5 Aralık 2016 Pazartesi

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında mutlaka bilinmesi gerekenler!

Türkiye'nin en başarılı üniversitelerinden bir tanesi olarak kabul edilen İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında merak edilenleri, üniversitesinin Öğrenci Konseyi Başkanı Ali Ercan'a sorduk. İşte İstanbul Teknik Üniversitesi'nin merak edilen yönleri.


Merhaba Ali Bey, öncelikle biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Hangi üniversitede ve bölümde eğitiminizi sürdürmektesiniz?

Merhaba. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okuyorum. Şu aralar bitirme tasarım projemin üzerinde çalışıyorum. Allah nasip ederse, birkaç ay içerisinde mezun olacağım. Aynı zamanda henüz mezun olmamama rağmen, İTÜ Arı Teknokent’te Hitit Bilgisayar adlı bilişim firmasında çalışıyorum. Kendimden bahsetmem gerekirse öncelikle şunu söylemek isterim; çok yönlü bir insan olduğumu düşünüyorum. Üniversite hayatım boyunca kendimi mesleki açıdan olduğu kadar birçok farklı alanda geliştirdim. Genel olarak; mühendislik, tarih, siyaset, edebiyat ve futbol ile ilgileniyorum. İlk yılımdan bu yana fakültemin futbol takımında orta saha oyuncusu olarak İTÜ Stadyumu’nda düzenlenen fakültelerarası turnuvalarda oynadım. Son 3 yılda da takımımın kaptanlığını yaptım. Ayrıca fanatik bir Galatasaraylı olarak ultrAslan taraftar grubunun İTÜ’deki alt grubu olan İTÜ’lü Aslanlar’a mensubum. Yıllarca tribüncülük yaptım. Bunlara ek olarak İTÜ’de büyük ve aktif bir kulüp olan Stratejik Araştırmalar Kulübü’nün faaliyetlerinde görev aldım. Son olarak ise; 2014 yılında gerçekleştirilen Öğrenci Konseyi seçimlerini kazandım ve günümüze dek uzanan İTÜ Öğrenci Konseyi Başkanlığı sürecim başlamış oldu.

ÖSYS sonuçlarına göre, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Bilgisayar Mühendisliği alanında oldukça iyi bir sıralamaya sahip olduğunu görmekteyiz. Bu bölümü kazanmak için aday öğrencilerin çok çalışması gerekiyor, peki kazandıktan sonrası nasıl oluyor? Üniversitede görmüş olduğunuz eğitim sizi zorluyor mu?

Bölümümüzün sıralaması sizin de söylediğiniz gibi iyi bir yerde. İTÜ Bilgisayar Mühendisliği’ni kazanabilmek için % 0.5’lik dilime girmek gerekiyor. Mesele tabii ki kazanmakla bitmiyor. Esasında meslek hayatınızı tümüyle etkileyecek olan her şey tam da bu noktada başlıyor. Öncelikle; kayıt sonrasında yapılan İngilizce Yeterlilik Sınavı’nı geçemediyseniz Yabancı Diller Yüksekokulumuzda 1 yıl İngilizce hazırlık eğitimi alıyorsunuz. Sonrasında İngilizce Yeterlilik Sınavında başarılı olunca Lisans hayatınız tam anlamıyla başlamış oluyor.

Teknik Üniversite, yüzyıllardır olduğu gibi bugün de öğrencilerine nitelikli bir eğitim imkanı sunuyor. Özellikle temel mühendislik bilimlerinde bu nitelik üst seviyeye ulaşıyor. Bu durum haliyle Teknik Üniversiteli öğrenciler için akademik anlamda birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Bugün, herhangi bir bölümde okuyan bir İTÜ’lüyle konuşun; derslerin zorluğundan yakınacaktır. Fakat biz İTÜ’lü öğrenciler olarak aynı zamanda şunun da farkındayız; burada almış olduğumuz eğitimin zorluğu, bizi diğer üniversitelerin mezunlarından bir değil, birkaç adım öne geçirecek. Bahsettiğim bu durum somut gerçeklere dayanıyor. İstanbul gibi bir metropolde mühendislik ve mimarlık alanındaki iş sektörlerine çoğunlukla İTÜ mezunlarının hakim olduğu gerçeğini düşündüğümüzde önermemin doğruluğunu anlayabilirsiniz. Özel sektörde kariyer yapacak olanlar için de, akademik kariyer düşünenler için de bu durum güzel bir motivasyon kaynağı oluyor. Sonuçta; ortaöğretimde almış olduğunuz kaliteli eğitim size iyi bir üniversite kazandırır, üniversitede almış olduğunuz kaliteli eğitim ise size hayatınızı kazandırır…

