Mustafa Kemal’in askerleri 101 yıl önce Çanakkale’de destan yazdı. Çanakkale Zaferi’nin 101. yılında eğitimciler de anlamlı mesajlar verdi.
Büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir liderin hediye etttiği Çanakkale Zaferi’nin 101. yılını kutluyoruz. Eğitim sendikaları da bu eşsiz zaferin 101. yılını kutladı.
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi eşine az rastlanır bir kahramanlık destanı. Mustafa Kemal’in “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum..!” diye haykırdığı savaş…
Bu tarihi emir üzerine Türk Askeri, memleketini savunmak ve vatanına hizmet için ölüme giderken bile ‘bayram havasıyla’ gözünü kırpmıyordu…
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. yılını kıvançla ve gururla kutlarken, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve vatan savunmasında canlarını veren kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Eğitim sendikaları da bu eşsiz zaferin 101. yılı dolayısıyla kutlama mesajları yayımladılar. Mustafa Kemal’siz bir Çanakkale yaratmak ve ulus bilincini aşılayan bu kahramanlık destanını önemsizleştirmeye çalışanlara anlamlı mesajlar verdiler.
ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI : 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ KUTLU OLSUN
Türk ve dünya tarihine damga vurmuş en önemli olaylar arasında yer alan 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, bir ulusun birlik ve beraberlik içinde verdiği şanlı mücadelenin unutulmaz hatırası olması bakımından insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir kahramanlık destanıdır.
Bugün, Türk Milletinin özgürlük ve vatanı için gerektiğinde canlarını feda edebileceğini bir kez daha kanıtladığı bir dönemi simgeleyen 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günüdür.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” diyerek bu büyük ruhu işaret etmiştir.
Çanakkale, bir vatanın yeniden dirilme yolunda büyüklüğünün ispatıdır…
Çanakkale, emperyalist güçlerin hiçbir zaman aşamayacağı bir cesaretin, duruşun, azmin simgesidir.
Çanakkale; tutsaklığın karşısında siper olan tüm halkın bir zafer öyküsüdür. Çocuk-genç demeden, kadınıyla, yaşlısıyla herkesin dünyaya “DUR” dediği bir dönüm noktasıdır…
Anadolu Eğitim Sendikası olarak, Çanakkale’yi ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanan bilinci koruyacağımıza ve bu bilinci aktaracağımıza söz veriyoruz.
Bize bu vatanı miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onunla birlikte mücadele eden tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.
Ruhları şad olsun…
EĞİTİM-İŞ: MUSTAFA KEMAL EMPERYALİZMİN YENİLEBİLECEĞİNİ İLK KEZ ÇANAKKALE’DE GÖSTERDİ
Birinci Dünya Savaşı’nda ve dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Deniz Zaferi, kendisinden kat ve kat güçlü olan ordulara geçit vermeyen ulusumuzun bütün varlığıyla özgürlük ve bağımsızlık uğruna verdiği mücadelenin sembolü, bir kahramanlık destanıdır. Bugün bu zaferin 101. yılını kutluyoruz.
Türk Ulusu, özgürlük ve bağımsızlığı için her türlü engeli aşacağını, birlik içinde yurdun her karış toprağını canı pahasına savunacağını “Çanakkale geçilmez” dedirterek bu savaşta bir kez daha kanıtlamıştır.
Çanakkale’de, ulus olma bilincinin tohumları atılmış, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırlanmıştır.
Azmi, kararlılığı, ileri görüşlülüğü, üstün askeri dehası ile tarihin akışına yön verecek ve Türk Ulusunun yazgısını değiştirecek Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale savaşlarında tarih sahnesine çıkmıştır. Çanakkale zaferinden de güç alan ulusumuz, Kurtuluş Savaşı’nda O’nun etrafında bütünleşerek ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı dünyada ilk bağımsızlık mücadelesini vererek büyük bir zafere imza atmıştır. Emperyalizmin ilk yenilebileceğini gösteren bu zafer tüm mazlum uluslara da örnek olmuştur.
Ancak son zamanlarda bu zaferin önemi göz ardı edilmekte, Mustafa Kemal’siz bir Çanakkale yaratılmak ve ulus bilincini aşılayan bu kahramanlık destanı önemsizleştirilmek istenmektedir.
Kurtuluş Ordusunun onca imkansızlığa, olumsuzluğa rağmen ırktan, renkten, mezhepten arınmış olarak birlik ve beraberlik içerisinde omuz omuza yan yana olmayı başarmış olması, bugün üzerinde yeniden ve yeniden düşünülmesi gereken bir olgudur. Bir ulus, yanındakinin ırkına, mezhebine, ideolojisine bakmayı aklından bile geçirmemiş; bu topraklar üzerinde ortak yaşam idealiyle kadın, erkek, genç, yaşlı birlik olup emperyalist güçlere karşı göğsünü siper etmiştir. Bu yüce destan, bu birlikteliğin yarattığı güçle yazılmıştır. Çanakkale ruhuyla yaşayan halkı 36 etnik gruba bölmekten çekinmeyenler, insanları “bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” şeklinde ayrıma tabi tutanların bu destandan alması gereken dersler vardır.
Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan eğitimciler olarak, Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan bilinci koruyacağımıza ve bu bilinci genç kuşaklara aktaracağımıza söz veriyoruz.
Yurdumuzu işgal eden emperyalist güçlere karşı, ulusumuzun eşsiz bir mücadeleyle vermiş olduğu var olma savaşı ve bu savaş sonrasında kazandığımız zaferin 101. yıldönümünde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.”
TÜRK EĞİTİM-SEN: ÇANAKKALE RUHUNA GERİ DÖNMELİYİZ
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftası nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Genel Başkan İsmail Koncuk’un mesajında şu ifadelere yer verildi;
“Toprağın her bir karışının kanla yoğrulduğu, vatan sevdasının canla imtihan edildiği, bıyığı terlememiş 15’lik delikanlıların, aksakallı dedelerin, al pürçekli ninelerin tüm dünyaya yiğitliği, mertliği bir kez daha öğrettiği, bir milletin işgale karşı top yekûn şahlanışının tarihi değiştirdiği Çanakkale Zaferi’nin 101. yılını idrak ediyoruz.
Çanakkale hak ile batılın, maddiyat ile maneviyatın cenk meydanı; mermiye göğsünü siper edenlerin destanıdır. Çanakkale; bu zafer esnasında milletin gönlünde yeşeren milli ruhun, İstiklal mücadelesini harekete geçiren güce dönüşerek, bizlere bugünkü devletimizi ve cennet vatanımızı hediye eden fikriyatın beşiği olmuştur.
Çanakkale Zaferi ve sonrasında yaşananlar aslında Türk milleti ve bölgemizde yaşayan diğer bütün milletler için, insanlığa bir ibret vesikası sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, gerçek zaferler savaşlardan sonra kazanılır. Ne acıdır ki, Çanakkale’de yüzbinlerce şehit vererek koruduğumuz vatan toprağımız, bu zaferden yalnızca 3 yıl kadar sonra imzaladığımız Mondros ve Sevr antlaşmalarıyla tek bir mermi dahi atılmadan işgal edilmiştir.
Dolayısıyla günümüzde milletlerin kaderini askeri başarılardan daha çok siyasi başarılar belirlemektedir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kurtuluş Savaşı’nda elde ettiğimiz askeri zaferin Lozan’da siyasi bir zaferle taçlanmasıyla kurulabilmiştir. Bu devletin bekası da hem askeri hem de siyasi alanda üreteceğimiz ortak çözümlerle mümkün olacaktır. Öyle ise tarifsiz acılar ve katlanılamaz bedeller ödeyerek ulaştığımız bugünkü demokratik devlet yapımız, dönemsel politikalara ve kişilere bağlı siyasi hırslara feda edilemeyecek kadar değerli ve anlamlıdır.
Bütün tarihçiler Çanakkale Savaşı’nın ülkemizde millet olma bilincini yeşerttiği, istiklal mücadelesinin fitilini ateşlediği konusunda hemfikirken; Çanakkale Zaferi’nin 101. yıl dönümünde bugün, ülkemizin bir bölümünün sokak sokak, cadde cadde, şehir şehir yeniden fethedilmek zorunda kaldığını görüyoruz.
Bugün ülkemizin her köşesinden bir şehit anasının feryadı yükselmekte, şehirlerimizde patlatılan bombalar yüzlerce masum sivil vatandaşımızı canlarından etmektedir. Aziz milletimiz bugün; iktidara sahip olanların, ülkemizi bölme amacındaki çapulcularla oturdukları masalarda pazarlık konusu haline getirilmesinin bedelini ödemektedir.
Aziz milletimiz, terör örgütüne karşı kazanılan askeri başarının, bu masalarda siyasi başarısızlığa terk edilerek, şehirlere bombalar yığılmasına göz yumanların içine düştüğü gaflet uykusunun bedelini ödemektedir. Bilinmelidir ki bu vatan, iktidara sahip bulunanların şahsi politikalarıyla heder edilecek değersiz bir toprak parçası değil; bir mezar taşı dahi olmayan, toprakla haşrolmuş şehitlerin son sözü, gazilerin gelecek nesillere bıraktığı emanetidir.
Hiç kuşkusuz ki Çanakkale şehitleri, Kurtuluş Savaşı şehitleri, terör şehitleri kanları bedeliyle kurdukları devletin, canları pahasına korudukları vatanın, bir köşesinde eli kanlı katil sürülerinin hüküm sürmesini hazmedemezlerdi. Bu vatan için gözlerini kırpmadan yardan, anadan, serden geçen şehitler, devletlerinden ve milli kimliklerinden asla vazgeçmez, değerlerinin yağmalanmasına müsaade etmezlerdi.
Bugün vatanımızı bölmek, Türk adını bu topraklardan kazımak isteyenlere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki; şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar için bizler de her an şehit olmaya hazırız.
Ülkemizi bölmeyi, milletimizi korku ve baskı ile sindirerek üzerinde operasyon yapmayı amaçlayan şer odakları bilsinler ki; evlat acısını bağrına taş basarak dindiren analar, gözyaşını yüreğine gömen babalar, Sur’u, Yüksekova’yı, Cizre’yi sokak sokak yeniden fethe çıkan mangal yürekliler, kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda Türk Bayrağı dalgalansın diye canlarını veren yiğitler, cebindeki son kuruşunu askere gitmek için yol parası yapan kahramanlar oldukça, bu emellerine asla ulaşamayacaklardır.
İçinde bulunduğumuz zaman bizleri ülkemizin her karış toprağını ve değerlerimizi yeniden Çanakkale ruhu içinde, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük kahramanlıklarla kurduğu devletimizin kuruluş prensipleri çerçevesinde müdafaa etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Bu vesile ile Türk milletinin Çanakkale Zaferi’ni ve Şehitler Haftası’nı bir kez daha kutluyor, vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen şehitlerimize; emanetlerine sahip çıkacağımıza söz veriyoruz” (Kaynak:sözcü.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder