de portalda "Öğrenci Numarası" ile oturum açabileceklerdir. Yabancı uyruklu örgün program öğrencileri portalda "9..." ile başlayan "Öğrenci Numarası" ile oturum açabileceklerdir.
Eğer öğrencimiz değilseniz, yukarıdaki kutucuğa "konuk" yazarak e-Öğrenme Portalına oturum açabilirsiniz. Ancak bu durumda, çoğu hizmetimizden sınırlı olarak yararlanabilirsiniz. Öğretim Üyeleri, kendilerine bildirilen kullanıcı adı ve şifreleri ile sistemde oturum açabilirler.
Sınav Geçme Notları:
84 – 100 AA 4,00 Geçti
77 – 83 AB 3,70 Geçti
71 – 76 BA 3,30 Geçti
66 – 70 BB 3,00 Geçti
61 – 65 BC 2,70 Geçti
56 – 60 CB 2,30 Geçti
50 – 55 CC 2,00 Geçti
46 – 49 CD 1,70 Ortalamaya Bazlı Geçti
40 – 45 DC 1,30 Ortalamaya Bazlı Geçti
33 – 39 DD 1,00 Ortalamaya Bazlı Geçti
0 – 32 FF 0,00 Kaldı
AÖF sınav ve değerlendirme sistemleri
1. Yıllık Mutlak Sistem
Yıllık mutlak sistemde dersler dönem esasına göre değil, yıl esasına dayalı olarak belirlenmektedir. Sisteme kayıt yaptıran veya kayıtlı olup kayıt yenileten öğrenciler bir öğretim yılında sorumlu olduğu derslerden ara ve yıl sonu sınavlarına girerler. Yıl sonu sınavında başarısız olan öğrenciler bütünleme sınavına girerler.
Öğrencilerin bir dersten başarılı olabilmeleri için önceden belirlenen not ölçüsüne ulaşması beklenmektedir. Bir başka deyişle, mutlak değerlendirmede ulaşılması gereken standartlar önceden belirlenmektedir. Öğrencinin aldığı notların, belirlenen bu standartlara ulaşması gerekmektedir. Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakültelerinde daha önceki öğretim yıllarında yıllık mutlak sistemde öğretim yapılan programlarda geçme notu; ara sınavın %30’u yıl sonu veya bütünleme sınavının %70’nin toplamının en az 50 puan olması gibi bir ölçüt önceden belirlenmektedir.
Geçme notunun anlamı, alınan puanın belirlenen standart ile aynı ya da yüksek olmasıdır; kalma notunun anlamı ise alınan notun belirlenen standardın altında olması demektir. Dersin zorluk derecesi, öğrencinin potansiyeli, ilgi, yetenek ve beklentilerine bakılmaksızın, öğrencilerden her dersten önceden belirlenen başarı sınırına ulaşması beklenir. Bir öğrencinin başarısı, başka bir öğrencinin başarısından bağımsızdır.
2. Dönemlik-Kredili Sistem
Kredili sistem olarak uygulanan sistem literatürde değişik adlarla anılmaktadır. Bunlar; ders geçme, kredili sistem, bireyselleştirilmiş sistem, seçmeli sistem gibi. Tüm bu sistemlerin ortak yanı öğrenciyi merkeze almaları ve öğrencinin yararını ön planda tutan yaklaşımlara dayandırılmış olmalarıdır. Kredili sistemin özellikleri şu şekilde sıralanabilir; Öğrenci merkezlidir.
Her öğrenci potansiyeli oranında başarılı olur. Her öğrencinin her dersten aynı öl-çüde başarılı olması beklenmez. Öğrenciler, ilgileri, yetenekleri, amaçları ve beklentileri doğrultusunda kendi öğre-nimlerini gerçekleştirirler. Öğrenme bireyin sorumluluğundadır.
Program, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf dersleri olarak ayrılmaz, ancak dersler ile ilgili koşullar vardır. Kredili sistemin amacı, her öğrencinin kendi ilgi, istek ve yeteneğine göre yönlendirilme-sine, geliştirilmesine, belirli alanlarda yetiştirilmesine ve başarısızlıktan çok, başarının değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır.
(hürriyet.com.tr)
1 Mayıs 2015 Cuma
Öğrencilere müjde her ay 1000 lira!
YGS-1 puan türünde ilk 5 bin ila 10 bin kişi arasında yer alan öğrencilere verilen aylık 1000 liralık burs, yeni dönemde ilk 20 bine giren öğrencilere de verilecek. Böylece aynı puan türünde tercihte bulunan ve ilk 20 bine girmeyi başaran öğrenciler aylık 1000 lira burs alacak.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, TÜBİTAK Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Çelik’i ziyaret ederek, temel bilim programlarının güçlendirilmesi çalışmalarına destek istedi.
ÖSYM tarafından yapılan Lisans Yerleştirme Sınavında (LYS) MF puan türünde ilk 5.000 (beş bin) kişi arasında yer alarak; matematik, fizik, kimya, biyoloji bölümlerine yerleşen örgün lisans öğrencilerine aylık 2.000 (ikibin) TL burs, YGS-1 puan türünde 5.001 (beşbinbir) ile 10.000 (onbin) kişi arasında yer alan öğrencilere ise aylık 1.000 (bin) TL burs veriliyor.
YÖK Başkanı Saraç, TÜBİTAK tarafından verilen bu bursların öğrencilerin temel bilim programları olan Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik alanlarında tercih edilme sayısını artırdığına dikkat çekerek, bu teşvikin daha büyük sonuç üretmesi için ilk 10.000 kişiye kadar verilen bu bursların ilk 20.000’e verilmesini teklif ettiği açıklandı.
TÜBİTAK Başkan Vekili Çelik'in de öneriye çok olumlu baktığı ve 9 Mayıs 2015’te yapılacak olan Bilim Kurulu Toplantısında konuyu görüşüp karara bağlayacakları ifade edildi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, temel bilimleri güçlendirme çalışmaları çerçevesinde bu programlardan mezun olanların istihdamına yönelik “yeni alan tanımlamalarının” yapılacağı duyuruldu. Konuya ilişkin çalışmanın başladığı belirtilerek, "Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle, temel bilimleri tercih edecek öğrencilerimiz, ileride bu tercihlerinin kendileri için çok doğru olduğunu görecekler" denildi.
(hürriyet.com.tr)
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, TÜBİTAK Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Çelik’i ziyaret ederek, temel bilim programlarının güçlendirilmesi çalışmalarına destek istedi.
ÖSYM tarafından yapılan Lisans Yerleştirme Sınavında (LYS) MF puan türünde ilk 5.000 (beş bin) kişi arasında yer alarak; matematik, fizik, kimya, biyoloji bölümlerine yerleşen örgün lisans öğrencilerine aylık 2.000 (ikibin) TL burs, YGS-1 puan türünde 5.001 (beşbinbir) ile 10.000 (onbin) kişi arasında yer alan öğrencilere ise aylık 1.000 (bin) TL burs veriliyor.
YÖK Başkanı Saraç, TÜBİTAK tarafından verilen bu bursların öğrencilerin temel bilim programları olan Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik alanlarında tercih edilme sayısını artırdığına dikkat çekerek, bu teşvikin daha büyük sonuç üretmesi için ilk 10.000 kişiye kadar verilen bu bursların ilk 20.000’e verilmesini teklif ettiği açıklandı.
TÜBİTAK Başkan Vekili Çelik'in de öneriye çok olumlu baktığı ve 9 Mayıs 2015’te yapılacak olan Bilim Kurulu Toplantısında konuyu görüşüp karara bağlayacakları ifade edildi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, temel bilimleri güçlendirme çalışmaları çerçevesinde bu programlardan mezun olanların istihdamına yönelik “yeni alan tanımlamalarının” yapılacağı duyuruldu. Konuya ilişkin çalışmanın başladığı belirtilerek, "Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle, temel bilimleri tercih edecek öğrencilerimiz, ileride bu tercihlerinin kendileri için çok doğru olduğunu görecekler" denildi.
(hürriyet.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)