İstanbul Teknik Üniversitesi 2016-2017 URAP verilerine göre Türkiye’nin en başarılı üniversiteleri listesinde ilk 10’da yer alıyor. Böyle büyük bir üniversitenin Öğrenci Konseyi Başkanı olmak nasıl bir duygu? Bu kapsamda neler yapıyorsunuz acaba?

Teknik Üniversite bizim için; 1773 yılında Osmanlı’nın batı referanslı olarak kurduğu ilk eğitim kurumlarından birisi olan, gücünü ve büyüklüğünü kendi tarihinden alan köklü bir eğitim yuvasıdır. Böyle köklü bir üniversitenin başkanlığını yapıyor olmak, benim için tabii ki büyük bir onur ve gurur vesilesi oluyor. Öğrenci Konseyi Başkanlığı; 40.000’e yakın İTÜ öğrencisinin temsilcisi olmak aynı zamanda üzerime ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Biz de Öğrenci Konseyi olarak yapmış olduğumuz çalışmalarda bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor; tüm çalışmalarımızı İTÜ öğrencilerinin yararı doğrultusunda yürütüyoruz.

Yürüttüğümüz çalışmaları şöyle özetleyebilirim; İTÜ’de okuyan bir öğrencinin eğitim hayatını etkileyen her yerde biz de varız. Eğitim-öğretime yönelik çalışmalarımız başta olmak üzere; kampüs içerisinde öğrencilerin yurt sorunlarından tutun, yemekhanelere, kütüphanelere, özel işletmelere, kantinlere varıncaya kadar tüm sorunlarını ve taleplerini inceleyip çözüm üretmeye çalışıyoruz. Taleplerimizi, çözüm önerilerimizi, öğrencilere yönelik projeleri İTÜ Rektörlüğü ile görüşerek, müzakere ederek tüm bunların hayata geçirilmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda İTÜ Senatosu’nda Öğrenci Konseyi Başkanı sıfatıyla İTÜ öğrencilerini temsil vazifemi her toplantıda yerine getiriyorum.

Öğrenci Konseyi, göreve geldiğim 2014 yılından bu yana öğrencilerin birçok sorununu çözüme ulaştırdı. Birçok kriz durumunda devreye girip öğrencilerin sesi oldum ve bu sorunlar aşıldı. Öğrencilere akademik anlamda sıkıntılar yaratan durumlar için çözüm önerilerimizle gittik ve İTÜ’de daha önce görülmemiş köklü akademik değişiklikler hayata geçirildi. Bu vesileyle taleplerimize olumlu yaklaşan başta Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karaca olmak üzere beraber çalıştığımız tüm birimlere buradan teşekkür etmek istiyorum. İTÜ’nün tüm yurtlarında her yıl yerel toplantılar organize ederek ilk ağızdan talepleri dinleyip çözüme ulaştırılmasını sağladık. Özel işletmelerle görüşmeler ve müzakereler sonucu İTÜ’lülerin kampüs şartlarını iyileştirdik. Varolan diğer sorunlar ve talepler için çalışmalarım ise halen devam ediyor. Bugünlerde İTÜ öğrenci kamuoyunun en önemli ve ciddi talebi ise yemekhanede sabah kahvaltısı verilmesi. Bu haklı talebin hayata geçirilmesi için çaba gösteriyorum.

Aday öğrenciler, öğrenci kulüplerini oldukça merak ediyor. Bu kapsamda İstanbul Teknik 
Üniversitesi’nde Öğrenci Kulüpleri aktif mi? Kulüpler ne tür çalışmalar yapıyor?

Öğrenci kulüpleri, bir üniversite öğrencisinin sosyal yaşamında şüphesiz önemli bir yer tutuyor. Günümüzde bir bireyin hayatta başarılı olabilmesi için mesleğine ek olarak en az birkaç alanda kendisini geliştirmesi gerekir diye düşünüyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi de bu gerçeğin farkında ve kulüplere, kulüp faaliyetlerine büyük önem veriyor. Kampüslerdeki tüm fiziksel ve sosyal imkanlar öğrenci kulüplerine sağlanılmaya çalışılıyor. İTÜ’de 120’yi aşkın öğrenci kulübü faaliyet yürütüyor. Yılda en az birkaç kez Kulüpler Festivali düzenleniyor. Hatta 2015 yılında toplamda 3000’e yakın kulüp etkinliğinin düzenlendiği bilgisini vermem gerekiyor.

Kulüpler; Uzmanlık Kulüpleri, Kültür-Sanat Kulüpleri, Spor Kulüpleri şeklinde 3’e ayrılıyor. Uzmanlık kulüpleri, daha çok mesleki alanlarda çalışma yürüten, projeler üreten kulüpler olarak göze çarpıyor. Bu kulüpler ulusal ve uluslararası yarışmalarda kazandıkları başarılarla sık sık ulusal basın ve medyada yer buluyor. Spor kulüpleri ise takımlar halinde ilgili spor dallarında çalışmalarını yürütüyorlar ve aynı şekilde ulusal ve uluslararası müsabakalarda kazandıkları başarılarla üniversitemizin yüz akı oluyorlar. Kültür-Sanat kulüpleri; İTÜ öğrencilerinin yalnız bilimde ve teknikte değil, aynı zamanda stratejik, sosyopolitik konularda, tarih, kültür, sanat, müzik ve edebiyat gibi alanlarda kendisini geliştirmesini sağlıyor. Ben de Stratejik Araştırmalar Kulübü’nün etkinliklerini kaçırmayan birisi olarak şunu söylemeliyim ki; Kültür-Sanat Kulüpleri İTÜ’lülere çok şey katıyor…

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin kampüs olanakları nasıl? Kampüsünüzden memnun musunuz?

İTÜ 5 farklı kampüse sahip olan bir üniversite. Merkez kampüsümüz Maslak’taki iş merkezlerinin karşısında bulunan Ayazağa Kampüsü. Diğer kampüslerimiz ise Maçka, Gümüşsuyu, Taşkışla ve Tuzla’da bulunuyor. Maçka, Gümüşsuyu ve Taşkışla gibi şehir kampüslerimizde Osmanlı döneminden kalma tarihi kışla binalarında eğitim veriliyor. Bu fakültelerin koridorları adeta tarih kokuyor.

Genel olarak kampüslerimizden memnunuz. Özellikle merkez kampüsümüz olan Ayazağa Kampüsü’nün son yıllarda çehresi oldukça değişti. Kapısından içeri adımınızı atar atmaz üniversite ortamının güzelliğini hissedebiliyorsunuz. Aynı zamanda 7/24 açık bulunan ve ülkemizin sayılı üniversite kütüphanelerinden birisi olan Mustafa İnan Kütüphanesi’ne sahibiz. Kampüslerimizde 7 kapalı, 6 açık olmak üzere 13 tane spor salonu, 17 yurt, 12 konferans salonu, 357 laboratuar, 8 kütüphane bulunuyor. İTÜ Stadyumu, İTÜ Göleti, Olimpik yüzme havuzu, halısahalar gibi imkanları düşündüğümüzde sosyal alanlar olarak Türkiye’deki sayılı birkaç üniversiteden birisiyiz. Vakıf üniversitelerinin tamamına yakınında bu imkanları bulamıyorsunuz…

Yürüttüğümüz çalışmaları şöyle özetleyebilirim; İTÜ’de okuyan bir öğrencinin eğitim hayatını etkileyen her yerde biz de varız. Eğitim-öğretime yönelik çalışmalarımız başta olmak üzere; kampüs içerisinde öğrencilerin yurt sorunlarından tutun, yemekhanelere, kütüphanelere, özel işletmelere, kantinlere varıncaya kadar tüm sorunlarını ve taleplerini inceleyip çözüm üretmeye çalışıyoruz. Taleplerimizi, çözüm önerilerimizi, öğrencilere yönelik projeleri İTÜ Rektörlüğü ile görüşerek, müzakere ederek tüm bunların hayata geçirilmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda İTÜ Senatosu’nda Öğrenci Konseyi Başkanı sıfatıyla İTÜ öğrencilerini temsil vazifemi her toplantıda yerine getiriyorum.

Öğrenci Konseyi, göreve geldiğim 2014 yılından bu yana öğrencilerin birçok sorununu çözüme ulaştırdı. Birçok kriz durumunda devreye girip öğrencilerin sesi oldum ve bu sorunlar aşıldı. Öğrencilere akademik anlamda sıkıntılar yaratan durumlar için çözüm önerilerimizle gittik ve İTÜ’de daha önce görülmemiş köklü akademik değişiklikler hayata geçirildi. Bu vesileyle taleplerimize olumlu yaklaşan başta Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karaca olmak üzere beraber çalıştığımız tüm birimlere buradan teşekkür etmek istiyorum. İTÜ’nün tüm yurtlarında her yıl yerel toplantılar organize ederek ilk ağızdan talepleri dinleyip çözüme ulaştırılmasını sağladık. Özel işletmelerle görüşmeler ve müzakereler sonucu İTÜ’lülerin kampüs şartlarını iyileştirdik. Varolan diğer sorunlar ve talepler için çalışmalarım ise halen devam ediyor. Bugünlerde İTÜ öğrenci kamuoyunun en önemli ve ciddi talebi ise yemekhanede sabah kahvaltısı verilmesi. Bu haklı talebin hayata geçirilmesi için çaba gösteriyorum.

Size göre İstanbul Teknik Üniversitesi’nin en önemli özellikleri nelerdir?

Bana göre İstanbul Teknik Üniversitesi’nin en önemli özelliği ilklerin üniversitesi olmasıdır. Bu topraklarda kurulan ilk teknik üniversite, dünyanın da en eski teknik üniversitelerden birisidir. Yalnızca Osmanlı döneminde iyi mühendisler yetiştirmekle kalmamış; aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurulmasında, geliştirilmesinde ve çağı yakalamasında çok büyük emekleri olan mühendis kadrolarının yetiştirildiği üniversitedir. Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne katkılarını düşününce üniversitemi çok değerli buluyorum…

Türkiye’de ilk TV yayınlarının yapılması, ilk üniversite radyosu olan İTÜ Radyosu, bilgisayarı akademik anlamda kullanan ilk kurum olması, uzaya uydu gönderen ilk Türk üniversitesi olması, ilk yerli helikopter ve ilk yerli insansız otomobil gibi projeleri hayata geçirmesi bahsettiğimiz ilklerden yalnızca bazılarıdır. ODTÜ de dahil olmak üzere, Anadolu’daki birçok üniversiteyi İTÜ’lü akademisyenler kurmuştur. Kurulduğu dönemden bu yana, çağın bilimini ve teknolojisini yakalamayı başardığı ve her dalda diğer Türk üniversitelerine öncülük yaptığı için “İTÜ Asırlardır Çağdaş” mottosu ortaya çıkmıştır. Mezunlarına kattığı analitik düşünme yeteneği, çalışkanlık, disiplin, alçakgönüllülük gibi özellikler sayesinde de birçok alanda başarılı olmasını sağlayan olgu, yine üniversitede görmüş olduğumuz eğitimdir. Tüm bunları biraraya getirdiğimizde, İTÜ öğrencisi kendisini haklı olarak ayrıcalıklı hissediyor.

Peki sizce İTÜ’nün olumsuz yanları var mı? Üniversitede Eksik gördüğünüz noktalar nelerdir?

Tabii ki her kurumda ve üniversitede olduğu gibi İTÜ’nün de olumsuz yönleri mevcut. Dürüst olmak gerekirse bunlardan da bahsetmek gerekiyor. Özellikle son yıllarda YÖK’ün belirlediği kontenjan artırımları birçok üniversiteyi etkilediği gibi bizi de olumsuz etkiliyor. Öğrenci mevcudunun aşırı artmasının sonucu olarak derslik ve yurtlardan tutun, yemekhanelere, kütüphanelere kadar nüfus yoğunluğu inanılmaz derecede artmış durumda. Bu İTÜ’de hem eğitimin niteliğini düşürüyor, hem sosyal yaşantıyı zorlaştırıyor. Her ne kadar üniversite dışı bir sebepten kaynaklansa da bunu dürüstçe dile getirmek gerekiyor.

Öğrencilerin bugünlerde en çok talep ettiği şey ise sabah kahvaltısı sorununun çözülmesi. Ayrıca İTÜ’lü öğrenciler kampüs içerisindeki özel işletmelerin fiyatlarının öğrenci bütçesinin üzerinde olduğunu düşünüyorlar ve bu durumdan sikayetçiler.

Üniversite hayatınızda yaşadığınız unutulmaz bir anınız var mı?

Üniversite hayatıma birçok güzel anı ve güzel insan sığdırdım. Geride bıraktığım yıllarıma baktığımda unutamayacağım çok şey yaşadım. Bunlar arasında en önemlileri ise; genç bir mühendis adayı olarak ülkemin toplumsal meselelerine duyarsız kalmayıp arkadaşlarımla beraber elimizi, bedenimizi taşın altına koyduğumuz dönemlerdi. İTÜ’de yaşadığım en unutulmaz anı ise geçtiğimiz yıl Süleyman Demirel Kongre Merkezi’nde yaşadım. 2015 Nobel Kimya ödülünü kazanarak, temel bilimlerde Nobel ödüllü ilk ve tek Türk bilim insanımız olan Prof. Dr. Aziz Sancar'ı İTÜ'de ağırladık. Ülkemize büyük bir gurur yaşatarak Türk gençliğine ışık olan büyük bir bilim insanıyla biraradaydık. Aziz Sancar'ın, Nobel konuşmasını ve bilimsel sunumunu yaptığı törenin sonunda kendisine İTÜ öğrencileri adına çiçek takdim etme şerefine eriştim. Bu benim için unutulmaz bir andı, kendimi çok şanslı hissettim.

İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde oldukça başarılı akademisyenler bulunmakta, onlardan aldığınız eğitim hakkında neler söylemek istersiniz?

Üniversitemizde hakikaten alanında duayen diyebileceğimiz çok sayıda akademisyen hocamız var. 1300’ü aşkın akademisyenimizin 500’den fazlası profesör. Bu, Türkiye şartlarında oldukça yüksek bir orana tekabül ediyor. Araştırma görevlilerini de dahil ettiğimizde akademisyen başına yalnızca 24 öğrenci düşüyor ki, bunun da gayet iyi bir oran olduğunu düşünüyorum.

Akademisyenlerimiz yalnızca ders vermiyor; aynı zamanda çok sayıda bilimsel projeyi de yürütüyorlar. İTÜ’de 2015 yılı içerisinde 1.010 adet bilimsel araştırma projesi yapıldı. Bu, akademisyen hocalarımızın özverisiyle gerçekleşiyor. Ben, akademik kadronun gücünün, üniversitenin başarısını doğrudan etkilediğini düşünüyorum. Almış olduğumuz eğitimin zorluğu konusunda çizgilerini korumalarını da çok doğru buluyorum. Bu bakımdan asırlardır var olan bir geleneğin son temsilcileri olan mevcut akademisyenlerimize saygı duyuyorum.

Son olarak İstanbul Teknik Üniversitesini düşünen adaylara neler söylemek istersiniz? Aday öğrencilere mesajınız nedir?

Aday öğrenci kardeşlerime verebileceğim en net mesajlar, sorularınıza verdiğim cevapların satır aralarından yer alıyor. İTÜ’yü kaliteli ve farklı kılan zorluklarla mücadele edebileceğini düşünen herkese hiç düşünmeden hayal ettikleri bölümü yazmalarını ve geniş ailemize katılıp bu güzel duyguyu bizimle paylaşmalarını tavsiye ediyorum. İTÜ’lü olmak bir ayrıcalıktır. Ben de İTÜ Öğrenci Konseyi Başkanı olarak; Teknik Üniversite’ye mensup olmanın ayrıcalığını hayatları boyunca hissedeceklerinin bizzat garantisini veriyorum. Sevgiler. (cnntürk.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder