Galatasaray Üniversitesi’nin tarihi binasında 22 Ocak 2013’te çıkan yangının ardından restorasyon çalışmaları bir türlü başlayamayınca geçen ekim ayında geçici ahşap çatı yapılmasına karar verildi. Geçici çatının bu ay sonunda bitmesi öngörülüyor. Rektör Prof. Dr. Ertuğrul Karsak, “Üç yıl çok uzun bir süre. Bir an önce uyuşmazlığın çözülmesini hedefliyoruz. Artık kimsenin beklemeye sabrı kalmadı” dedi.
Galatasaray Üniversitesi’nin 142 yıllık tarihi binası, 22 Ocak 2013’te çıkan yangın sonrası kullanılamaz hale geldi. Feriye Sarayları olarak da bilinen ve Çırağan Sarayı’nın müştemilatı olan tarihi binanın restorasyonu yaklaşık üç yıldır bekliyor. Birinci derece kültür varlığı statüsündeki binanın tadilatına başlanması için 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan onaylı proje çıkması gerekiyor. Ancak yangından sonra ortaya konulan projelerin kurul tarafından onaylanmamasının ardından 10 Haziran 2015’te müellif mimar Sinan Genim de istifa etti. Bu durum restorasyon sürecini daha da belirsiz hale getirdi. 2015 Nisan ayında Galatasaray Üniversitesi Rektörlük görevine gelen Prof. Dr. Ertuğrul Karsak, binanın daha fazla zarar görmemesi için Koruma Kurulu kararı uyarınca, ihale yoluyla üniversite bütçesinden yaklaşık 1 milyon 100 bin lira bedelli geçici ahşap çatı inşaatına başlandığını açıkladı. Restorasyonla ilgili en kısa sürede uzlaşma sağlanması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Karsak, süreci ve gelinen noktayı Hürriyet’e anlattı
Yangının ardından şimdiye kadar nasıl bir süreç izlendi?
- Yangından sonra Galatasaray Eğitim Vakfı, binanın restorasyonuna talip oldu. 30 Nisan 2013’te üniversite ile vakıf arasında protokol yapılarak binanın restorasyon işi vakfa devredildi. Vakfın, üniversiteye göre birçok esnekliği vardı ve bir bağış kampanyası düzenlendi. Yaz aylarında söküm ve temizlik işleri yapılarak proje çalışmaları başladı. İlk önce rölöve (yapının bütün boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma) ve restitüsyon (yeniden tasarlama) projeleri hazırlandı ve bunlar 2014 yılı başında 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandı. Ardından restorasyon avan projesi kurula teslim edildi ve onaylandı. En son aşama olan restorasyon uygulama projesi yine vakfın seçtiği proje müellifi olan mimar Sinan Genim tarafından hazırlanıp Kurul’a teslim edildi. Ancak Haziran 2014’te bu projenin onaylanmadığı bilgisi ve gerekçesi geldi. Nisan 2015’te rektör olarak göreve başladım. Hemen Prof. Dr. Haluk Sezgin, Dr. Doğan Hasol ve Yüksek Mimar Köksal Anadol’dan oluşan bir komisyon kurduk. Proje müellifi mimar Sinan Genim ve vakıf yetkilileriyle toplantılar yaptık. Genim, revize proje hazırladı ve bunu 13 Mayıs 2015’te Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na sunduk. Kurul projeyi inceledi ve projede hâlâ uygun görmediği yerlerin olduğunu söyledi. Bu da onaylanmayınca Sinan Genim, Kurul’a 10 Haziran’da proje müellifliğinden ayrıldığını bildiren bir yazı göndermiş. 2015 yazında restorasyonu başlatmak istiyorduk, Genim ayrılınca proje çıkmaza girdi ve Koruma Kurulu’nun ilk başta yapmamızı istediği geçici çatıya ağırlık verdik. Ekim sonunda 1 milyon 100 bin lira bütçe ile çalışma başlatıldı. Bu ay sonunda çatının bitmesi öngörülüyor.
Sorunun temel kaynağı nedir?
- Görüş ayrılıkları nedeniyle bu kadar çok zaman geçti. Kurul, “Bu bir kültür varlığı ve biz bunu her şekilde korumak istiyoruz” diyor. Proje müellifi mimar Genim ise, “Tamam, ama sonuçta burası 80 yılı aşkın süredir eğitim kurumu ve bunu biz 150 yıl önce yapıldığı şekilde inşa edemeyiz” diye konuşuyor. Aradaki görüş ayrılığının temeli, bu.
“Bina otel olur” endişelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapı, başka bir amaçla kullanılabilir mi?
- Benim böyle bir endişem şu an itibariyle yok. Ancak bizim binamızı artık zaman kaybetmeden restore etmemiz gerekiyor.
Mimar değişirse yol alınır mı?
- Bence mevcut mimar da adım atarsa yol alınır. Mimar değişirse de yol alınır. Proje müellifinin işvereni GS Eğitim Vakfı. Bu protokol yürürlükte olduğu sürece üniversite müdahale edemez. Herhalde vakıf aynı mimarla devam etmek istiyor. Çünkü 10 Haziran’dan bugüne yaklaşık 6 ay geçti ve halen başka bir mimar vakıf tarafından görevlendirilmedi. Bizim için önemli olan mimarın kim olduğu değil, bir an önce Koruma Kurulu tarafından onaylanan projeye sahip olmamız. Sinan Genim ile defalarca görüştüm ve diyaloga önem veriyorum ama Genim’in iş vereni değilim. Protokol uyarınca mimara vakıf karar verir.
Bina için ne kadar bağış toplandı?
- Bildiğim kadarıyla bağış kampanyasıyla 4.6 milyon lira elde edildi. Ayrıca yangından hemen sonra 2 kişinin 10’ar milyon lira vermeyi taahhüt ettiği biliniyor. Finansal kaynak sorunu olmadığını düşünüyorum. Böyle bir binaya birçok kişi bağış yapmak ister ama insanlar somut ilerleme de görmeyi umar.
Bu süreçte iyi niyetten şüphe ettiğiniz oldu mu?
- Mimar, vakfa karşı istifa etmiş değil. Vakıf böyle bir istifanın kendilerine ulaşmadığını söylüyor. Sinan Genim bu istifayı Koruma Kurulu’na göndermiş. Alışılagelen uygulamada, istifa ediliyorsa bu görevi veren kuruma istifa mektubu gönderilir. Ama burada Koruma Kurulu’na gönderiliyor. İnan Kıraç çok iyi bir Galatasaraylı. Ben onun da işin bir an önce çözülmesini istediğine yürekten inanıyorum. Biz de bunu içtenlikle istiyoruz. Bazı yerlerde yorum farkı var ama herkesin iyi niyetli olduğunu düşünüyorum.
“Bu kadar köklü bir kurum neden üç yıldır adım atmıyor” eleştirileri var. Üniversite ne istiyor?
- Üç yıl çok uzun bir süre. Elimizde şu an onaylı bir proje bulunmuyor. Kurul projede düzeltmeler istiyor, ancak bunlar çeşitli nedenlerle yapılmıyor. Şu an çatının tamamlanmasıyla bir an önce uyuşmazlığın çözülmesini hedefliyoruz. Artık bekleyecek vaktimiz yok. Ocak 2016 itibariyle proje müellifi mimar bu işe devam edecekse en kısa sürede proje sonuçlandırılmalı. Devam etmeyecekse başka birinin görevlendirilip proje üzerinde çalışması uygun olur. Gerçekten uzun süre geçti, artık kimsenin beklemeye sabrı kalmadı. Bir an önce restorasyona başlanması gerekiyor. Anlaşmazlıkları bir kenara koyup olayı kişiselleştirmeden, gurur meselesi yapmadan çözüm bulmamız lazım. Amacımız 22 Ocak 2016’dan önce proje üzerindeki revizyonları gerçekleştirerek, 2 yılda restorasyonu tamamlamak ve binamızı eğitim hizmetini verecek hale getirmek.
Yükseköğretimdeki yenilikler
YÖK’ün son dönemde yaptığı çalışmalar arasında yer alan fakültelere baraj sınırlandırması getirilmesi üniversitemizi etkilemedi. Ancak bu uygulamaya taraftarım. Bazı üniversitelerde öğrenciler arasında uçurumların olduğunu duyuyoruz. Bu nedenle uygulamayı olumlu buluyorum. Üniversitelerde farklı görüşlerin, renklerin olması bir zenginlik. İfade özgürlüğü çok önemli. Akademik özgürlük bir üniversite için olmazsa olmaz. Türkiye’de üniversite sayısında nicelik olarak artış oldu ama artık niteliğe odaklanılmalı. Üniversitelerin uluslararasılaşma süreci daha fazla ön planda tutulmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder