Araştırma, istihdam, öğretim ve uluslararası görünüm bakımından değerlendirilen ‘Dünyanın 50 yaş altındaki en iyi 100 üniversitesi’ listesine Bilkent, Koç ve Sabancı girmeyi başardı.
Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS, ‘Dünyanın 50 Yaş Altındaki En İyi Üniversiteleri’ni açıkladı. Toplamda 100 üniversitenin dahil olduğu listeye Türkiye’den üç vakıf üniversitesi girmeyi başardı. Sıralamada Bilkent Üniversitesi 51-60, Sabancı Üniversitesi 61-70 ve Koç Üniversitesi ise 71-80 sıra bandında yer buldu. Dünyanın 50 yaş altı en iyi üniversitesi Singapur’dan Nanyang Teknoloji Üniversitesi olurken, onu Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ikinci, Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü üçüncü sırada takip etti. ABD ve İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinin uzun yıllar önce kurulmuş olması nedeniyle listenin ilk 6’sında Asya üniversitelerinin hakimiyeti dikkat çekti. QS, 50 yaş altında en iyi üniversiteleri araştırma, öğretim kalitesi, istihdam sağlayabilme ve uluslararası görünüm olarak dört alanda sıraladı. QS bu liste için, Dünya Üniversiteleri Sıralaması’nın verilerini kaynak olarak kullandı. 8 üniversite ile Avustralya, listede en çok temsil edilen ülke oldu. Onu 7 üniversite ile Almanya ve 5 üniversite ile İspanya ve İngiltere takip etti.
Rektörler memnun
Prof. Dr. Abdullah Atalar (Bilkent Üniversitesi Rektörü): Bilkent Üniversitesi olarak eğitimimizi en ileri seviyeye taşımak için elimizden geleni yapıyoruz. Dünya sıralamaları listelerinde görünürlük ve emeğimizin takdiri bizi memnun ediyor.
Prof. Dr. Nihat Berker (Sabancı Üniversitesi Rektörü): Türkiye’den üniversitelerin dünya sıralamalarında giderek önlere geçmesinden çok mutluyuz. Bu hak edilmiş ilerlemeler, üniversitemizin bütün elemanlarına daha da azim ve çalışma gücü katıyor.
İstihdamda Bilkent
QS, dünya üniversitelerinin istihdam performanslarını değerlendirdiği ‘İstihdam Edilebilirlik 2016’ sıralamasının öncü listesini de yayımladı. Listeye Türkiye’den Bilkent Üniversitesi 151-200 bandından girdi. QS, 700 üniversitenin istihdam görünümünü 44 bin anketi analiz ederek oluşturdu. Kuruluş, üniversiteleri işveren saygınlığı, işveren ortaklıkları, öğretim üyelerinin çıktıları, işverenlerin kampustaki varlığı ve mezunların istihdam oranlarına göre sıraladı. QS, bu öncü liste ile sektör ve yükseköğretim kurumlarından gelen geribildirimler sayesinde daha güvenilir bir sıralama ölçümü oluşturmayı hedefliyor.
27 Kasım 2015 Cuma
26 Kasım 2015 Perşembe
Kek yapmayı bilemeyen TEOG’dan tam puan alamayacak!
Birinci TEOG oturumunda öğrenciler hangi sorularda zorlandı? Uzmanlar birinci dönem TEOG sınavını değerlendirdi.
25 ve 26 Kasım 2015 tarihinde yapılan birinci dönem TEOG sınavları dün ve bugün yapılan oturumlarla tamamlandı.
Milli Eğitim Bakanlığınca 8. sınıflara yönelik yapılan merkezi ortak sınavlar, birinci dönemin TEOG sınavında da çok tartışılacak ve itirazlara neden olacak sorular içeriyor. 25-26 Kasım’da gerçekleştirilen birinci dönem TEOG sınavının son üç yılın en zor sınavı olduğunu vurgulayan uzmanlar, sınavdaki iki fen sorusunun hatalı olduğuna dikkat çektiler.
Kek yapmayı bilen öğrencilerin çözebileceği İngilizce Sınavı sorusu da TEOG’a damgasını vurdu. İkinci TEOG’da İngilizce sınavının sorusu öğrencilere kek yaptırdı. Kek yapmayı bilmeyen öğrenciler TEOG’dan tam puan alamayacak!
Birinci TEOG oturumunda öğrenciler hangi sorularda zorlandı? Uzmanlar birinci dönem TEOG sınavını değerlendirdi.
SON 3 YILIN EN ZOR SINAVI
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Yılmaz; ‘Her iki günde yapılan 6 sınavı genel olarak değerlendirdiğimizde son üç yılın en zor sınavı olduğunu söyleyebiliriz. Bu yılki sınavlar öğrencilerin konularla ilgili edim ve kazanım çıkarma becerilerini de ölçmeye yönelik hazırlanmış.
Ayrıca sınavlar 8. sınıf konularından yapılmış olmakla birlikte özellikle Türkçe ve matematikte öğrencinin 6. ve 7. sınıf bilgilerine de sahip olması gerekiyor’ diyerek 6 sınavı ayrıntılarıyla ele aldı:
TÜRKÇE
“Son 3 yılın en zor Türkçe sınavı olarak değerlendirebiliriz”
A Kitapçığı
1. Soru: (Sözcükte Anlam) anlamı bulma açısından zorlayıcı. Her seçenekte değişik sözcük ve anlam var.
2. Soru: Kurcalamak deyiminin cümleye kattığı anlamla ilgili çeldiriciler çok güçlü. (A-D) doğru Yanıt B.
4. Soru: Ömer Dayı sorusunda öğrenciler öznel nesnel kavramını karıştırmış.
5. Soru: (Neden sonuç ilişkisi) alışılmışın dışında biraz daha zorlayıcı. (bir tık daha kapalı) Önceki TEOG’larda çok açık soruluyordu.
7. Soru: (Yazı Türü) zorlamışlar. Ama soru çok açık.
14 Soru: İtiraza sebep olabilir. Bu soru iki ayrı metnin karşılaştırması ortak yönü olmayanı soruyor. Teorik olarak iki cümlede karşılaştırma var. İki paragrafta da birer karşılaştırma cümlesi var. Birinde olması gerekiyordu, virgülün (soruyu hazırlayanlar) (Karşılaştırma değil, bilgi verme diyebilirler)
17. Soru: (;) geçmişe göre daha alt görevlerine değinilmiş. Sıkça bilinenden daha alt bir soru tipi. (Soru çok güzel hazırlanmış) Sorular genel anlamda anlaşılır.
MATEMATİK
“Geçen yıla göre biraz daha zor. 16 soru geçen yılla hemen hemen aynı. Öğrenciler, 4 soruda zorlanmışlar.”
A KİTAPÇIĞI
3. SORU: Üslü ve ondalıklı sayılar birlikte kullanılmış. Geçmiş bilgilerin kullanılmasını gerektiriyor. (Hem 8.sınıf hem 6. sınıf konusu)
6. SORU: Üslü sayılar. Sorunun çözümü için öğrencinin tam kare sayıları bilmesi ve yorum yapabilmesi gerekiyor. (Özellikle bu tarz sorular orijinal ve yorum gerektiren sorulardır.)
9. SORU: Köklü sayılarda sıralama sorusu. Mantık ve yorum gerektiriyor. En çok eleyen soru. Öğrencilerin büyük çoğunluğu ilk kez böyle bir soru tipi ile karşılaşmıştır.
18. -19. SORU: İkisi de kare köklü sayı sorusu. Çözüm için öğrencinin 7. sınıf geometri konularını da bilmesi gerekiyor.
Özetle geçen yıldan daha zorlayıcı cevabı net olan sorular. Öğrencinin mantık yürütme becerisini ölçmeye yönelik sorularla zorlamışlar.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
“Geçen yıla göre daha seçici bir sınavdı. Yorum sorusu fazlaydı”
A KİTAPÇIĞI
9. SORU: Seçici soru okulda para bulan öğrenci davranışının ayet karşılaştırması ağırdı.
19. SORU: Kaza sorusu çok mantıklı olmamakla birlikte cevabı açıktı.
FEN VE TEKNOLOJİ
“Genel anlamda geçmiş TEOG sorularına göre daha eleyici. Hatalı olduğunu düşündüğümüz sorular dışındaki sorular çok güzel hazırlanmış”
A KİTAPÇIĞI
2. VE 3. SORULAR: Öğrencilerin bilimsel düşünme becerilerini ölçmeye yönelik paragraf soruları şeklinde sorulmuş. Bu tür sorularla ilk defa karşılaştılar. Bu iki soru aynı zamanda eleyici sorulardı. Son üç yılın en zor sınavı Fen Bilimleri sınavı olduğunu düşünüyoruz.
13. SORU: Soruda cismin yoğunluğunun suyun yoğunluğundan büyük ya da eşit olduğu belirtilmeliydi. Bu haliyle soru çift cevaplıdır. Hem B olabilir, bakış açısına göre C’ de olabilir.
16. SORU: Şekildeki terazinin eşit kollu terazi olduğunun belirtilmesi gerekiyordu. Soruyu çözememiş olanlar itiraz edebilir.
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
“İnkılap tarihinden yorum ağırlıklı paragraf soruları sorulmuş. Soruların çözümü için hem bilmek hem de yorum yapabilmek gerekiyor”
A KİTAPÇIĞI
7. SORU: Soruyla öğrencilerin dikkati ölçmeye çalışılmış.
9. SORU: Öğrencilerin en çok zorlandığı soru olmuş. Bu soru öğrencinin bilgiyi yorumlayıp çıkarım yapmasını gerektiriyor.
Daha önceki TEOG’lara göre güçlük derecesi daha fazla olan bir sınav olmuş. Soruların büyük bölümü öğrencilerin anlama ve yorumlama becerisini ölçmeye yönelik hazırlanmış daha üst düzey davranışları içeriyor.
İNGİLİZCE
“Fırında kek yapmayı bilemeyen İngilizce’den bir soruyu kaçırdı. İngilizce soruları anlama ve yorumlamaya dayalı olduğu için dil alt yapısı gerektiriyor. Önce ki yıllarda olduğu gibi gramer ve sözcük ile ilgili sorulardan çok öğrencinin okuduğunu anlama ve uygun durumu düşen ifadeyi bulmaya yönelik sorular ağırlıkta idi”
C KİTAPÇIĞINDA
10. SORU: Fırında kek yapmakla ilgili bir sıralama sorusunda yanlış yapmışlar. Sınav soruları edinim ve kazanımlara bağlı hazırlanmış.
(sözcü.com.tr)
25 ve 26 Kasım 2015 tarihinde yapılan birinci dönem TEOG sınavları dün ve bugün yapılan oturumlarla tamamlandı.
Milli Eğitim Bakanlığınca 8. sınıflara yönelik yapılan merkezi ortak sınavlar, birinci dönemin TEOG sınavında da çok tartışılacak ve itirazlara neden olacak sorular içeriyor. 25-26 Kasım’da gerçekleştirilen birinci dönem TEOG sınavının son üç yılın en zor sınavı olduğunu vurgulayan uzmanlar, sınavdaki iki fen sorusunun hatalı olduğuna dikkat çektiler.
Kek yapmayı bilen öğrencilerin çözebileceği İngilizce Sınavı sorusu da TEOG’a damgasını vurdu. İkinci TEOG’da İngilizce sınavının sorusu öğrencilere kek yaptırdı. Kek yapmayı bilmeyen öğrenciler TEOG’dan tam puan alamayacak!
Birinci TEOG oturumunda öğrenciler hangi sorularda zorlandı? Uzmanlar birinci dönem TEOG sınavını değerlendirdi.
SON 3 YILIN EN ZOR SINAVI
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Yılmaz; ‘Her iki günde yapılan 6 sınavı genel olarak değerlendirdiğimizde son üç yılın en zor sınavı olduğunu söyleyebiliriz. Bu yılki sınavlar öğrencilerin konularla ilgili edim ve kazanım çıkarma becerilerini de ölçmeye yönelik hazırlanmış.
Ayrıca sınavlar 8. sınıf konularından yapılmış olmakla birlikte özellikle Türkçe ve matematikte öğrencinin 6. ve 7. sınıf bilgilerine de sahip olması gerekiyor’ diyerek 6 sınavı ayrıntılarıyla ele aldı:
TÜRKÇE
“Son 3 yılın en zor Türkçe sınavı olarak değerlendirebiliriz”
A Kitapçığı
1. Soru: (Sözcükte Anlam) anlamı bulma açısından zorlayıcı. Her seçenekte değişik sözcük ve anlam var.
2. Soru: Kurcalamak deyiminin cümleye kattığı anlamla ilgili çeldiriciler çok güçlü. (A-D) doğru Yanıt B.
4. Soru: Ömer Dayı sorusunda öğrenciler öznel nesnel kavramını karıştırmış.
5. Soru: (Neden sonuç ilişkisi) alışılmışın dışında biraz daha zorlayıcı. (bir tık daha kapalı) Önceki TEOG’larda çok açık soruluyordu.
7. Soru: (Yazı Türü) zorlamışlar. Ama soru çok açık.
14 Soru: İtiraza sebep olabilir. Bu soru iki ayrı metnin karşılaştırması ortak yönü olmayanı soruyor. Teorik olarak iki cümlede karşılaştırma var. İki paragrafta da birer karşılaştırma cümlesi var. Birinde olması gerekiyordu, virgülün (soruyu hazırlayanlar) (Karşılaştırma değil, bilgi verme diyebilirler)
17. Soru: (;) geçmişe göre daha alt görevlerine değinilmiş. Sıkça bilinenden daha alt bir soru tipi. (Soru çok güzel hazırlanmış) Sorular genel anlamda anlaşılır.
MATEMATİK
“Geçen yıla göre biraz daha zor. 16 soru geçen yılla hemen hemen aynı. Öğrenciler, 4 soruda zorlanmışlar.”
A KİTAPÇIĞI
3. SORU: Üslü ve ondalıklı sayılar birlikte kullanılmış. Geçmiş bilgilerin kullanılmasını gerektiriyor. (Hem 8.sınıf hem 6. sınıf konusu)
6. SORU: Üslü sayılar. Sorunun çözümü için öğrencinin tam kare sayıları bilmesi ve yorum yapabilmesi gerekiyor. (Özellikle bu tarz sorular orijinal ve yorum gerektiren sorulardır.)
9. SORU: Köklü sayılarda sıralama sorusu. Mantık ve yorum gerektiriyor. En çok eleyen soru. Öğrencilerin büyük çoğunluğu ilk kez böyle bir soru tipi ile karşılaşmıştır.
18. -19. SORU: İkisi de kare köklü sayı sorusu. Çözüm için öğrencinin 7. sınıf geometri konularını da bilmesi gerekiyor.
Özetle geçen yıldan daha zorlayıcı cevabı net olan sorular. Öğrencinin mantık yürütme becerisini ölçmeye yönelik sorularla zorlamışlar.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
“Geçen yıla göre daha seçici bir sınavdı. Yorum sorusu fazlaydı”
A KİTAPÇIĞI
9. SORU: Seçici soru okulda para bulan öğrenci davranışının ayet karşılaştırması ağırdı.
19. SORU: Kaza sorusu çok mantıklı olmamakla birlikte cevabı açıktı.
FEN VE TEKNOLOJİ
“Genel anlamda geçmiş TEOG sorularına göre daha eleyici. Hatalı olduğunu düşündüğümüz sorular dışındaki sorular çok güzel hazırlanmış”
A KİTAPÇIĞI
2. VE 3. SORULAR: Öğrencilerin bilimsel düşünme becerilerini ölçmeye yönelik paragraf soruları şeklinde sorulmuş. Bu tür sorularla ilk defa karşılaştılar. Bu iki soru aynı zamanda eleyici sorulardı. Son üç yılın en zor sınavı Fen Bilimleri sınavı olduğunu düşünüyoruz.
13. SORU: Soruda cismin yoğunluğunun suyun yoğunluğundan büyük ya da eşit olduğu belirtilmeliydi. Bu haliyle soru çift cevaplıdır. Hem B olabilir, bakış açısına göre C’ de olabilir.
16. SORU: Şekildeki terazinin eşit kollu terazi olduğunun belirtilmesi gerekiyordu. Soruyu çözememiş olanlar itiraz edebilir.
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
“İnkılap tarihinden yorum ağırlıklı paragraf soruları sorulmuş. Soruların çözümü için hem bilmek hem de yorum yapabilmek gerekiyor”
A KİTAPÇIĞI
7. SORU: Soruyla öğrencilerin dikkati ölçmeye çalışılmış.
9. SORU: Öğrencilerin en çok zorlandığı soru olmuş. Bu soru öğrencinin bilgiyi yorumlayıp çıkarım yapmasını gerektiriyor.
Daha önceki TEOG’lara göre güçlük derecesi daha fazla olan bir sınav olmuş. Soruların büyük bölümü öğrencilerin anlama ve yorumlama becerisini ölçmeye yönelik hazırlanmış daha üst düzey davranışları içeriyor.
İNGİLİZCE
“Fırında kek yapmayı bilemeyen İngilizce’den bir soruyu kaçırdı. İngilizce soruları anlama ve yorumlamaya dayalı olduğu için dil alt yapısı gerektiriyor. Önce ki yıllarda olduğu gibi gramer ve sözcük ile ilgili sorulardan çok öğrencinin okuduğunu anlama ve uygun durumu düşen ifadeyi bulmaya yönelik sorular ağırlıkta idi”
C KİTAPÇIĞINDA
10. SORU: Fırında kek yapmakla ilgili bir sıralama sorusunda yanlış yapmışlar. Sınav soruları edinim ve kazanımlara bağlı hazırlanmış.
(sözcü.com.tr)
TEOG-1 fen sınavının bir sorusu iptal edildi!
MEB, TEOG-1 Fen ve teknoloji sınavının kaldırma kuvvetine yönelik bir sorusunun iptal edildiğini açıkladı.
Eğitim uzmanları TEOG-1 Fen ve teknoloji sınavının kaldırma kuvvetine yönelik bir sorusunun hatalı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) sorunun iptal edildiğini açıkladı.
TEOG’u değerlendiren Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanı Senem Ertün A kitapçığının iptal edilen Fen ve Teknoloji sınavı sorusuyla ilgili şu açıklamada bulunmuştu:
“K,L ve M düzeneklerinden oluşan soruda L düzeneğinde yapılan ölçüm doğru ise M düzeneğindeki ölçüm doğru olamaz, M düzeneğinde yapılan ölçüm doğru ise L düzeneğindeki ölçüm doğru olamaz. Bu durumda L ve M aynı anda doğru olamayacağı için aynı seçenek içinde kullanılması öğrencilerde çelişkiye neden olmuştur”
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz da sorunun hatalı olduğunu belirtmiş ve iptal edilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Yılmaz, soruyu şöyle değerlendirmişti:
“Soruda cismin yoğunluğunun suyun yoğunluğundan büyük ya da eşit olduğu belirtilmeliydi. Bu haliyle soru çift cevaplıdır. Hem B olabilir, bakış açısına göre C’ de olabilir.” (Sözcü)
Eğitim uzmanları TEOG-1 Fen ve teknoloji sınavının kaldırma kuvvetine yönelik bir sorusunun hatalı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) sorunun iptal edildiğini açıkladı.
TEOG’u değerlendiren Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanı Senem Ertün A kitapçığının iptal edilen Fen ve Teknoloji sınavı sorusuyla ilgili şu açıklamada bulunmuştu:
“K,L ve M düzeneklerinden oluşan soruda L düzeneğinde yapılan ölçüm doğru ise M düzeneğindeki ölçüm doğru olamaz, M düzeneğinde yapılan ölçüm doğru ise L düzeneğindeki ölçüm doğru olamaz. Bu durumda L ve M aynı anda doğru olamayacağı için aynı seçenek içinde kullanılması öğrencilerde çelişkiye neden olmuştur”
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz da sorunun hatalı olduğunu belirtmiş ve iptal edilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Yılmaz, soruyu şöyle değerlendirmişti:
“Soruda cismin yoğunluğunun suyun yoğunluğundan büyük ya da eşit olduğu belirtilmeliydi. Bu haliyle soru çift cevaplıdır. Hem B olabilir, bakış açısına göre C’ de olabilir.” (Sözcü)
TEOG'da ikinci gün sona erdi
Milli Eğitim Bakanlığınca 8. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen merkezi ortak sınavların ikinci gün oturumu yapıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından (MEB) Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, 8. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen birinci dönem ortak sınavları sona erdi.
Ortak sınavlar kapsamında, dün Türkçe, matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, bugün de Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil yazılıları gerçekleştirildi. Bugün gerçekleştirilen oturumla, birinci dönem ortak sınavları bitti. Bu kapsamda, dün gerçekleştirilen oturumların soru ve cevaplarının saat 13.00'te, bugünkünün de saat 18.00'de, öğretmenlerin anlatımıyla videolu olarak "www.eba.gov.tr" ve "www.odsgm.meb.gov.tr" internet adreslerinde yayınlaması planlanıyor.
Sınavlar, öğrencilerin öğrenim gördükleri okullar ile yurt dışında KKTC ve MEB'e bağlı okulların bulunduğu, sınav için uygun görülen merkezlerde Türkiye saatiyle 09.00, 10.10 ve 11.20'de aynı anda, yurt içinde 970 merkez, 16 bin 237 okul, 91 bin 349 salonda, yurt dışında ise 7 ülke, 14 merkez ve 22 okulda gerçekleştirildi.
Sınavlarda, 1 milyon 174 bin 427 öğrencinin katılımı için hazırlık yapıldı ve 200 bin öğretmen görev yaptı. Sınav öncesinde özel gereksinimlerini belgelendiren bir öğrenci hastanede, 152 öğrenci evde, 9 bin 317 öğrenci tek kişilik sınıfta sınava alındı.
Sınavda, İngilizce testini yurt içinde 1 milyon 153 bin 995, yurt dışında 860, Fransızca testini 383, Almanca testini 369, İtalyanca testini de 11 öğrenci yanıtladı. Her ders için dört seçenekli çoktan seçmeli testlerden oluşan 20 soruluk A, B, C, D kitapçık türleri kullanıldı ve her bir ders yazılısının süresi 40 dakika, teneffüs araları 20 dakika oldu.
Öğrenciler, olağanüstü haller ve özel durumlar dışında kendi okullarında belirlenen sınıflarda sınava girdi.
Bilgisayar özelliği bulunan her türlü cihaz ve saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saatler ile sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz veya radyo gibi iletişim araçları sınava sokulmadı.
Ortak sınavlara 172 görme engelli ve 400 az gören ile bin 125 işitme, 5 bin 690 zihinsel ve bin 141 ortopedik engellinin yanı sıra 215 süreğen hastalığı bulunan öğrenci katıldı.
ERMENİ ÖĞRENCİLER DE DİN KÜLTÜRÜ SORULARINI YANITLADI
Ortak sınavlara hazırlık aşamalarında, Türkiye'nin çeşitli okullarından 83 öğretmen davet edilerek 4 bin 500 soru hazırlandı. Sorular, Soru Oluşturma ve Geliştirme Dairesinde çalışan, branşlarında her biri soru yazma alanında uzmanlaşmış 25 öğretmen, 22 ölçme değerlendirme ve alan uzmanı akademisyen tarafından redakte edildi.
Bu yıl ilk kez Ermeni okullarında eğitim gören 218 öğrenciye, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylanan müfredat ve kazanımlar kapsamında, kendi din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden sınav yapıldı. 42 öğrenci de Musevilere yönelik ayrı bir müfredat içinde din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından sınava girdi. 572 öğrenci ise din kültürü ve ahlak bilgisi testinden muaf tutuldu.
OKULLARDA DERS YAPILMAYACAK
Ortak sınavların yapıldığı günlerde, sınavların gerçekleştiği okullarda ders yapılmadı. Ancak ortak sınavlarda görevli olmayan o okulun öğretmenleri de sınavların yapıldığı gün saat 09.00'da kendi okullarında hazır bulundu.
Herhangi bir nedenden mazereti oluşan öğrencilerin durumları valiliklerce tutanakla tespit edilip bakanlığa bildirilecek. Bu öğrenciler, 12-13 Aralık'ta mazeret sınavlarına girecek. Sınav sonuçları ocakta açıklanacak. ntvmsnc
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından (MEB) Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, 8. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen birinci dönem ortak sınavları sona erdi.
Ortak sınavlar kapsamında, dün Türkçe, matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, bugün de Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil yazılıları gerçekleştirildi. Bugün gerçekleştirilen oturumla, birinci dönem ortak sınavları bitti. Bu kapsamda, dün gerçekleştirilen oturumların soru ve cevaplarının saat 13.00'te, bugünkünün de saat 18.00'de, öğretmenlerin anlatımıyla videolu olarak "www.eba.gov.tr" ve "www.odsgm.meb.gov.tr" internet adreslerinde yayınlaması planlanıyor.
Sınavlar, öğrencilerin öğrenim gördükleri okullar ile yurt dışında KKTC ve MEB'e bağlı okulların bulunduğu, sınav için uygun görülen merkezlerde Türkiye saatiyle 09.00, 10.10 ve 11.20'de aynı anda, yurt içinde 970 merkez, 16 bin 237 okul, 91 bin 349 salonda, yurt dışında ise 7 ülke, 14 merkez ve 22 okulda gerçekleştirildi.
Sınavlarda, 1 milyon 174 bin 427 öğrencinin katılımı için hazırlık yapıldı ve 200 bin öğretmen görev yaptı. Sınav öncesinde özel gereksinimlerini belgelendiren bir öğrenci hastanede, 152 öğrenci evde, 9 bin 317 öğrenci tek kişilik sınıfta sınava alındı.
Sınavda, İngilizce testini yurt içinde 1 milyon 153 bin 995, yurt dışında 860, Fransızca testini 383, Almanca testini 369, İtalyanca testini de 11 öğrenci yanıtladı. Her ders için dört seçenekli çoktan seçmeli testlerden oluşan 20 soruluk A, B, C, D kitapçık türleri kullanıldı ve her bir ders yazılısının süresi 40 dakika, teneffüs araları 20 dakika oldu.
Öğrenciler, olağanüstü haller ve özel durumlar dışında kendi okullarında belirlenen sınıflarda sınava girdi.
Bilgisayar özelliği bulunan her türlü cihaz ve saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saatler ile sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz veya radyo gibi iletişim araçları sınava sokulmadı.
Ortak sınavlara 172 görme engelli ve 400 az gören ile bin 125 işitme, 5 bin 690 zihinsel ve bin 141 ortopedik engellinin yanı sıra 215 süreğen hastalığı bulunan öğrenci katıldı.
ERMENİ ÖĞRENCİLER DE DİN KÜLTÜRÜ SORULARINI YANITLADI
Ortak sınavlara hazırlık aşamalarında, Türkiye'nin çeşitli okullarından 83 öğretmen davet edilerek 4 bin 500 soru hazırlandı. Sorular, Soru Oluşturma ve Geliştirme Dairesinde çalışan, branşlarında her biri soru yazma alanında uzmanlaşmış 25 öğretmen, 22 ölçme değerlendirme ve alan uzmanı akademisyen tarafından redakte edildi.
Bu yıl ilk kez Ermeni okullarında eğitim gören 218 öğrenciye, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylanan müfredat ve kazanımlar kapsamında, kendi din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden sınav yapıldı. 42 öğrenci de Musevilere yönelik ayrı bir müfredat içinde din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından sınava girdi. 572 öğrenci ise din kültürü ve ahlak bilgisi testinden muaf tutuldu.
OKULLARDA DERS YAPILMAYACAK
Ortak sınavların yapıldığı günlerde, sınavların gerçekleştiği okullarda ders yapılmadı. Ancak ortak sınavlarda görevli olmayan o okulun öğretmenleri de sınavların yapıldığı gün saat 09.00'da kendi okullarında hazır bulundu.
Herhangi bir nedenden mazereti oluşan öğrencilerin durumları valiliklerce tutanakla tespit edilip bakanlığa bildirilecek. Bu öğrenciler, 12-13 Aralık'ta mazeret sınavlarına girecek. Sınav sonuçları ocakta açıklanacak. ntvmsnc
25 Kasım 2015 Çarşamba
Bugün ve yarın okullar tatil!
MEB tarafından 8. sınıflara düzenlenen TEOG sınavı nedeniyle bugün ve yarın okullar tatil edildi.
Temel eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi kapsamında 8. sınıf öğrencilerinin gireceği merkezi ortak sınavlara 1 milyon 174 bin 427 öğrenci girecek. Öğrenciler, yurt içinde 970 merkezde, 16 bin 237 okulda, 91 bin 349 salonda, yurt dışında ise 7 ülkede, 14 merkezde, 22 okulda sınava katılacak.
TEOG’un ilk oturumu bugün gerçekleşirken ikinci oturumu yarın gerçekleşecek.Bu iki günde 8. sınıf öğrencileri sınava girerken, diğer ilkokul, ortaokul öğrencileri ise tatil yapacak. Liselere ise tatil yok. 27 Kasım Cuma günü ise okullarda eğitim öğretim kaldığı yerden devam edecek.
Temel eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi kapsamında 8. sınıf öğrencilerinin gireceği merkezi ortak sınavlara 1 milyon 174 bin 427 öğrenci girecek. Öğrenciler, yurt içinde 970 merkezde, 16 bin 237 okulda, 91 bin 349 salonda, yurt dışında ise 7 ülkede, 14 merkezde, 22 okulda sınava katılacak.
TEOG’un ilk oturumu bugün gerçekleşirken ikinci oturumu yarın gerçekleşecek.Bu iki günde 8. sınıf öğrencileri sınava girerken, diğer ilkokul, ortaokul öğrencileri ise tatil yapacak. Liselere ise tatil yok. 27 Kasım Cuma günü ise okullarda eğitim öğretim kaldığı yerden devam edecek.
23 Kasım 2015 Pazartesi
Öğretmenler günü şiirleri
Her sene 24 Kasım'da kutlanan Öğretmenler Günü bu yıl da çeşitli etkinliklere sahne olacak. 24 Kasım Öğretmenler Günü şiirleri
24 Kasım Öğretmenler Günü, Eğitim hayatının içinde bulunan, Öğretmenlik mesleğini icra eden kişileri onurlandırmak için gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerden oluşmaktadır. Şüphesiz 24 Kasım'da kutlanan bu etkinliklerin vazgeçilmezlerinden birisi de şiirlerdir. İşte 24 Kasım Öğretmenler günü etkinliklerinde kulanılabilecek kısa ve uzun şiirler..
BENİM CANIM ÖĞRETMENİM ŞİİRİ
Bir çok şeyler öğrettin,
Yaramazlıklarıma sabrettin,
Hatalarımı düzelttin,
Benim Canım Öğretmenim.
Sen bir gül gibisin,
Bize hep gülümsersin,
Bilirim bizi seversin,
Benim Canım Öğretmenim.
Atatürk’ü översin,
Onu örnek alın dersin,
En iyi olmamızı istersin,
Benim Canım Öğretmenim.
Birbirinizi sevin dersin,
Hepimizi seversin,
Barışın güzel olduğunu söylersin,
Benim Canım Öğretmenim
Bir çok şeyler öğrettin,
Yaramazlıklarıma sabrettin,
Hatalarımı düzelttin,
Benim Canım Öğretmenim.
Sen bir gül gibisin,
Bize hep gülümsersin,
Bilirim bizi seversin,
Benim Canım Öğretmenim.
Atatürk’ü översin,
Onu örnek alın dersin,
En iyi olmamızı istersin,
Benim Canım Öğretmenim.
Birbirinizi sevin dersin,
Hepimizi seversin,
Barışın güzel olduğunu söylersin,
Benim Canım Öğretmenim
BEN BİR ÖĞRETMENİM
Ben bir öğretmenim
Sevgiyi, sevmeyi öğretirim çocuklarıma,
Kini, öfkeyi nefreti değil.
Ben bir öğretmenim
Dostluğu, kardeşliği öğretirim çocuklarıma
Dövüşü, kavgayı, savaşı değil.
Ben bir öğretmenim
Okumayı, yazmayı, küçükleri korumayı
Konuşmayı dinlemeyi, büyükleri saymayı
Öğretirim çocuklarıma.
Ben bir öğretmenim
Sevgiyle, bilgiyle sularım çiçeklerimi
Ve bu güzel çiçeklere
Cumhuriyeti kuran Atatürk'ü öğretirim.
Ben bir öğretmenim
Ve öğretirim çocuklarıma
Ülküm vatanı yüceltmektir.
Ben bir öğretmenim
Çiçektir diyemem çocuklarıma
Çiçeklerden güzeldir bütün çocuklar,
Ve öğreteceğim çocuklarıma
İyilikten güzellikten yana ne varsa.
Ben bir öğretmenim
Sevgiyi, sevmeyi öğretirim çocuklarıma,
Kini, öfkeyi nefreti değil.
Ben bir öğretmenim
Dostluğu, kardeşliği öğretirim çocuklarıma
Dövüşü, kavgayı, savaşı değil.
Ben bir öğretmenim
Okumayı, yazmayı, küçükleri korumayı
Konuşmayı dinlemeyi, büyükleri saymayı
Öğretirim çocuklarıma.
Ben bir öğretmenim
Sevgiyle, bilgiyle sularım çiçeklerimi
Ve bu güzel çiçeklere
Cumhuriyeti kuran Atatürk'ü öğretirim.
Ben bir öğretmenim
Ve öğretirim çocuklarıma
Ülküm vatanı yüceltmektir.
Ben bir öğretmenim
Çiçektir diyemem çocuklarıma
Çiçeklerden güzeldir bütün çocuklar,
Ve öğreteceğim çocuklarıma
İyilikten güzellikten yana ne varsa.
KÖY ÖĞRETMENLERİ
Yurdumuz uçsuz bucaksız
Gökte yıldız kadar köylerimiz var
Ama uzak ama harap ama garipsi
Alın benim gönlümden de o kadar
Uçsuz bucaksız köylerimizde kuşlar gibi
Her sabah çocuklar size uçar
Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç
Alın benim gönlümden de o kadar
Siz kara göklerin yıldızları
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu
Alın benim gönlümden de o kadar...
Yurdumuz uçsuz bucaksız
Gökte yıldız kadar köylerimiz var
Ama uzak ama harap ama garipsi
Alın benim gönlümden de o kadar
Uçsuz bucaksız köylerimizde kuşlar gibi
Her sabah çocuklar size uçar
Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç
Alın benim gönlümden de o kadar
Siz kara göklerin yıldızları
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu
Alın benim gönlümden de o kadar...
ANA GİBİ, BABA GİBİ
Öğretmenim bilir misin
Seni nasıl sevdiğimi?
Sorsan bana nerde yerin
Gösteririm ben kalbimi
Ana değil, ana gibi;
Baba değil, baba gibi
Öğretmenim ben de sevgin
Can içinde bir can gibi...
ÖĞRETMENİME
Kalem, silgi, defter
Sen yoksan neye yarar.
Küçücük parmaklarım,
Nasıl harfleri arar.
Senden hiç ayrılamam,
Ailem gibisin benim.
Öğretmenler gününde,
Çokça öpülsün ellerin.
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Sevgisinin sonu yok,
Kalbinin şefkati çok,
Gönlü büyük, gözü tok,
Sevgili öğretmenim.
Bilgisi ışık saçar,
Sözleri gönül açar,
Ruhum sevinçen uçar,
Sevgili öğretmenim.
Bekliyoruz yolunu,
Sardık sağla solunu,
Uzat bize kolunu
Sevgili öğretmenim.
Toplandık dizi, dizi,
Sev, okşa hepimizi,
Sensin okutan bizi,
Sevgili öğretmenim.
Doğru yol gösterirsin,
Okutur, eğitirsin,
Bize bilgi verirsin,
Sevgili öğretmenim.
Seni candan severiz,
Saygı duyar överiz,
Ellerinden öperiz,
Sevgili öğretmenim!..
Öğretmenim bilir misin
Seni nasıl sevdiğimi?
Sorsan bana nerde yerin
Gösteririm ben kalbimi
Ana değil, ana gibi;
Baba değil, baba gibi
Öğretmenim ben de sevgin
Can içinde bir can gibi...
ÖĞRETMENİME
Kalem, silgi, defter
Sen yoksan neye yarar.
Küçücük parmaklarım,
Nasıl harfleri arar.
Senden hiç ayrılamam,
Ailem gibisin benim.
Öğretmenler gününde,
Çokça öpülsün ellerin.
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Sevgisinin sonu yok,
Kalbinin şefkati çok,
Gönlü büyük, gözü tok,
Sevgili öğretmenim.
Bilgisi ışık saçar,
Sözleri gönül açar,
Ruhum sevinçen uçar,
Sevgili öğretmenim.
Bekliyoruz yolunu,
Sardık sağla solunu,
Uzat bize kolunu
Sevgili öğretmenim.
Toplandık dizi, dizi,
Sev, okşa hepimizi,
Sensin okutan bizi,
Sevgili öğretmenim.
Doğru yol gösterirsin,
Okutur, eğitirsin,
Bize bilgi verirsin,
Sevgili öğretmenim.
Seni candan severiz,
Saygı duyar överiz,
Ellerinden öperiz,
Sevgili öğretmenim!..
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM-2
Sevgili öğretmenim,
İnan sen bir ışıksın.
Yanarsın gece gündüz.
Aydınlatırsın bizi.
Doğruyu, güzeli,
Bize sen öğretirsin.
Vatanıma sevgiyi,
Kalbimize sen korsun.
Çevreni aydınlatır,
Bir mum gibi erirsin.
Anne – baba gibisin,
Bizi, bağrına hep basarsın
Sevgili öğretmenim,
İnan sen bir ışıksın.
Yanarsın gece gündüz.
Aydınlatırsın bizi.
Doğruyu, güzeli,
Bize sen öğretirsin.
Vatanıma sevgiyi,
Kalbimize sen korsun.
Çevreni aydınlatır,
Bir mum gibi erirsin.
Anne – baba gibisin,
Bizi, bağrına hep basarsın
ÖĞRENCİ BİR FİDANDIR
Benim Canım Öğretmenim
Öğrenci bir fidandır,
Öğretmen yağmur.
Azıcık ıslatsa
Büyüyüp ağaç olur.
Benim Canım Öğretmenim
Öğrenci bir fidandır,
Öğretmen yağmur.
Azıcık ıslatsa
Büyüyüp ağaç olur.
Öğretmendir öğrenciye yol gösteren,
Öğrenciye okumayı öğreten.
Eli kalem tutmazken
Öğretmendir öğrenciye okumayı öğreten.
Öğrenciye okumayı öğreten.
Eli kalem tutmazken
Öğretmendir öğrenciye okumayı öğreten.
22 Kasım 2015 Pazar
Öğretmenler Günü anketinden öğretmene şiddet çıktı!
"Öğretmenler Günü" dolayısıyla Eğitim-Sen'in yaptığı ankete katılan öğretmenlerin yüzde 41.4'ü öğrenci veya veli şiddetine maruz kaldığını söyledi.
24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaştıkça eğitim sendikalarının öğretmenlere yönelik anket çalışmaları da devam ediyor. Türkiye’de öğretmen olmak ekonomik sıkıntılarla uğraşmak yanında öğrenci ve veliden şiddete maruz kalmak anlamına da geliyor ne yazık ki. İşte bu üzücü sonuç Eğitim-Sen anketine yansıdı. “Öğretmenler Günü” dolayısıyla Eğitim-Sen’in yaptığı ankete katılan öğretmenlerin yüzde 41.4′ü öğrenci veya veli şiddetine maruz kaldığını söyledi.
Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından , 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 21 bin 313 kişinin katılımıyla anket çalışması yapıldı.
Türkiye Kamu Sen Adana İl Temsilcisi Selahattin Dolgun, yaptığı açıklamada ankete katılanların yüzde 75.4′ünün öğretmen, yüzde 12.7′sinin müdür yardımcısı, yüzde 11.1′inin müdür, yüzde 0.8′inin de müdür başyardımcısı olduğunu vurguladı.
“2 ÖĞRETMENDEN BİRİ ŞİDDET MAĞDURU”
Katılımcıların yüzde 41.4′ü öğrenci veya veli şiddetine, bunlardan yüzde 69.9′u ise sözlü, yüzde 19.2′si psikolojik, yüzde 10.6′sı fiziksel, yüzde 0.3′ü de cinsel şiddete maruz kaldığını aktardı. Şiddete maruz kaldığını belirten öğretmenlerin yüzde 95.9′u darp ya da psikolojik durum raporu almadığını açıkladı. Şiddet mağduru olduğunu belirten öğretmenlerden yüzde 87.8′i şikayetçi olmadığını, yüzde 12.2′si ise şikayetçi olduğunu belirtti.
“ÖĞRETMENLER KREDİ KARTINA BAĞIMLI HALE GELDİ”
Öğretmenlerin yüzde 15.3′ü aylık gelirini 2 bin 220-2 bin 500 lira, yüzde 50.9′u 2 bin 501-3 bin lira, yüzde 22.6′sı 3 bin 1-3 bin 500 lira, yüzde 11.2′si de 3 bin 501 lira ve üzeri olduğunu kaydeden Dolgun, katılımcıların yüzde 79.3′ü son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini aktarırken, bunların yüzde 53.6′sı bireysel, yüzde 32.3′ü konut, yüzde 8.9′u taşıt, yüzde 0.8′i eğitim kredisi kullandığını kaydetti. Bu soruya “diğer” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 4.4 olduğunu ifade eden Dolgun,”Kredi kartı kullanıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 16.4′ü “ara ara”, yüzde 77.6′sı “her zaman”, yüzde 6′sı “kullanmıyorum” cevabını verdi.
Ankete katılanların yüzde 59′u kredi kartı borcunu düzenli olarak ve borcun tamamını ödeyebildiğini, yüzde 41′i ise ödeyemediğini belirten Dolgun, şunları söyledi; Ankete katılanların yüzde 86.6′sı son bir yıl içinde alım gücünde azalma olduğunu, yüzde 13.4′ü ise azalma olmadığını ifade etti.
ÖĞRETMENLERİN EN BÜYÜK LÜKSÜ TATİLE GİTMEK!
“En büyük lüksünüz nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 28.4′ü “tatile gitmek veya seyahat etmek”, yüzde 27′si “dışarıda yemek yemek”, yüzde 18.9′u “alışveriş yapmak (giyim, kişisel bakım v.b.)”, yüzde 5.4′ü “hobilerimle uğraşmak”, yüzde 2.7′si “sinemaya, tiyatroya, konsere gitmek”, yüzde 2′si “spor salonuna gitmek” yanıtını verirken, yüzde 15.6′sı “diğer” seçeneğini işaretledi.
“Borçlarınızı kapatmak için çektiğiniz kredi karşılığı kendi evinizi ya da ailenizin evini ipotek gösterdiniz mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 25.7′si “evet”, yüzde 74.3′ü “hayır” cevabı verdi.
Ankete katılanların yüzde 88.7′si ek gösterge 3600′e yükseltilirse ve öğretmenlere yıpranma payı verildiği takdirde emekliliği hak ettiğinde emekli olacağını ifade etti.
“Ne sıklıkla kitap okudukları” yönündeki soruya ankete katılanların yüzde 27.6′sı “ayda bir”, yüzde 17′si “haftada bir”, yüzde 10.3′ü “iki haftada bir”, yüzde 9.7′si “yılda bir”, yüzde 8.6′sı “iki ayda bir”, yüzde 7.4′ü “üç ayda bir”, yüzde 6.8′i “altı ayda bir”, yüzde 2.4′ü “dört ayda bir” yanıtını verirken, yüzde 10.2′si hiç kitap okumadığını belirtti.
“KAYNAK VAR AMA YETERLİ ATAMA YAPILMIYOR”
“Ülkemizde okullara yeterli sayıda öğretmen ataması yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 73.7′si “hayır”, “Öğretmen açığını giderecek ölçüde atama yapmak için kaynağının olduğuna inanıyor musunuz?” sorusuna yüzde 84.6′sı “evet” cevabı verdi. Ankete katılanların yüzde 70.7′si, Şubat’ta yapılacak 30 bin atamanın yetersiz olacağını kaydetti. Sözcü
24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaştıkça eğitim sendikalarının öğretmenlere yönelik anket çalışmaları da devam ediyor. Türkiye’de öğretmen olmak ekonomik sıkıntılarla uğraşmak yanında öğrenci ve veliden şiddete maruz kalmak anlamına da geliyor ne yazık ki. İşte bu üzücü sonuç Eğitim-Sen anketine yansıdı. “Öğretmenler Günü” dolayısıyla Eğitim-Sen’in yaptığı ankete katılan öğretmenlerin yüzde 41.4′ü öğrenci veya veli şiddetine maruz kaldığını söyledi.
Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından , 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 21 bin 313 kişinin katılımıyla anket çalışması yapıldı.
Türkiye Kamu Sen Adana İl Temsilcisi Selahattin Dolgun, yaptığı açıklamada ankete katılanların yüzde 75.4′ünün öğretmen, yüzde 12.7′sinin müdür yardımcısı, yüzde 11.1′inin müdür, yüzde 0.8′inin de müdür başyardımcısı olduğunu vurguladı.
“2 ÖĞRETMENDEN BİRİ ŞİDDET MAĞDURU”
Katılımcıların yüzde 41.4′ü öğrenci veya veli şiddetine, bunlardan yüzde 69.9′u ise sözlü, yüzde 19.2′si psikolojik, yüzde 10.6′sı fiziksel, yüzde 0.3′ü de cinsel şiddete maruz kaldığını aktardı. Şiddete maruz kaldığını belirten öğretmenlerin yüzde 95.9′u darp ya da psikolojik durum raporu almadığını açıkladı. Şiddet mağduru olduğunu belirten öğretmenlerden yüzde 87.8′i şikayetçi olmadığını, yüzde 12.2′si ise şikayetçi olduğunu belirtti.
“ÖĞRETMENLER KREDİ KARTINA BAĞIMLI HALE GELDİ”
Öğretmenlerin yüzde 15.3′ü aylık gelirini 2 bin 220-2 bin 500 lira, yüzde 50.9′u 2 bin 501-3 bin lira, yüzde 22.6′sı 3 bin 1-3 bin 500 lira, yüzde 11.2′si de 3 bin 501 lira ve üzeri olduğunu kaydeden Dolgun, katılımcıların yüzde 79.3′ü son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini aktarırken, bunların yüzde 53.6′sı bireysel, yüzde 32.3′ü konut, yüzde 8.9′u taşıt, yüzde 0.8′i eğitim kredisi kullandığını kaydetti. Bu soruya “diğer” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 4.4 olduğunu ifade eden Dolgun,”Kredi kartı kullanıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 16.4′ü “ara ara”, yüzde 77.6′sı “her zaman”, yüzde 6′sı “kullanmıyorum” cevabını verdi.
Ankete katılanların yüzde 59′u kredi kartı borcunu düzenli olarak ve borcun tamamını ödeyebildiğini, yüzde 41′i ise ödeyemediğini belirten Dolgun, şunları söyledi; Ankete katılanların yüzde 86.6′sı son bir yıl içinde alım gücünde azalma olduğunu, yüzde 13.4′ü ise azalma olmadığını ifade etti.
ÖĞRETMENLERİN EN BÜYÜK LÜKSÜ TATİLE GİTMEK!
“En büyük lüksünüz nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 28.4′ü “tatile gitmek veya seyahat etmek”, yüzde 27′si “dışarıda yemek yemek”, yüzde 18.9′u “alışveriş yapmak (giyim, kişisel bakım v.b.)”, yüzde 5.4′ü “hobilerimle uğraşmak”, yüzde 2.7′si “sinemaya, tiyatroya, konsere gitmek”, yüzde 2′si “spor salonuna gitmek” yanıtını verirken, yüzde 15.6′sı “diğer” seçeneğini işaretledi.
“Borçlarınızı kapatmak için çektiğiniz kredi karşılığı kendi evinizi ya da ailenizin evini ipotek gösterdiniz mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 25.7′si “evet”, yüzde 74.3′ü “hayır” cevabı verdi.
Ankete katılanların yüzde 88.7′si ek gösterge 3600′e yükseltilirse ve öğretmenlere yıpranma payı verildiği takdirde emekliliği hak ettiğinde emekli olacağını ifade etti.
“Ne sıklıkla kitap okudukları” yönündeki soruya ankete katılanların yüzde 27.6′sı “ayda bir”, yüzde 17′si “haftada bir”, yüzde 10.3′ü “iki haftada bir”, yüzde 9.7′si “yılda bir”, yüzde 8.6′sı “iki ayda bir”, yüzde 7.4′ü “üç ayda bir”, yüzde 6.8′i “altı ayda bir”, yüzde 2.4′ü “dört ayda bir” yanıtını verirken, yüzde 10.2′si hiç kitap okumadığını belirtti.
“KAYNAK VAR AMA YETERLİ ATAMA YAPILMIYOR”
“Ülkemizde okullara yeterli sayıda öğretmen ataması yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 73.7′si “hayır”, “Öğretmen açığını giderecek ölçüde atama yapmak için kaynağının olduğuna inanıyor musunuz?” sorusuna yüzde 84.6′sı “evet” cevabı verdi. Ankete katılanların yüzde 70.7′si, Şubat’ta yapılacak 30 bin atamanın yetersiz olacağını kaydetti. Sözcü
Etiketler:
eğitim,
meb,
Milli Eğitim Bakanlığı,
okul,
öğretmen
21 Kasım 2015 Cumartesi
DGS ek yerleştirmelerde kayıt yaptıramayanlara ek şans!
YÖK Başkanlığı, 2015 Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ek yerleştirmede kayıt yaptıramayan öğrencilere şartlı kayıt imkanı verdi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2015 Dikey Geçiş Sınavı’nın (DGS) ek yerleştirmede üniversitelerden mezun olamadığından, kazandığı programa kayıt yaptıramayan öğrencilere ek bir şans daha verdi.
ŞARTLI KAYIT İMKANI!
YÖK’ten konuyla ilgili yapılan açıklamada yapılan açıklama şöyle: “2015 Dikey Geçiş Sınavı kayıt tarihleri arasında yükseköğretim kurumlarından mezun olamadığı için kazandığı programa kayıt yaptıramayan ancak kayıt tarihinden sonra stajını tamamlama, bütünleme sınavını, tek ders sınavını vb. başararak mezuniyet hakkı elde eden ön lisans öğrencilerinin bu durumlarını belgelemeleri kaydıyla 2015-2016 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılı başlangıcına kadar programların kontenjanları dikkate alınmadan, 2015 DGS’de kayıt hakkı kazandıkları lisans programlarına kayıt yaptırabilmeleri Yürütme Kurulunun 12.08.2015 tarihli toplantısında uygun bulunmuştu. Bu defa, DGS Ek Yerleştirme işlemleri sonucu yerleşen öğrencilere de söz konusu karar uyarınca işlem yapılması 18.11.2015 tarihli Yürütme Kurulu’nda uygun bulunmuştur.”
Ayrıca ‘2015-Meslek Yüksekokulları ile Açık Öğretim Ön Lisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı Sonuçları’ (2015-DGS) Kitabı, ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlandı.
TEOG geçmişte çıkmış sorular ve cevapları | 2013 / 2014 / 2015
TEOG 1.dönem ortak sınavlar 25-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Geçmiş senelerde TEOG' da çıkmış sorular neler? TEOG puanı nasıl hesaplanıyor?
Ortaokul 8’inci sınıf öğrencilerinin gireceği TEOG merkezi ortak sınavlarının yapılacağı tarihler internet sitesi duyuruldu. Buna göre 1. dönem ortak sınavlar 25 ve 26 Kasım 2015, mazeret sınavları 12 ve 13 Aralık 2015'te yapılacak.
Bu sene soruların zorluk derecesi merak edilirken geçen senelerde yapılan ortak sınavlarda çıkmış sorulara çözmenin de öğrencilere çok fayda sağladığı biliniyor.
2014-2015 TEOG SINAVINDA ÇIKMIŞ SORULAR VE CEVAPLARI
2013-2014 TEOG DAHA ÖNCEKİ DÖNEMLER ÇIKMIŞ SORU VE CEVAPLARI
TEOG'DA HANGİ DERSLER ÇIKACAK?
Sınava girecek öğrenciler TEOG sınavlarının ilk gününde Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden sorumlu olacaklar. İkinci günde ise Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ve Yabancı Dil derslerinden sınavda sorumlu olacaklar.
TEOG'DA KAÇ SORU SORULACAK?
Yapılacak sınavlarda her dersten 20 soru sorulurken, toplamda 120 soru sorulacak.
TEOG'DA KAÇ DAKİKA SÜRE VERİLECEK?
Sınavlarda her derse 40 dakika süre verilecek. TEOG sınavlarında soru başına 2 dakika düşecek.
TEOG İÇİN BAŞVURU İŞLEMLERİ
8’inci sınıf öğrencileri ortak sınavlara girmek için ücret yatırmayacaklardır. E-Okul Sistemine kayıtlı 8’inci sınıf öğrencileri ortak sınavlara girmek için başvuru yapmayacaklardır.
8’inci sınıf öğrencileri 2016 yılı PYBS’ye ayrıca girmeyeceklerdir. Parasız yatılılık veya bursluluk hakkından yararlanmak isteyen 8’inci sınıf öğrencilerinin başvuruları, 2016 yılı PYBS kılavuzunda belirtilen tarihlerde öğrencinin öğrenim gördüğü okul müdürlükleri tarafından e-Okul Sistemi üzerinden yapılacaktır.
Açık öğretim ortaokulu öğrencilerinin başvuru işlemleri Açık Öğretim Ortaokulu Müdürlüğü tarafından takip edilecektir.
Yurt dışında Bakanlığımıza bağlı olmayan okullardan sınava girmek isteyen öğrenciler; bu kılavuzda yer alan “EK 1– Ortak Sınavlar Yurt Dışında E-Okul Sistemine Kayıtlı Olmayan Öğrenciler İçin Başvuru Formu”nu eksiksiz ve doğru bilgilerle dolduracak ve yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilik veya Konsolosluk yetkililerine onaylatacaklardır.
Yurt dışında öğrenimlerini sürdüren öğrenciler bulundukları ülkedeki büyükelçiliklerde/başkonsolosluklarda onaylattıkları denklik belgesine göre ortak sınavlara girebileceklerdir.
Öğrenciler/veliler, birinci dönem sınavları için 06 Kasım 2015, ikinci dönem sınavları için 11 Mart 2016 tarihine kadar Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Emniyet Mahallesi Milas Sokak No:21 Teknikokullar 06500ANKARA-TÜRKİYE adresine APS veya dengi posta yoluyla aşağıdaki belgeleri göndereceklerdir.
TEOG PUANI HESAPLAMA
Yılsonu Başarı Puanı
Yılsonu başarı puanı, not ile değerlendirilen tüm derslerin ağırlıklı yılsonu puanlarının o dersin haftalık ders saati sayısı ile çarpımının o sınıfa ait haftalık ders saatleri toplamına bölümünden elde edilen puanı ifade eder. Puanlama 100 tam puan üzerinden yapılır.
Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanı
Ortak Sınavlar kapsamında, sınavı gerçekleştirilen derslerden alınan puanlar kendi ağırlık katsayıları ile çarpılır. Çarpımların toplamından elde edilen değerin derslerin ağırlık katsayılarının toplamına bölünmesi suretiyle ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı hesaplanır. Puanlama 700 tam puan üzerinden yapılır.
Yerleştirmeye Esas Puanın Hesaplanması
Öğrencilerin 6, 7 ve 8 inci sınıf yılsonu başarı puanları ile 8 inci sınıf ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı toplanır. Elde edilen toplam ikiye bölünerek yerleştirmeye esas puan elde edilir. Puanlama 500 tam puan üzerinden yapılır.
20 Kasım 2015 Cuma
Ehliyet sınavında otomatik vites dönemi
Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB) yapılan düzenlemeye göre, ehliyet sınavı artık otomatik vitesli araçla da yapılabilecek. Otomatik vitesli araba kullanacaklar, sürücü kurslarında bu araçlarda eğitim alacak ve ehliyetlerinde "Sadece otomatik şanzımanlı araç kullanabilir" ifadesi yer alacak.
MEB'in Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinde yapılan değişiklikleri içeren yönetmelik, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle ehliyet sınavına manuel vitesli araçlarla katılma zorunluluğu kalkacak.
AA muhabirine düzenlemeyle ilgili açıklama yapan Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, trafikte yaşanan sorunların sadece mevzuatla hallolmayacağını, ilgili bütün aktörlerin özellikle de sürücü eğitimi veren kursların, sürücü ve yayaların çabasıyla çözülebileceğini vurguladı.
Yelkenci, Karayolları Trafik Kanununun ardından Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle sürücü belgesi türünün 8'den 17'ye çıkarıldığını, 1 Ocak itibarıyla "aday sürücü" uygulamasının da başlayacağını hatırlattı.
Bu doğrultuda, Motorlu Taşıtlar ve Sürücü Kursları Yönetmeliğinde sürücü kurslarına ilişkin yeni düzenlemeler yaptıklarını ifade eden Yelkenci, yönetmelik değişikliğinin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, adaylık sürecinde ehliyeti iptal edilenlerin, gerekli süreleri tamamladıktan sonra psikolojik değerlendirme sonucu "sürücülüğe engel hali bulunmadığını gösterir belge" ile tekrar kayıt yaptırabileceğini belirtti.
Yönetmelik değişikliğinin özellikle otomatik vites araç kullanmak isteyenleri mutlu edecek düzenlemeler içerdiğini dile getiren Yelkenci, şöyle devam etti: "Eğitim sınav araçlarının arasına, otomatik şanzımanlı araçlar da eklendi. Sürücü kursları, sadece otomatik araç kullanacak kursiyerler için sertifika sınıfına uygun otomatik şanzımanlı araç bulunduracak. Adaylar, sertifika sınıflarına ait araçların, otomatik şanzımanlı olanlarıyla eğitim alacak. Sınavda başarılı olanların sertifikalarında 'sadece otomatik şanzımanlı
araç' kullanabileceği belirtilecek."
araç' kullanabileceği belirtilecek."
Yelkenci, bu kişilerin daha sonra manuel şanzımanlı araba için ehliyet almak istemeleri halinde ise sürücü belgesindeki sınıfa ilişkin ilgili derslerinin kalan yarısını alarak tekrar sınava gireceğini ve başardığı takdirde manuel vitesli araç kullanabileceğini aktardı.
Direksiyon sınavı öncesi kurslarda ön sınav yapılacak
Adayların direksiyon eğitimini, alanda ve simülatörde alacağını anlatan Yelkenci, simülatör dersinin en az 2 saat olacağını kaydetti.
Akan trafikte en az 12 saat eğitim alarak uygulama sınavına girmeye hak kazanan adayların, doğrudan ehliyet sınavına alınmayacağını belirten Yelkenci, adayların kurs tarafından yapılacak direksiyon sınavına gireceğini vurguladı.
Yelkenci, şunları söyledi: "Ön sınav yapılarak durumu uygun olanlar, ilçe milli eğitim müdürlüğünün yaptığı direksiyon sınavına girecek. Başarısız olanlar ise yeniden uygulama eğitimine alınarak tekrar ön sınav sonucu ilçe milli eğitim müdürlüğüne gönderilecek. Eğer gerekli ve yeterli eğitim verilmeden bu kursiyerlerin sınava girmesine izin verildiği tespit edilirse valiliklerce soruşturma açılacak. Soruşturma sonunda yeterli eğitim verilmediği tespit edilirse bu kurslara bir dönem kursiyer kaydı yapamama yaptırımı uygulanacak."
Ehliyet sınavlarında sürecin daha sağlıklı şekilde yürütülmesi, yaşanan aksaklıkların önüne geçilmesi ve denetimin artırılması amacıyla birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerine işaret eden Yelkenci, "Başkasının yerine sınavlara girenler ile sınavda problem çıkaranlara ilişkin önlemler almaya devam ediyoruz. Bu kişilerin sürücü kurslarına tekrar kayıt yaptırabilmeleri için 1 yıl geçmesi gerekiyordu. Bu süreyi 2 yıla çıkardık. Artık başkasının yerine sınavlara girenlerle sınavda problem çıkaranlar, ancak 2 yıl sonra sürücü kurslarına kayıt yaptırabilecek" diye konuştu.
Sınav süresi uzatıldı
Bazı adayların sınavda heyecanlarına yenildiklerini aktaran Yelkenci, adayların streslerini azaltma yönünde yeni bir uygulamayı daha hayata geçirdiklerine dikkati çekti.
Uygulama sınavında süreyi 5 dakika uzattıklarını anlatan Yelkenci, "Direksiyon eğitiminde dersin sınav süresi, en az 30 dakikaydı. Uygulama sınav süresi artık en az 35 dakika olacak. Bunun ilk 5 dakikasında kursiyere aracı tanımayla ilgili sorular sorularak adayın heyecanı azaltılarak sınava başlaması sağlanacak" dedi.
Arabayı "stop ettirene" ikinci şans verilecek
Yelkenci, uygulama sınavı değerlendirme kriterlerinde bulunan "stop" sayısının da 2'ye çıkarıldığını, bu şekilde de adayların sınavda rahat olmasının sağlanacağını ifade etti.
Bütün sürücülerin, 1 Ocak itibarıyla 5 yıl içinde ehliyetlerini 180 ülkede kullanılan ehliyetlere dönüştürmesi gerektiğini de dile getiren Yelkenci, "Dönüştürmeyenler ise yeniden kursa kayıt olmak zorunda kalacak. Akabinde ise insanlar, ağır vasıta ehliyetlerini 5 yılda bir, B sınıfı araçlar için ise 10 yılda bir sağlık raporu ve adli sicil sorgusu yapılarak ehliyetlerini değiştirecek" bilgisini verdi.
Kurs fiyatlarına da taban fiyat uygulanacak
Yelkenci, sürücü kurslarında taban fiyat uygulamasına geçileceğini ve illerde oluşturulacak 7 kişilik komisyon tarafından maliyetler dikkate alınarak ders saat ücretlerinin belirleneceğini belirtti.
Uygulama eğitim ve sınavlarında emniyet kemeri takma zorunluluğunun araçta bulunan herkese tatbik edileceğini bildiren Yelkenci, sınavda durumundan şüphelenilen adaylara alkol ve uyuşturucu madde kontrolü yapılacağını da kaydetti. cntürk.com.tr
Öğretmen mutsuz ve umutsuz
Eğitim-İş Sendikası’nın yaptığı araştırmanın sonuçları vahim. Araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 82’si çocuklarının gıda, yüzde 84’ü kıyafet, yüzde 88’i eğitim ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yüzde 62’si psikolojik sorun yaşıyor.
Eğitimciler, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne mutsuz ve umutsuz giriyor. Eğitim-İş’in 24 ilde 833 öğretmen ile yüz yüze görüşerek yapılan anketinde çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Raporda, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 1379 lira, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarının ise (yoksulluk sınırı) 4492 lira olduğu vurgulandı.
Hürriyet'in haberine göre; Raporda, 15 yıllık deneyimli bir öğretmenin yoksulluk sınırının neredeyse yarısı kadar olan 2478 TL maaş aldığı anımsatıldı.
Araştırmada dikkat çeken bazı sonuçlar şöyle:
MESLEKİ VERİMİ DÜŞÜYOR
“Öğretmenlerin yüzde 89’u mesleğinden elde ettiği geliri, yüzde 86’sı yılda bir kez verilen eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz buluyor. Öğretmenlerin yüzde 83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünürken, yüzde 79’u gelirindeki yetersizliğin mesleki verimini düşürdüğünü belirtiyor. Eğitimcilerin yüzde 89’u 20.77 liralık çocuk yardımının ve 9.21 lira olan ek ders ücretinin de yetersizliğinden dert yanıyor. Yüzde 86’sı gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerle benzer çalışma koşullarına sahip olmadıklarını kaydediyor.
ÇOCUĞUNA BİLE BAKAMIYOR
Öğretmenlerin yüzde 82’si kazandığı parayla çocuklarının gıda, yüzde 84’ü kılık-kıyafet, yüzde 88’i ise eğitim ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamadığını bildirdi. Eğitimcilerin, yüzde 79’u çocuklarının tam olarak dengeli beslenemediğini belirtti.
PSİKOLOJİK SORUN YAŞIYOR
Gelirindeki yetersizlik nedeniyle 100 öğretmenden 62’si psikolojik sorunlar yaşıyor, 18’i ise ‘az da olsa psikolojik sorunlar yaşıyorum’ diyor. Öğretmenlerin yüzde 61’i daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleğini bırakabileceğini belirtirken, yüzde 85’i son 10 yılda alım gücünün düştüğünü vurguluyor. Öğretmenlerin yüzde 75’i öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini düşünürken, yüzde 89’u ise yine son 10 yılda okullardaki eğitimin niteliğinin düştüğünü belirtiyor.”
‘24 KASIM'DA İKRAMİYE OLSU’
ARAŞTIRMADA, öğretmenlerin durumlarının iyileştirilmesi için önerilerde de bulunuldu: “Öğretmenlerin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Ek ders ücretleri en az 25 TL olmalı. Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilmeli. Öğretmenlere toplu taşıma araçları ücretsiz olmalı. Temsil tazminatı ödenmeli ve çocuk yardımları artırılmalı.”
Eğitimciler, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne mutsuz ve umutsuz giriyor. Eğitim-İş’in 24 ilde 833 öğretmen ile yüz yüze görüşerek yapılan anketinde çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Raporda, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 1379 lira, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarının ise (yoksulluk sınırı) 4492 lira olduğu vurgulandı.
Hürriyet'in haberine göre; Raporda, 15 yıllık deneyimli bir öğretmenin yoksulluk sınırının neredeyse yarısı kadar olan 2478 TL maaş aldığı anımsatıldı.
Araştırmada dikkat çeken bazı sonuçlar şöyle:
MESLEKİ VERİMİ DÜŞÜYOR
“Öğretmenlerin yüzde 89’u mesleğinden elde ettiği geliri, yüzde 86’sı yılda bir kez verilen eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz buluyor. Öğretmenlerin yüzde 83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünürken, yüzde 79’u gelirindeki yetersizliğin mesleki verimini düşürdüğünü belirtiyor. Eğitimcilerin yüzde 89’u 20.77 liralık çocuk yardımının ve 9.21 lira olan ek ders ücretinin de yetersizliğinden dert yanıyor. Yüzde 86’sı gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerle benzer çalışma koşullarına sahip olmadıklarını kaydediyor.
ÇOCUĞUNA BİLE BAKAMIYOR
Öğretmenlerin yüzde 82’si kazandığı parayla çocuklarının gıda, yüzde 84’ü kılık-kıyafet, yüzde 88’i ise eğitim ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamadığını bildirdi. Eğitimcilerin, yüzde 79’u çocuklarının tam olarak dengeli beslenemediğini belirtti.
PSİKOLOJİK SORUN YAŞIYOR
Gelirindeki yetersizlik nedeniyle 100 öğretmenden 62’si psikolojik sorunlar yaşıyor, 18’i ise ‘az da olsa psikolojik sorunlar yaşıyorum’ diyor. Öğretmenlerin yüzde 61’i daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleğini bırakabileceğini belirtirken, yüzde 85’i son 10 yılda alım gücünün düştüğünü vurguluyor. Öğretmenlerin yüzde 75’i öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini düşünürken, yüzde 89’u ise yine son 10 yılda okullardaki eğitimin niteliğinin düştüğünü belirtiyor.”
‘24 KASIM'DA İKRAMİYE OLSU’
ARAŞTIRMADA, öğretmenlerin durumlarının iyileştirilmesi için önerilerde de bulunuldu: “Öğretmenlerin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Ek ders ücretleri en az 25 TL olmalı. Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilmeli. Öğretmenlere toplu taşıma araçları ücretsiz olmalı. Temsil tazminatı ödenmeli ve çocuk yardımları artırılmalı.”
Etiketler:
eğitim,
haber,
meb,
Milli Eğitim Bakanlığı,
öğretmen
19 Kasım 2015 Perşembe
Üniversite Etik Haftası 23 Kasım’da başlıyor!
4 üniversitede farklı etkinliklerle kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası 23-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek.
Bülent Şenver tarafından 2011’in Nisan ayında kurulan, Türkiye’de genç etik liderlerin yetiştirilmesine öncülük etmek, gençlerin etik değerlere sahip çıkmasını sağlamaya katkıda bulunmak ve onların üye olup çalışmalar yapabileceği bir etik derneği kurmak fikriyle yola çıkan, etik farkındalığı gençlerden başlayarak topluma yayma amacı güden Etik Değerler Merkezi Derneği (EDMER), bu yıl ilk kez kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası’na hazırlanıyor.
Bilgi Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi olmak üzere 4 üniversitede farklı etkinliklerle kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası 23-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek.
Türkiye’de etik bilincinin oluşturulmasını sağlamak, gençlerin etik ve iş ahlakı konularındaki vizyonunu artırmak ve etik liderler yetiştirmek amacıyla çalışmalarını sürdüren Etik Değerler Merkezi (EDMER); bu yıl ilk kez kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası’na hazırlanıyor.
ÖĞRENCİLERE YÖNELİK ETİK ANKET!
Üniversite öğrenci kulüplerinin hazırlayacağı aktivitelerin, etik konulu seminer ve workshopların gerçekleşeceği Üniversite Etik Haftası’nda üniversitenin öğrencilerine “Etik Anket” uygulaması yapılacak.
Bilgi Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi olmak üzere 4 üniversitenin katılım göstereceği etkinlik, öğrencilerin gönüllü olarak hazırlayacağı farklı aktivitelerle 23-27 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek.
4 ÜNİVERSİTEDE HER DERS “BİR DAKİKA ETİK”
4 üniversitede hafta boyunca her dersin ilk 1 dakikasında “Bir Dakika Etik” adıyla etik kavramı işlenecek ve öğretmenler tarafından da konuya dikkat çekilecek.
Her üniversitenin etik bilince farkındalığı arttırmak amacıyla farklı faaliyetlerle katılım göstereceği Üniversite Etik Haftası’nın, önümüzdeki yıllarda da üniversite katılımlarını arttırarak devam ettirilmesi planlanıyor.
Bülent Şenver tarafından 2011’in Nisan ayında kurulan, Türkiye’de genç etik liderlerin yetiştirilmesine öncülük etmek, gençlerin etik değerlere sahip çıkmasını sağlamaya katkıda bulunmak ve onların üye olup çalışmalar yapabileceği bir etik derneği kurmak fikriyle yola çıkan, etik farkındalığı gençlerden başlayarak topluma yayma amacı güden Etik Değerler Merkezi Derneği (EDMER), bu yıl ilk kez kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası’na hazırlanıyor.
Bilgi Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi olmak üzere 4 üniversitede farklı etkinliklerle kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası 23-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek.
Türkiye’de etik bilincinin oluşturulmasını sağlamak, gençlerin etik ve iş ahlakı konularındaki vizyonunu artırmak ve etik liderler yetiştirmek amacıyla çalışmalarını sürdüren Etik Değerler Merkezi (EDMER); bu yıl ilk kez kutlanacak olan Üniversite Etik Haftası’na hazırlanıyor.
ÖĞRENCİLERE YÖNELİK ETİK ANKET!
Üniversite öğrenci kulüplerinin hazırlayacağı aktivitelerin, etik konulu seminer ve workshopların gerçekleşeceği Üniversite Etik Haftası’nda üniversitenin öğrencilerine “Etik Anket” uygulaması yapılacak.
Bilgi Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi olmak üzere 4 üniversitenin katılım göstereceği etkinlik, öğrencilerin gönüllü olarak hazırlayacağı farklı aktivitelerle 23-27 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek.
4 ÜNİVERSİTEDE HER DERS “BİR DAKİKA ETİK”
4 üniversitede hafta boyunca her dersin ilk 1 dakikasında “Bir Dakika Etik” adıyla etik kavramı işlenecek ve öğretmenler tarafından da konuya dikkat çekilecek.
Her üniversitenin etik bilince farkındalığı arttırmak amacıyla farklı faaliyetlerle katılım göstereceği Üniversite Etik Haftası’nın, önümüzdeki yıllarda da üniversite katılımlarını arttırarak devam ettirilmesi planlanıyor.
TEOG’da başarı için adım adım yol haritası!
Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz'dan TEOG’da başarının formülü: "Kendinize güvenin, soruular zor ise herkese zor kolaysa herkes için kolay"
25-26 Kasım’da yapılacak birinci dönem Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı’na bu yıl 1 milyon 200 bin civarında sekizinci sınıf öğrencisi girecek. TEOG Sınavı’nda öğrencilerin dikkat etmesi gereken tüm ayrıntıları Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz değerlendirdi.
Heyecan ve stresi yenmenin önemli olduğunu, sınavda rahat olmanın avantaj sağlayacağını belirten Yılmaz, “Sınav heyecanını yenmek için sınavı abartmamak gerekiyor. TEOG sınavlarına yazılı sınava girermiş gibi girip gözünüzde büyütmezseniz heyecanınızı kontrol altına almış olursunuz’’ diyerek öğrencilere TEOG için önemli ipuçları verdi;
SINAV AKŞAMI NE YAPMALI?
- Uykunuzu alın. Çok geç yatmayın. Okul günlerinde saat kaçta uyuyorsanız, o saatte yatın.
- Sınavda yanınızda götüreceğiniz belgeler ve kalem, silgi gibi kırtasiye malzemelerini de yedekleriyle hazırlayın.
- Ağır bir akşam yemeğinden uzak durun.
- Sınavla ilgili konularda çok fazla konuşmamaya özen gösterin. Sevdiklerinizle birlikte keyifli zaman geçirin.
- Yorgunluk yaratacak faaliyetlerden ve moralinizi bozacak haberlerden kaçının.
- Kendinize güvenin. Sorular zor veya kolay olabilir. Sorular zorsa herkese zor, kolay ise herkes için kolaydır. Asla ümitsizliğe kapılmayın.
SINAV SABAHI NE YAPMALI?
- Sabah, sınava yetişebileceğiniz bir saatte uyanın.
- Mutlaka süt, yumurta, bal, peynir, zeytinden oluşan tam bir kahvaltı yapın.
- Kulaktan dolma sağlıksız diyet ve besinlerden uzak durun.
SINAVA GİDERKEN YANINIZA ALMAYI UNUTMAMANIZ GEREKENLER
- Nüfus Cüzdanınız ( Cevap kağıdınızda yazılı olan TC kimlik numaranızı, ad ve soyadı bilgilerinizin doğru olup olmadığını kontrol etmek için)
- En az iki adet yumuşak uçlu kurşun kalem, leke bırakmayan silgi ve kalemtıraş.
SINAVDA YANINIZDA BULUNMASI YASAK OLAN ŞEYLER
- Sözlük
- Hesap makinesi
- Cep telefonu
- Çağrı cihazı
- Hesap cetveli
- Bilgisayar özelliği bulunan her türlü cihaz
- Saat fonksiyonu dışında özelliği olan saat.
SINAV SÜRESİ YETERLİ ACELE ETMEYİN
- Nefes egzersizleri önemli. Heyecanınızı kontrol etmek için birkaç kez derin nefes alıp verin.
- Sakin olun. Zamanınız tüm sorular için yeterli olacaktır. Soruları dikkatli okuyun ve cevapları dikkatli işaretleyin.
- Sınav görevlisinin uyarılarını dinleyin. Önce bildiğiniz sorulardan başlayın.
- Soru köklerine dikkat edin, cevap şıklarının tamamını mutlaka okuyun.
SINAV SIRASINDA DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER
1- Sınav giriş belgesinde belirtilen numaradaki sıraya oturunuz. (Öğrencinin sırasını değiştirme yetkisi salon sorumlusuna aittir)
2- Sınav başlamadan tuvalet ihtiyacınızı gideriniz. Sınav sırasında tuvalet ihtiyacınızın olması durumunda salon görevlisi eşliğinde tuvalete gitme hakkınız olduğunu biliniz.
3- Salon görevlileri sınav evraklarını sizlerin gözü önünde açarak kontrol edip dağıtacaktır.
4- Fotoğrafınızın bulunduğu cevap kağıdınızdaki fotoğrafın, TC kimlik numaranızın ve adınızın, soyadınızın doğru olup olmadığını kontrol ediniz.
5- Cevap kağıdınıza kitapçık türünü işaretleyiniz.
6- Size verilen cevap kağıdında herhangi bir sorun varsa salon görevlisini uyarınız.
7- Size verilen soru kitapçığını kontrol ederek eksik veya silik baskı olup olmadığını kontrol ediniz ve sorun varsa değiştirilmesini isteyiniz.
8- Cevapları kurşun kalemle işaretlemeniz gerektiğini biliyorsunuz.
9- Cevap kağıdınıza cevaplar dışında hiçbir yazı veya işaret yapmayınız. (Optik okuyucu okuyamazsa sınavınız geçersiz sayılır)
10- Cevap kağıdınızda çift işaretlenmiş veya iyi silinmemiş cevaplar optik okuyucu tarafından yanlış olarak değerlendirilir.
11- Cevap kağıtları sınıftaki oturma sırasına göre optik okuyucudan geçer. Bu nedenle okuma sırasında kopya taraması da yapılabilmektedir. Kopya tespiti yapılan öğrencilerin cevapları geçersiz sayılmaktadır. Dikkatli olunuz.
12- Kopya çeken öğrenciler salon görevlileri tarafından tutanakla belirlenmektedir.
13- Sürenizi sonuna kadar kullanınız.
14- Sınavı bitirdiğinizde boş bıraktığınız soruları cevap kağıdından bulup tekrar çözmeye çalışınız.
15- Çok emin olmadıkça daha önce verdiğiniz cevabı değiştirmeyiniz. Özellikle Türkçe ve TC. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinde ilk verilen cevabın %90 oranında doğru olduğu belirlenmiştir.
16- Sınav gözetmenlerinin dikkat dağıtan davranışları olursa gözetmeninizi kibar dille uyarınız.
17- Cevap kağıdınızdaki imza bölümüne kendi el yazınızla isminizi yazınız (Sözcü)
25-26 Kasım’da yapılacak birinci dönem Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı’na bu yıl 1 milyon 200 bin civarında sekizinci sınıf öğrencisi girecek. TEOG Sınavı’nda öğrencilerin dikkat etmesi gereken tüm ayrıntıları Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz değerlendirdi.
Heyecan ve stresi yenmenin önemli olduğunu, sınavda rahat olmanın avantaj sağlayacağını belirten Yılmaz, “Sınav heyecanını yenmek için sınavı abartmamak gerekiyor. TEOG sınavlarına yazılı sınava girermiş gibi girip gözünüzde büyütmezseniz heyecanınızı kontrol altına almış olursunuz’’ diyerek öğrencilere TEOG için önemli ipuçları verdi;
SINAV AKŞAMI NE YAPMALI?
- Uykunuzu alın. Çok geç yatmayın. Okul günlerinde saat kaçta uyuyorsanız, o saatte yatın.
- Sınavda yanınızda götüreceğiniz belgeler ve kalem, silgi gibi kırtasiye malzemelerini de yedekleriyle hazırlayın.
- Ağır bir akşam yemeğinden uzak durun.
- Sınavla ilgili konularda çok fazla konuşmamaya özen gösterin. Sevdiklerinizle birlikte keyifli zaman geçirin.
- Yorgunluk yaratacak faaliyetlerden ve moralinizi bozacak haberlerden kaçının.
- Kendinize güvenin. Sorular zor veya kolay olabilir. Sorular zorsa herkese zor, kolay ise herkes için kolaydır. Asla ümitsizliğe kapılmayın.
SINAV SABAHI NE YAPMALI?
- Sabah, sınava yetişebileceğiniz bir saatte uyanın.
- Mutlaka süt, yumurta, bal, peynir, zeytinden oluşan tam bir kahvaltı yapın.
- Kulaktan dolma sağlıksız diyet ve besinlerden uzak durun.
SINAVA GİDERKEN YANINIZA ALMAYI UNUTMAMANIZ GEREKENLER
- Nüfus Cüzdanınız ( Cevap kağıdınızda yazılı olan TC kimlik numaranızı, ad ve soyadı bilgilerinizin doğru olup olmadığını kontrol etmek için)
- En az iki adet yumuşak uçlu kurşun kalem, leke bırakmayan silgi ve kalemtıraş.
SINAVDA YANINIZDA BULUNMASI YASAK OLAN ŞEYLER
- Sözlük
- Hesap makinesi
- Cep telefonu
- Çağrı cihazı
- Hesap cetveli
- Bilgisayar özelliği bulunan her türlü cihaz
- Saat fonksiyonu dışında özelliği olan saat.
SINAV SÜRESİ YETERLİ ACELE ETMEYİN
- Nefes egzersizleri önemli. Heyecanınızı kontrol etmek için birkaç kez derin nefes alıp verin.
- Sakin olun. Zamanınız tüm sorular için yeterli olacaktır. Soruları dikkatli okuyun ve cevapları dikkatli işaretleyin.
- Sınav görevlisinin uyarılarını dinleyin. Önce bildiğiniz sorulardan başlayın.
- Soru köklerine dikkat edin, cevap şıklarının tamamını mutlaka okuyun.
SINAV SIRASINDA DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER
1- Sınav giriş belgesinde belirtilen numaradaki sıraya oturunuz. (Öğrencinin sırasını değiştirme yetkisi salon sorumlusuna aittir)
2- Sınav başlamadan tuvalet ihtiyacınızı gideriniz. Sınav sırasında tuvalet ihtiyacınızın olması durumunda salon görevlisi eşliğinde tuvalete gitme hakkınız olduğunu biliniz.
3- Salon görevlileri sınav evraklarını sizlerin gözü önünde açarak kontrol edip dağıtacaktır.
4- Fotoğrafınızın bulunduğu cevap kağıdınızdaki fotoğrafın, TC kimlik numaranızın ve adınızın, soyadınızın doğru olup olmadığını kontrol ediniz.
5- Cevap kağıdınıza kitapçık türünü işaretleyiniz.
6- Size verilen cevap kağıdında herhangi bir sorun varsa salon görevlisini uyarınız.
7- Size verilen soru kitapçığını kontrol ederek eksik veya silik baskı olup olmadığını kontrol ediniz ve sorun varsa değiştirilmesini isteyiniz.
8- Cevapları kurşun kalemle işaretlemeniz gerektiğini biliyorsunuz.
9- Cevap kağıdınıza cevaplar dışında hiçbir yazı veya işaret yapmayınız. (Optik okuyucu okuyamazsa sınavınız geçersiz sayılır)
10- Cevap kağıdınızda çift işaretlenmiş veya iyi silinmemiş cevaplar optik okuyucu tarafından yanlış olarak değerlendirilir.
11- Cevap kağıtları sınıftaki oturma sırasına göre optik okuyucudan geçer. Bu nedenle okuma sırasında kopya taraması da yapılabilmektedir. Kopya tespiti yapılan öğrencilerin cevapları geçersiz sayılmaktadır. Dikkatli olunuz.
12- Kopya çeken öğrenciler salon görevlileri tarafından tutanakla belirlenmektedir.
13- Sürenizi sonuna kadar kullanınız.
14- Sınavı bitirdiğinizde boş bıraktığınız soruları cevap kağıdından bulup tekrar çözmeye çalışınız.
15- Çok emin olmadıkça daha önce verdiğiniz cevabı değiştirmeyiniz. Özellikle Türkçe ve TC. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinde ilk verilen cevabın %90 oranında doğru olduğu belirlenmiştir.
16- Sınav gözetmenlerinin dikkat dağıtan davranışları olursa gözetmeninizi kibar dille uyarınız.
17- Cevap kağıdınızdaki imza bölümüne kendi el yazınızla isminizi yazınız (Sözcü)
Matematik dünyası bu iddiayı konuşuyor
Nijeryalı bilim adamı Dr. Opeyemi Enoch, matematik dünyasını 156 yıldır meşgul eden Reimann problemini çözdüğünü iddia etti.
ABD'deki Clay Matematik Enstitüsü, 2000 yılında, bir buçuk asırdır üstesinden gelinemeyen problemi çözene 1 milyon dolar para ödülü vereceğini açıklamıştı.
Oye Ekiti kentindeki Federal University'de çalışan Enoch, çözümünü Viyana'da düzenlenen Uluslararası Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Konferansı'nda sundu. İddiası kabul edilirse, Enoch, problemi çözen ilk insan olarak 1 milyon doların sahibi olacak.
CNN'in haberine göre; Enoch'un çözümünü sunduğu konferansın komite üyesi Nina Ringo, "Sonuçları çok önemli ve keşfini destekliyorum" dedi. Clay Matematik Enstitüsü'nden Naomi Kraker ise, "Bizce Riemann Hipotezi çözülmemiş halde duruyor" diye konuştu.
Alman matematikçi Bernhard Riemann tarafından 1856 yılında ortaya atılan hipotez, asal sayıların dağılımıyla ilgili.
ABD'deki Clay Matematik Enstitüsü, 2000 yılında, bir buçuk asırdır üstesinden gelinemeyen problemi çözene 1 milyon dolar para ödülü vereceğini açıklamıştı.
Oye Ekiti kentindeki Federal University'de çalışan Enoch, çözümünü Viyana'da düzenlenen Uluslararası Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Konferansı'nda sundu. İddiası kabul edilirse, Enoch, problemi çözen ilk insan olarak 1 milyon doların sahibi olacak.
CNN'in haberine göre; Enoch'un çözümünü sunduğu konferansın komite üyesi Nina Ringo, "Sonuçları çok önemli ve keşfini destekliyorum" dedi. Clay Matematik Enstitüsü'nden Naomi Kraker ise, "Bizce Riemann Hipotezi çözülmemiş halde duruyor" diye konuştu.
Alman matematikçi Bernhard Riemann tarafından 1856 yılında ortaya atılan hipotez, asal sayıların dağılımıyla ilgili.
18 Kasım 2015 Çarşamba
Öğrencilere ve ailelere TEOG tavsiyeleri!
Liselere giriş sınavı TEOG’un ilk aşaması için gün sayan aileler ve öğrenciler için Psikolog Ece Cengizalp Adanalı, TEOG tavsiyelerinde bulundu.
Gençlerin hedefledikleri lisenin kapılarını açan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı’na bu yıl 1 milyon 200 bin civarında sekizinci sınıf öğrencisi girecek. Sınava sayılı günler kala hem öğrenciler, hem de veliler için sıkıntılı bir süreç başlıyor.
Üsküdar SEV Ortaokulu’ndan Psikolog Ece Cengizalp Adanalı; 25-26 Kasım’da gerçekleşecek sınav öncesi, öğrencilerin ve ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda önerilerde ve uyarılarda bulundu.
ANNE BABALARA SINAV ÖNCESİ İÇİN ÖNERİLER:
· GÜÇLÜ DEĞİL DAYANIKLI OLMAYI ÖĞRETİN: Anne babalar olarak çocuklarımıza, ‘düşmemeyi’ değil, ‘düşünce nasıl kalkacaklarını’ öğretmemiz gerekiyor. Hayat belirsizliklerle doludur; insanın hep başarılı olması mümkün değil! Güçlü olmakla dayanıklı olmak aynı şeyler değildir. Dayanıklı olmak; inancını ve motivasyonunu yitirmeden devam etme gücünü kendinde bulma yeteneğidir. Önemli olanın, çocuklarımızın ‘dayanıklı olma kapasitesini geliştirmek’ olduğunu unutmayın.
· SINAV İÇİN DEĞİŞMESİNİ BEKLEMEYİN: Çocuğunuzun şimdiye kadar oluşturduğundan farklı bir kimliğe bürünmesini istemek gerçekçi değildir. Çocuğunuz siz ‘çok çalış’ dediğiniz için var olan alışkanlıklarını değiştirmeyecektir. Sizin elinizden gelen; sadece çocuğunuzun yetenek ve kapasitesini daha verimli kullanması için gerekli olanakları sağlayabilmenizdir.
· ‘ÇALIŞIR GİBİ YAPMASINA’ NEDEN OLMAYIN: Çocuğunuza ders çalışma konusunda yapacağınız baskı, çocuğunuzun verimli çalışmasını sağlamaz. Şunu bilmelisiniz ki; kendisi istemeden sadece anne baba baskısıyla çalışan öğrenci, aslında çalışırmış görünür ama verimli çalışamaz.
· SİSTEMİ ÖNÜNDE ELEŞTİRMEYİN: Sınavın yapılacağı gerçeğini değiştiremezsiniz. Çocuğunuzun yanında TEOG sınavlarıyla ilgili eleştirel yorumların hiçbir faydası olmaz. Bunu duyan çocuğunuz, sınava karşı olumsuz bir tutum geliştirmeye başlar ve bir direnç oluşturur. Bu direnç, sınava hazırlanma isteğini ve ders çalışma kalitesini olumsuz yönde etkiler.
· KAYGISINI ARTIRACAK KONUŞMA YAPMAYIN: Okulların kontenjanlarını değiştiremezsiniz. Bu konuda çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda konuşmak, onun kaygısını arttıracak, çalışma şevkini kıracaktır.
· ‘BAŞARIN DEĞİL ÇABAN ÖNEMLİ’ DEYİN: Özellikle ergenlik döneminde olan gençlerin, kendileriyle ilgili olumlu bir benlik imajı geliştirmeleri son derece kıymetlidir. Bu amaçla, her şeyden önce çocuğunuzun sizin için biricik olduğunu, bu sınavda önemli olanın başarısından çok, ‘elinden gelenin en iyisini yapması olduğu’nu ona hissettirin. Çocuğunuza başarılı olsa da olmasa da, ona olan sevginizden hiçbir şeyin eksilmeyeceğini, onu önemsemekten asla vazgeçmeyeceğinizi belirtin.
· BUNALDIĞINDA KEYİFLİ ETKİNLİKLER YAPIN: Çocuğunuz kendisini yorgun, gergin ya da umutsuz hissettiğinde onu dinleyerek anlamaya çalışın. Konuşmak istemediği zamanlarda ona saygı gösterin. Motivasyonunun düştüğünü, bunaldığını hissettiğinizde; çocuğunuzu rahatlatacak, enerjisini tazeleyebileceği etkinlikler planlayın.
· KILAVUZU MUTLAKA OKUYUN: Ortaöğretime Geçiş Ortak Sınavlar Kılavuzunu mutlaka okuyun. 2015-2016 eğitim yılı ortak sınav e-kılavuzuna, http://www.meb.gov.tr/sinavlar/dokumanlar/2015/kilavuz/OrtakSinavlar_E_Klavuz2015_2016.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.
SINAVDAN BİRKAÇ GÜN ÖNCE BUNLARI YAPIN:
· DERSİ BIRAKIN OKSİJEN ALDIRIN: Çocuğunuzun okul sonrasında ders çalışması yerine, dinlenebileceği ve rahatlayabileceği bol oksijenli mekanlarda, sevdiği kişilerle birlikte, sevdiği aktiviteleri yapmasını sağlayın.
· BOL PROTEİNLİ AZ YAĞLI YEDİRİN: Beslenme düzenine dikkat edin. Protein odaklı, taze sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu öğünler hazırlamaya çalışın. Ağır, yağlı yiyeceklerden kaçının.
· YUMUŞAK MÜZİKLE ILIK DUŞLA RAHATLATIN: Sınavdan önceki geceler, çok geç saatte uyumaması ve az uykuyla sınav gününe başlamaması için çocuğunuzun uyku düzenine dikkat edin. Heyecan veya gerginliğinden dolayı uykuya dalmakta güçlük çekmeleri durumunda, dinlendirici bir müzik ve rahatlatıcı bir duş iyi gelebilir.
SINAV GÜNLERİ İÇİN TAVSİYELER:
· ENERJİ VEREN KAHVALTI HAZIRLAYIN: Çocuğunuzun her zaman yediği tarzda besleyici, enerji veren bir kahvaltı yapmasını sağlayın.
· RAHATLATICI KONUŞMA YAPIN: Onu rahatlatacak konuşmalar yapın, konuşmak istemezse üstüne gitmeyin.
· TRAFİĞİ İYİ HESAPLAYIN: Evden kendi aracınızla gelecekseniz, trafiği göz önünde bulunduracak şekilde çıkın.
ÖĞRENCİLERE ÖNEMLİ UYARILAR:
· MALZEMELERİ UNUTMAYIN: Yanınızda nüfus cüzdanı, yumuşak kurşun kalemler, kalemtıraş ve silgi olduğundan emin olun.
· RUTİNİNİZİ BOZMAYIN: Sınav saatinden ortalama 45 dakika önce okulunuzda olun. Okula her zaman servisle geliyorsanız, düzeninizi devam ettirin. Ailelerinizin desteğine ihtiyaç duyuyorsanız, bunu ailenizle konuşun. Önerimiz; sınavdan önceki mevcut rutini bozmayın.
· SÜRENİN TAMAMINI KULLANIN: Sınav esnasında her bir ders için 20 soru, 40 dakika süre veriliyor. Size verilen sınav süresini sonuna kadar kullanın. Unutmayın; erken bitirenlere ekstra puan verilmiyor!
· MOLALARDA SORULARI KONUŞMAYIN: Sınav aralarında verilen otuz dakikalık molalarda ve birinci günün sonunda sınava ilişkin değerlendirmeler yapmayın. Molalarda hiçbir arkadaşınıza “X sorusunu ne işaretledin?” diye sormayın. Unutmayın, bir sonraki dersin sınavını olumsuz etkileyebilir. Ailenizle de sınav günü çıkışı ve birinci günün akşamı sınav değerlendirmesi yapmayın.
· TAKILDIĞINIZ SORUYU GEÇİN: Sınav anında sorularda takılma vb. yaşadığınızda bunun geçici olduğunu bilin. Gerekirse takıldığınız soruya bir işaret koyarak, sınava devam edin.
· NEFES ALIN ÜÇE KADAR SAYIN: Sınavda heyecanlandığınızı hissettiğinizde, mevcut oturma pozisyonunuzu değiştirin, omuzlarınızı dikleştirin, arkanıza yaslanın. Aralarda nefes alın, içinizden üçe kadar sayın ve bırakın. Bu nefes egzersizleri; kaslarınızı gevşetecek ve yorulduğunuzda gereken enerjiyi tekrar hissetmeniz için size yardımcı olacaktır.
· SINIRLARINIZI KABUL EDİN: Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınızdan emin olun. Aynı zamanda sınırlarınızı kabul edip, sınav olgusunu gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye çalışın. Önemli olan; sınava hazırlandığınız bu dönemde çalışma sorumluluğunuzu üstlenmeniz ve sürece sahip çıkmanızdır. (sözcü.com.tr)
Gençlerin hedefledikleri lisenin kapılarını açan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı’na bu yıl 1 milyon 200 bin civarında sekizinci sınıf öğrencisi girecek. Sınava sayılı günler kala hem öğrenciler, hem de veliler için sıkıntılı bir süreç başlıyor.
Üsküdar SEV Ortaokulu’ndan Psikolog Ece Cengizalp Adanalı; 25-26 Kasım’da gerçekleşecek sınav öncesi, öğrencilerin ve ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda önerilerde ve uyarılarda bulundu.
ANNE BABALARA SINAV ÖNCESİ İÇİN ÖNERİLER:
· GÜÇLÜ DEĞİL DAYANIKLI OLMAYI ÖĞRETİN: Anne babalar olarak çocuklarımıza, ‘düşmemeyi’ değil, ‘düşünce nasıl kalkacaklarını’ öğretmemiz gerekiyor. Hayat belirsizliklerle doludur; insanın hep başarılı olması mümkün değil! Güçlü olmakla dayanıklı olmak aynı şeyler değildir. Dayanıklı olmak; inancını ve motivasyonunu yitirmeden devam etme gücünü kendinde bulma yeteneğidir. Önemli olanın, çocuklarımızın ‘dayanıklı olma kapasitesini geliştirmek’ olduğunu unutmayın.
· SINAV İÇİN DEĞİŞMESİNİ BEKLEMEYİN: Çocuğunuzun şimdiye kadar oluşturduğundan farklı bir kimliğe bürünmesini istemek gerçekçi değildir. Çocuğunuz siz ‘çok çalış’ dediğiniz için var olan alışkanlıklarını değiştirmeyecektir. Sizin elinizden gelen; sadece çocuğunuzun yetenek ve kapasitesini daha verimli kullanması için gerekli olanakları sağlayabilmenizdir.
· ‘ÇALIŞIR GİBİ YAPMASINA’ NEDEN OLMAYIN: Çocuğunuza ders çalışma konusunda yapacağınız baskı, çocuğunuzun verimli çalışmasını sağlamaz. Şunu bilmelisiniz ki; kendisi istemeden sadece anne baba baskısıyla çalışan öğrenci, aslında çalışırmış görünür ama verimli çalışamaz.
· SİSTEMİ ÖNÜNDE ELEŞTİRMEYİN: Sınavın yapılacağı gerçeğini değiştiremezsiniz. Çocuğunuzun yanında TEOG sınavlarıyla ilgili eleştirel yorumların hiçbir faydası olmaz. Bunu duyan çocuğunuz, sınava karşı olumsuz bir tutum geliştirmeye başlar ve bir direnç oluşturur. Bu direnç, sınava hazırlanma isteğini ve ders çalışma kalitesini olumsuz yönde etkiler.
· KAYGISINI ARTIRACAK KONUŞMA YAPMAYIN: Okulların kontenjanlarını değiştiremezsiniz. Bu konuda çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda konuşmak, onun kaygısını arttıracak, çalışma şevkini kıracaktır.
· ‘BAŞARIN DEĞİL ÇABAN ÖNEMLİ’ DEYİN: Özellikle ergenlik döneminde olan gençlerin, kendileriyle ilgili olumlu bir benlik imajı geliştirmeleri son derece kıymetlidir. Bu amaçla, her şeyden önce çocuğunuzun sizin için biricik olduğunu, bu sınavda önemli olanın başarısından çok, ‘elinden gelenin en iyisini yapması olduğu’nu ona hissettirin. Çocuğunuza başarılı olsa da olmasa da, ona olan sevginizden hiçbir şeyin eksilmeyeceğini, onu önemsemekten asla vazgeçmeyeceğinizi belirtin.
· BUNALDIĞINDA KEYİFLİ ETKİNLİKLER YAPIN: Çocuğunuz kendisini yorgun, gergin ya da umutsuz hissettiğinde onu dinleyerek anlamaya çalışın. Konuşmak istemediği zamanlarda ona saygı gösterin. Motivasyonunun düştüğünü, bunaldığını hissettiğinizde; çocuğunuzu rahatlatacak, enerjisini tazeleyebileceği etkinlikler planlayın.
· KILAVUZU MUTLAKA OKUYUN: Ortaöğretime Geçiş Ortak Sınavlar Kılavuzunu mutlaka okuyun. 2015-2016 eğitim yılı ortak sınav e-kılavuzuna, http://www.meb.gov.tr/sinavlar/dokumanlar/2015/kilavuz/OrtakSinavlar_E_Klavuz2015_2016.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.
SINAVDAN BİRKAÇ GÜN ÖNCE BUNLARI YAPIN:
· DERSİ BIRAKIN OKSİJEN ALDIRIN: Çocuğunuzun okul sonrasında ders çalışması yerine, dinlenebileceği ve rahatlayabileceği bol oksijenli mekanlarda, sevdiği kişilerle birlikte, sevdiği aktiviteleri yapmasını sağlayın.
· BOL PROTEİNLİ AZ YAĞLI YEDİRİN: Beslenme düzenine dikkat edin. Protein odaklı, taze sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu öğünler hazırlamaya çalışın. Ağır, yağlı yiyeceklerden kaçının.
· YUMUŞAK MÜZİKLE ILIK DUŞLA RAHATLATIN: Sınavdan önceki geceler, çok geç saatte uyumaması ve az uykuyla sınav gününe başlamaması için çocuğunuzun uyku düzenine dikkat edin. Heyecan veya gerginliğinden dolayı uykuya dalmakta güçlük çekmeleri durumunda, dinlendirici bir müzik ve rahatlatıcı bir duş iyi gelebilir.
SINAV GÜNLERİ İÇİN TAVSİYELER:
· ENERJİ VEREN KAHVALTI HAZIRLAYIN: Çocuğunuzun her zaman yediği tarzda besleyici, enerji veren bir kahvaltı yapmasını sağlayın.
· RAHATLATICI KONUŞMA YAPIN: Onu rahatlatacak konuşmalar yapın, konuşmak istemezse üstüne gitmeyin.
· TRAFİĞİ İYİ HESAPLAYIN: Evden kendi aracınızla gelecekseniz, trafiği göz önünde bulunduracak şekilde çıkın.
ÖĞRENCİLERE ÖNEMLİ UYARILAR:
· MALZEMELERİ UNUTMAYIN: Yanınızda nüfus cüzdanı, yumuşak kurşun kalemler, kalemtıraş ve silgi olduğundan emin olun.
· RUTİNİNİZİ BOZMAYIN: Sınav saatinden ortalama 45 dakika önce okulunuzda olun. Okula her zaman servisle geliyorsanız, düzeninizi devam ettirin. Ailelerinizin desteğine ihtiyaç duyuyorsanız, bunu ailenizle konuşun. Önerimiz; sınavdan önceki mevcut rutini bozmayın.
· SÜRENİN TAMAMINI KULLANIN: Sınav esnasında her bir ders için 20 soru, 40 dakika süre veriliyor. Size verilen sınav süresini sonuna kadar kullanın. Unutmayın; erken bitirenlere ekstra puan verilmiyor!
· MOLALARDA SORULARI KONUŞMAYIN: Sınav aralarında verilen otuz dakikalık molalarda ve birinci günün sonunda sınava ilişkin değerlendirmeler yapmayın. Molalarda hiçbir arkadaşınıza “X sorusunu ne işaretledin?” diye sormayın. Unutmayın, bir sonraki dersin sınavını olumsuz etkileyebilir. Ailenizle de sınav günü çıkışı ve birinci günün akşamı sınav değerlendirmesi yapmayın.
· TAKILDIĞINIZ SORUYU GEÇİN: Sınav anında sorularda takılma vb. yaşadığınızda bunun geçici olduğunu bilin. Gerekirse takıldığınız soruya bir işaret koyarak, sınava devam edin.
· NEFES ALIN ÜÇE KADAR SAYIN: Sınavda heyecanlandığınızı hissettiğinizde, mevcut oturma pozisyonunuzu değiştirin, omuzlarınızı dikleştirin, arkanıza yaslanın. Aralarda nefes alın, içinizden üçe kadar sayın ve bırakın. Bu nefes egzersizleri; kaslarınızı gevşetecek ve yorulduğunuzda gereken enerjiyi tekrar hissetmeniz için size yardımcı olacaktır.
· SINIRLARINIZI KABUL EDİN: Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınızdan emin olun. Aynı zamanda sınırlarınızı kabul edip, sınav olgusunu gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye çalışın. Önemli olan; sınava hazırlandığınız bu dönemde çalışma sorumluluğunuzu üstlenmeniz ve sürece sahip çıkmanızdır. (sözcü.com.tr)
Ödevler eksik yapılıyor ve unutuluyorsa dikkat!
Ev ödevini yaparken sorun yaşayan, eksik ya da unutulmuş ödevlerle okula giden çocuk, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu sorunu yaşıyor olabilir.
Uzmanlar, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) sorununun temel özelliklerinin aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve aklına geleni düşünmeden yapma, isteklerini erteleyememe yani dürtüsellik olduğunu belirterek günümüzde tüm dünyada hakkında en çok araştırma yapılan hastalıkların başında geldiğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin tek ya da hep birlikte bulunabileceğini belirterek bu sorunlardan her birinin dersi izleme, dinleme, algılama, söylenenleri yerine getirebilmede sorunlar çıkartabilecek durumlar olduğunu söyledi.
İşiten, “Bu nedenle var olan potansiyelinin karşılığı olan akademik başarıyı gösteremez. Ödevleri yapmakta sorunlar yaşanır. Eksik veya unutulmuş olarak ödevler getirilir. Hatta hiç getirilmeyebilir.” diyerek anne ve babalara uyarıda bulundu.
Ailelere müdahalede geç kalınmaması uyarısında bulunan Yrd.DoçDr. İşiten, şunları söyledi:
ARKADAŞ İLİŞKİLERİNDE SORUN YAŞIYORSA
“Çocuk psikiyatrisinde temel kural, günlük yaşam ve işlevsellikte bozulma ve sorunun yaşanmasıdır. Yaşam ve işlevsellikte bozulma derken; beklenen akademik performansı yakalayamıyor olması, arkadaş ilişkilerinde sıkıntıların yaşanması, evde anne-baba ile ödev / ders gibi konularda, kurallara uymama gibi alanlarda çatışmaların yaşanması, sorumlulukların yerine getirilmemesi, geç uyuma- az uyuma- uykunun kalitesinin iyi olmaması vb. sorunların olması müdahale gereken durumlardır”
İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri oduğunu belirten Yrd.DoçDr. İşiten, “Hiç ilaç verilmeden sadece aile ile çalışılarak ya da sadece çocuğa yönelik zaman yönetimi dikkat eğitimleri uygulanarak da takip edilebilir. Veya günlük yaşamdaki sorun alanlara göre ilaç seçimi yapılır. Tek tip ilaç verilebildiği gibi örneğin sadece dikkat eksikliği ilacı ya da sadece hareketlilikte dur-düşün sonra yap ilaçları vb. ; birden fazla ilacın aynı anda kullanılmasını gerektiren durumlar da olabilir. Okulda da düzenlemeler yapmak ve danışmanlık vermek gerekebilir.” uyarısında bulundu.
DİKKAT EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ:
Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, dikkat eksikliğinin belirtilerini şöyle sıraladı:
- Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara verememe sorunu yaşar, okul ödevlerinde dikkatsizce hatalar yapar.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
- Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür.
- Çoğu zaman verilen konuları izlemez ve verilen ödevleri, ufak tefek işleri tamamlayamaz.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
- Çoğu zaman zihinsel çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bu türlü işlerde yer almaya karşı isteksizdir.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder.
- Çoğu zaman dikkati dış uyarılarla kolaylıkla dağılır: Bu belirti de önemli bir dikkat problemidir.
- Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
- Öğrenme güçlüğünün eşlik ettiği hiperaktif çocuklarda çabuk unutma daha sık olur.
HİPERAKTİVİTENİN BELİRTİLERİ:
- Çoğu zaman elleri ayakları kıpır, kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
- Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
- Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır.
DÜRTÜSELLİK VEYA İÇ TEPKİSELLİK BELİRTİLERİ:
- Çoğu zaman sorulan sorular daha tamamlanmadan cevabını yapıştırır.
- Dürtüsellik, öfkeyi kontrol etme zorluğu ve çabuk sinirlenmeyi de arttırır.
- Çocuğun zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
- Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.
sözcü.com.tr
Uzmanlar, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) sorununun temel özelliklerinin aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve aklına geleni düşünmeden yapma, isteklerini erteleyememe yani dürtüsellik olduğunu belirterek günümüzde tüm dünyada hakkında en çok araştırma yapılan hastalıkların başında geldiğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin tek ya da hep birlikte bulunabileceğini belirterek bu sorunlardan her birinin dersi izleme, dinleme, algılama, söylenenleri yerine getirebilmede sorunlar çıkartabilecek durumlar olduğunu söyledi.
İşiten, “Bu nedenle var olan potansiyelinin karşılığı olan akademik başarıyı gösteremez. Ödevleri yapmakta sorunlar yaşanır. Eksik veya unutulmuş olarak ödevler getirilir. Hatta hiç getirilmeyebilir.” diyerek anne ve babalara uyarıda bulundu.
Ailelere müdahalede geç kalınmaması uyarısında bulunan Yrd.DoçDr. İşiten, şunları söyledi:
ARKADAŞ İLİŞKİLERİNDE SORUN YAŞIYORSA
“Çocuk psikiyatrisinde temel kural, günlük yaşam ve işlevsellikte bozulma ve sorunun yaşanmasıdır. Yaşam ve işlevsellikte bozulma derken; beklenen akademik performansı yakalayamıyor olması, arkadaş ilişkilerinde sıkıntıların yaşanması, evde anne-baba ile ödev / ders gibi konularda, kurallara uymama gibi alanlarda çatışmaların yaşanması, sorumlulukların yerine getirilmemesi, geç uyuma- az uyuma- uykunun kalitesinin iyi olmaması vb. sorunların olması müdahale gereken durumlardır”
İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri oduğunu belirten Yrd.DoçDr. İşiten, “Hiç ilaç verilmeden sadece aile ile çalışılarak ya da sadece çocuğa yönelik zaman yönetimi dikkat eğitimleri uygulanarak da takip edilebilir. Veya günlük yaşamdaki sorun alanlara göre ilaç seçimi yapılır. Tek tip ilaç verilebildiği gibi örneğin sadece dikkat eksikliği ilacı ya da sadece hareketlilikte dur-düşün sonra yap ilaçları vb. ; birden fazla ilacın aynı anda kullanılmasını gerektiren durumlar da olabilir. Okulda da düzenlemeler yapmak ve danışmanlık vermek gerekebilir.” uyarısında bulundu.
DİKKAT EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ:
Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, dikkat eksikliğinin belirtilerini şöyle sıraladı:
- Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara verememe sorunu yaşar, okul ödevlerinde dikkatsizce hatalar yapar.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
- Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür.
- Çoğu zaman verilen konuları izlemez ve verilen ödevleri, ufak tefek işleri tamamlayamaz.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
- Çoğu zaman zihinsel çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bu türlü işlerde yer almaya karşı isteksizdir.
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder.
- Çoğu zaman dikkati dış uyarılarla kolaylıkla dağılır: Bu belirti de önemli bir dikkat problemidir.
- Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
- Öğrenme güçlüğünün eşlik ettiği hiperaktif çocuklarda çabuk unutma daha sık olur.
HİPERAKTİVİTENİN BELİRTİLERİ:
- Çoğu zaman elleri ayakları kıpır, kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
- Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
- Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır.
DÜRTÜSELLİK VEYA İÇ TEPKİSELLİK BELİRTİLERİ:
- Çoğu zaman sorulan sorular daha tamamlanmadan cevabını yapıştırır.
- Dürtüsellik, öfkeyi kontrol etme zorluğu ve çabuk sinirlenmeyi de arttırır.
- Çocuğun zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
- Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.
sözcü.com.tr
16 Kasım 2015 Pazartesi
TEOG’da soru çözme tekniği başarı getiriyor!
TEOG sorularını cevaplarken nelere dikkat etmeli? İşte Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz'dan sınava girecek öğrencilere çok özel tavsiyeler...
25-26 Kasım’da yapılacak birinci TEOG sınavları yaklaşırken, sınava iyi hazırlanmak kadar soruları çözerken dikkatli olmak ve soru çözme teknikleri de önem taşıyor.
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, ‘ Öğrenci sınava ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlansın soruları yanıtlarken ufak bir dikkatsizlik hata yapmasına sebep olabiliyor. Soruyu doğru çözmenin ön koşulu doğru okuyup doğru anladığından emin olmaktır. Sınav süreleri yeterince uzun olduğundan çözüme başlamadan her soruyu iki defa dikkatle, verilenle istenenin altını çizerek, ayırarak okumaktır. Ayrıca her kategori için ayrı ayrı önemli soru çözme teknikleri var. Öğrenciler soruları bu teknikleri dikkate alarak cevaplarsa hata yapmazlar’ diyerek bu ipuçlarını açıkladı.
TÜRKÇE SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Paragraf veya şiir sorularında önce soruyu sonra metni veya şiiri okuyunuz.
- Anlam bilgisi ile ilgili soruları kendi düşüncenize göre değil yazarın görüşüne göre cevaplandırınız.
- Anlamını bilmediğiniz sözcükleri cümlenin gelişine dikkat ederek bulmaya çalışınız.
MATEMATİK SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Soruyu verilenle isteneni ayırt ederek okuyunuz.
- İşlem basamaklarını akıldan değil yazarak yapınız.
- İşlemi bitirdiğinizde sağlamasını yapınız.
- Sınavda sorulan üslü ve kare köklü sayılarla ilgili soruları incelerken öğretmeninizin konuyu nasıl anlattığını düşününüz.
FEN BİLİMLERİ SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Bu sınavda öğrenciler sadece biyoloji konularından (canlılar ve hayat) sorumludur. Dolayısıyla soruları doğru çözmek için öğrencinin doğru okuyup doğru anladığından emin olması gerekir.
- Türkçe sınavında olduğu gibi paragraf sorularından önce soruyu sonra paragrafı okuyunuz.
TC İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK VE DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ SORULARINI ÇÖZERKEN;
- İnkılap Tarihi soruları bilgi kadar yorum gerektiren sorulardır, dolayısıyla soru ile ilgili bilgilerinizi tam hatırlamanız gerekiyor.
- Soruları çözerken takıldığınızda mantığınızı kullanınız.
YABANCI DİL SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Yabancı dil sorularının çözümü öncelikle sözcüklerin anlamını bildiğiniz ölçüde kolay olacaktır.
- Soruların çoğunu Türkçe’ de olduğu gibi doğru anlayarak çözebilirsiniz. Sözcü
25-26 Kasım’da yapılacak birinci TEOG sınavları yaklaşırken, sınava iyi hazırlanmak kadar soruları çözerken dikkatli olmak ve soru çözme teknikleri de önem taşıyor.
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, ‘ Öğrenci sınava ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlansın soruları yanıtlarken ufak bir dikkatsizlik hata yapmasına sebep olabiliyor. Soruyu doğru çözmenin ön koşulu doğru okuyup doğru anladığından emin olmaktır. Sınav süreleri yeterince uzun olduğundan çözüme başlamadan her soruyu iki defa dikkatle, verilenle istenenin altını çizerek, ayırarak okumaktır. Ayrıca her kategori için ayrı ayrı önemli soru çözme teknikleri var. Öğrenciler soruları bu teknikleri dikkate alarak cevaplarsa hata yapmazlar’ diyerek bu ipuçlarını açıkladı.
TÜRKÇE SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Paragraf veya şiir sorularında önce soruyu sonra metni veya şiiri okuyunuz.
- Anlam bilgisi ile ilgili soruları kendi düşüncenize göre değil yazarın görüşüne göre cevaplandırınız.
- Anlamını bilmediğiniz sözcükleri cümlenin gelişine dikkat ederek bulmaya çalışınız.
MATEMATİK SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Soruyu verilenle isteneni ayırt ederek okuyunuz.
- İşlem basamaklarını akıldan değil yazarak yapınız.
- İşlemi bitirdiğinizde sağlamasını yapınız.
- Sınavda sorulan üslü ve kare köklü sayılarla ilgili soruları incelerken öğretmeninizin konuyu nasıl anlattığını düşününüz.
FEN BİLİMLERİ SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Bu sınavda öğrenciler sadece biyoloji konularından (canlılar ve hayat) sorumludur. Dolayısıyla soruları doğru çözmek için öğrencinin doğru okuyup doğru anladığından emin olması gerekir.
- Türkçe sınavında olduğu gibi paragraf sorularından önce soruyu sonra paragrafı okuyunuz.
TC İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK VE DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ SORULARINI ÇÖZERKEN;
- İnkılap Tarihi soruları bilgi kadar yorum gerektiren sorulardır, dolayısıyla soru ile ilgili bilgilerinizi tam hatırlamanız gerekiyor.
- Soruları çözerken takıldığınızda mantığınızı kullanınız.
YABANCI DİL SORULARINI ÇÖZERKEN;
- Yabancı dil sorularının çözümü öncelikle sözcüklerin anlamını bildiğiniz ölçüde kolay olacaktır.
- Soruların çoğunu Türkçe’ de olduğu gibi doğru anlayarak çözebilirsiniz. Sözcü
13 Kasım 2015 Cuma
Okul reddinde en etkili çözüm öğretmen desteği!
Uzmanlar, okul reddinde öğretmen desteğinin önemine dikkat çekiyor ve ebeveynlerin öğretmenlerle iletişimde olması gerektiğini vurguluyor.
Okul reddi, çeşitli kaygılar nedeni ile çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir. Uzmanlar, çocukların okula gitmek istememesi ya da okula gidip ders sırasında ayrılması gibi davranışların öğretmenle kurulacak iletişimle çözülebileceğine dikkat çekiyor.
Okul reddinin bilinenin aksine sadece okula ilk başlama döneminde değil, herhangi bir yaşta da ortaya çıkabildiğini belirten Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Kınık, okul reddi olan çocuklarda okul saatinin yaklaşmasıyla karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetlerin ortaya çıktığını, ağlama, bağırma, hırçınlık, öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça kusma görülebileceğini söyledi.
Okul reddinin çocuğun sosyal ve akademik uyumunu, başarısını ciddi şekilde olumsuz etkileyen bir sorun olduğunu söyleyen Kınık, “Çocuklarda okula gitmek istememe sorunu çeşitli nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Okul değişikliği, okulda yaşanılan olumsuz durumlar veya okul devamsızlığı nedenleri ile ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte anne ve babanın da kaygılı korkulu oluşu, ebeveynlerin çocuklarını kendileri olmadan bir yere göndermemeleri, yakın bir kişinin kaybı, çocuğun öğrenme zorluğu yaşaması veya zeka sorunlarının olması da nedenler arasındadır. Okul reddi öncesinde çocuklarda okula gitmeye karşı bir direnç ve okulla ilgili yakınmalar başlamaktadır. Ebeveyn ve öğretmenlerin baskısı ve tehdit etmesi ile birlikte de çocuk okulda kalmayı tamamen reddedebilmektedir. Bu sorunu aşmak için okulda her gün yakın ilişki içerisinde oldukları öğretmenleriyle iletişime geçmeli ve onların desteği istenmelidir” dedi.
“TEŞVİK EDİN VE CESARETLENDİRİN”
Okul reddi sorununun tedavisinde öncelikle davranışın nedeninin ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Kınık, “Okul reddine neden olan ruhsal rahatsızlıklar arasında ayrılık kaygısı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu, okul fobisi veya akran zorbalığı olabilir. Kaygıya yönelik ilaç tedavisi ile birlikte bilişsel davranışçı terapi ve destekleyici davranışlar da çocuğun okula dönmesine yardımcı olmaktadır. Okul korkusu hemen ele alınıp, tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Okula gitmediği her gün sorunun çözümü zorlaşmaktadır” diye konuştu.
Kınık, okul reddine karşı yapılabilecekleri de şöyle sıraladı:
- Çocukların okula gitmeyip evde geçirdikleri zaman varsa eğlenceli vakit geçirmemeleri sağlanmalıdır.
- Çocuk okula devam etmesi konusunda cesaretlendirilmeli, teşvik edilmeli. Çocuğun katkıları övülmeli ve ödüllendirilmeli. Gerektiğinde çocuğun okulda kalma süresi giderek arttırılacak şekilde planlanmalı.
- Çocuğun kaygısı, normal karşılanmalı, öfke ile karşılık verilmemelidir. Okula başlatmadan önce gidecekleri okul, sınıf ve çocuğun öğretmenleri ile ilgili bilgi verilmeli, gerekirse öncesinde çocuklar okula götürülerek öğretmenleri ile tanıştırılmalıdır. Sözcü
Okul reddi, çeşitli kaygılar nedeni ile çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir. Uzmanlar, çocukların okula gitmek istememesi ya da okula gidip ders sırasında ayrılması gibi davranışların öğretmenle kurulacak iletişimle çözülebileceğine dikkat çekiyor.
Okul reddinin bilinenin aksine sadece okula ilk başlama döneminde değil, herhangi bir yaşta da ortaya çıkabildiğini belirten Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Kınık, okul reddi olan çocuklarda okul saatinin yaklaşmasıyla karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetlerin ortaya çıktığını, ağlama, bağırma, hırçınlık, öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça kusma görülebileceğini söyledi.
Okul reddinin çocuğun sosyal ve akademik uyumunu, başarısını ciddi şekilde olumsuz etkileyen bir sorun olduğunu söyleyen Kınık, “Çocuklarda okula gitmek istememe sorunu çeşitli nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Okul değişikliği, okulda yaşanılan olumsuz durumlar veya okul devamsızlığı nedenleri ile ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte anne ve babanın da kaygılı korkulu oluşu, ebeveynlerin çocuklarını kendileri olmadan bir yere göndermemeleri, yakın bir kişinin kaybı, çocuğun öğrenme zorluğu yaşaması veya zeka sorunlarının olması da nedenler arasındadır. Okul reddi öncesinde çocuklarda okula gitmeye karşı bir direnç ve okulla ilgili yakınmalar başlamaktadır. Ebeveyn ve öğretmenlerin baskısı ve tehdit etmesi ile birlikte de çocuk okulda kalmayı tamamen reddedebilmektedir. Bu sorunu aşmak için okulda her gün yakın ilişki içerisinde oldukları öğretmenleriyle iletişime geçmeli ve onların desteği istenmelidir” dedi.
“TEŞVİK EDİN VE CESARETLENDİRİN”
Okul reddi sorununun tedavisinde öncelikle davranışın nedeninin ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Kınık, “Okul reddine neden olan ruhsal rahatsızlıklar arasında ayrılık kaygısı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu, okul fobisi veya akran zorbalığı olabilir. Kaygıya yönelik ilaç tedavisi ile birlikte bilişsel davranışçı terapi ve destekleyici davranışlar da çocuğun okula dönmesine yardımcı olmaktadır. Okul korkusu hemen ele alınıp, tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Okula gitmediği her gün sorunun çözümü zorlaşmaktadır” diye konuştu.
Kınık, okul reddine karşı yapılabilecekleri de şöyle sıraladı:
- Çocukların okula gitmeyip evde geçirdikleri zaman varsa eğlenceli vakit geçirmemeleri sağlanmalıdır.
- Çocuk okula devam etmesi konusunda cesaretlendirilmeli, teşvik edilmeli. Çocuğun katkıları övülmeli ve ödüllendirilmeli. Gerektiğinde çocuğun okulda kalma süresi giderek arttırılacak şekilde planlanmalı.
- Çocuğun kaygısı, normal karşılanmalı, öfke ile karşılık verilmemelidir. Okula başlatmadan önce gidecekleri okul, sınıf ve çocuğun öğretmenleri ile ilgili bilgi verilmeli, gerekirse öncesinde çocuklar okula götürülerek öğretmenleri ile tanıştırılmalıdır. Sözcü
Fark yaratan öğretmeni olanlar bu projeye davetli!
Öğretmen Akademisi Vakfı, #farkyaratanöğretmen başlıklı bir kampanya başlattı. Ünlüler de 'Fark Yaratan Öğretmenlerini' anlatarak kampanyaya destek veriyor.
“Herkesin hayatta kendisine değer katmış bir öğretmeni vardır” düşüncesiyle yola çıkan Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında anlamlı bir projeye imza atıyor. Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine destek veren Öğretmen Akademisi Vakfı, #farkyaratanöğretmen başlıklı bir kampanya başlattı.
Kampanyaya Arda Türkmen, Sinan Güler, Sunay Akın, Haldun Dormen gibi ünlüler de destek veriyor. “Fark Yaratan Öğretmen” isimli proje kapsamında katılımcılar Vakfın sosyal medya hesapları üzerinden hayatları boyunca sevgi, saygı ve minnettarlıkla hatırladıkları öğretmenlerini anlatıyor. Öğretmen Akademisi Vakfı, kendi hayatında “fark yaratan öğretmeni” olan herkesi projeye davet ediyor.
Katılımcılar, Kasım ayı boyunca farkyaratanogretmen.com sayfasını ziyaret ederek en değer verdiği öğretmeniyle ilgili anısını yazı, video ya da fotoğrafla paylaşabiliyor. Projeye katılımcılar, farkyaratanogretmen.com sayfasının yanı sıra #farkyaratanöğretmen etiketiyle de sosyal medya hesaplarından diledikleri formatta paylaşımda bulunabiliyor.
Kampanya bitiminde ise katılımcılar arasından jürinin oylarıyla seçilen bir hikayenin sahibi, Öğretmen Akademisi Vakfı tarafından 28 Kasım Cumartesi günü düzenlenecek Eğitim Şenliği’nin konuğu olma fırsatı yakalıyor.
ÜNLÜLER DE FARK YARATAN ÖĞRETMENLERİNİ ANLATTI
Sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyaya ünlüler de destek veriyor. Ünlü şef Arda Türkmen’in lisedeki tarih öğretmenini anlatmasının ardından milli basketbolcumuz Sinan Güler de ilkokul öğretmeni ile lisedeki İngilizce öğretmeniyle anılarını aktardı. Kampanyaya ayrıca duayen tiyatro ustası Haldun Dormen ve şair-yazar Sunay Akın da destek videosu çekerek katıldı.
“Herkesin hayatta kendisine değer katmış bir öğretmeni vardır” düşüncesiyle yola çıkan Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında anlamlı bir projeye imza atıyor. Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine destek veren Öğretmen Akademisi Vakfı, #farkyaratanöğretmen başlıklı bir kampanya başlattı.
Kampanyaya Arda Türkmen, Sinan Güler, Sunay Akın, Haldun Dormen gibi ünlüler de destek veriyor. “Fark Yaratan Öğretmen” isimli proje kapsamında katılımcılar Vakfın sosyal medya hesapları üzerinden hayatları boyunca sevgi, saygı ve minnettarlıkla hatırladıkları öğretmenlerini anlatıyor. Öğretmen Akademisi Vakfı, kendi hayatında “fark yaratan öğretmeni” olan herkesi projeye davet ediyor.
Katılımcılar, Kasım ayı boyunca farkyaratanogretmen.com sayfasını ziyaret ederek en değer verdiği öğretmeniyle ilgili anısını yazı, video ya da fotoğrafla paylaşabiliyor. Projeye katılımcılar, farkyaratanogretmen.com sayfasının yanı sıra #farkyaratanöğretmen etiketiyle de sosyal medya hesaplarından diledikleri formatta paylaşımda bulunabiliyor.
Kampanya bitiminde ise katılımcılar arasından jürinin oylarıyla seçilen bir hikayenin sahibi, Öğretmen Akademisi Vakfı tarafından 28 Kasım Cumartesi günü düzenlenecek Eğitim Şenliği’nin konuğu olma fırsatı yakalıyor.
ÜNLÜLER DE FARK YARATAN ÖĞRETMENLERİNİ ANLATTI
Sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyaya ünlüler de destek veriyor. Ünlü şef Arda Türkmen’in lisedeki tarih öğretmenini anlatmasının ardından milli basketbolcumuz Sinan Güler de ilkokul öğretmeni ile lisedeki İngilizce öğretmeniyle anılarını aktardı. Kampanyaya ayrıca duayen tiyatro ustası Haldun Dormen ve şair-yazar Sunay Akın da destek videosu çekerek katıldı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)