13 Şubat 2015 Cuma

Üstün Zekalı Çocuklar heba edilmesin!

Geleceğe en büyük yatırımın üstün zekalı çocukları eğitip ülke hizmetinde istihdam etme gerçeğini ülkemizin de daha yeni yeni anlıyor olması olumlu bir gelişme olmakla beraber atılması gereken adımların bir an önce atılması gerekiyor.


Akıl ve Zeka Oyunları Eğitmeni, Mental Aritmetik Uzmanı ve Matematik Öğretmeni Selçuk Tütak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın üstün potansiyelli çocukların eğitimi konusunda yetersiz ve donanımsız olduğunu, bu konuda bir vizyon oluşturamadığını belirterek bakanlığın mesaisinin tamamına yakınını atamalar konusunda harcayarak hata yaptığını söyledi.

Tütak’ın açıklamaları şöyle:

Dünyada gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamına yakını üstün potansiyelli çocuklara yönelik ciddi açılım ve yatırım yapmaktadır. Hatta kendi vatandaşı olmayan fakat üstün yetenekli öğrencileri ülkelerine çekebilmek amacıyla ciddi manada cazip burs imkânları sağlamaktadır. ABD, Norveç, İsrail gibi ülkeler ÜPO çocukları için politikalar oluşturmaktadırlar. Geleceğe en büyük yatırımın zeki ve üstün potansiyelli çocukları eğitip ülke hizmetinde istihdam etme gerçeğini ülkemizin de daha yeni yeni anlıyor olması ve farkına varması olumlu bir gelişme olmakla beraber atılması gereken adımların bir an önce atılması gerekmektedir.


“TESPİT VE TAKİP SİSTEMATİĞİ OLUŞTURULMALI”

Tarihimize baktığımızda 2. Murat döneminde bu potansiyelli çocukların ülke yönetimine katılmalarını sağlamak, nitelikli bilim adamı yetiştirmek, devletin bekasını muhafaza etmek gibi amaçlarla Enderun Mektebi kurulmuştur. Bu müesseselerde kabiliyetlerin sönüp silinip gitmesi, âtıl kalması diye bir şey söz konusu değildi. Bu şekilde Osmanlı İmparatorluğu bilimde, sanatta, astronomide, tıp alanında ileriye yönelik ciddi adımlar atmıştır.

Türkiye, üstün zekâlı çocukların tespiti konusunda okul öncesinden başlamak üzere tespit ve takip sistematiği oluşturmalıdır. Sonrasında da uygun eğitim programlarına dâhil etmelidir. Bu çocuklar için bakanlık önce bölgesel olarak sonra da mahalli olarak okullar açmalıdır. Bu okullarda ders verecek öğretmenleri de özel olarak yetiştirmelidir.

“KEŞFEDİLMEYİ BEKLERKEN YETENEKLERİ KÖRELİYOR”

Bu yatırımların sonucu 25- 30 sene sonra Türkiye’yi dünya sıralamasında her alanda üst seviyelere taşıyacaktır. Üstün potansiyelli çocuklar keşfedilmeyi beklemek zorunda bırakılmasın. Keşfedilmeyi beklerken birçok üstün potansiyelli çocuğumuzun yetenekleri köreliyor. Hatta bu potansiyelleri olumlu karşılık bulmadığında aksi istikamette zararlı bir potansiyel güç haline gelebiliyor. Ülkemizde sistem şekillenmeye ve yerleşmeye başlayana kadar velilerimize ve öğretmenlerimize büyük bir görev düşüyor. Çocukların bedensel, ruhsal, bilişsel ve psikomotor gelişimlerini yakından takip ederek farkındalık gösteren öğrenciler için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Uzmanlar, Türkiye’de nüfusun yaklaşık %2’sinin üstün zekâlı olduğunu dile getirmişlerdir. Fakat bu konuda ciddi araştırmalar yapılmamış tahmini sonuçlar belirtilmiştir. İşin ciddiyetinin farkında olmayan sözde uzmanlar hiçbir bilimsel çalışma veya istatistikî araştırma yapmadan üstün zekâlı öğrenciler hakkında açıklamalar yapmakla yetinmektedirler. Artık varsayımlara veya tahminlere yönelik kehanet dönemleri kapanmalı gerçekçi ve somut adımlar atılmalıdır.

Üstün Zekâ ve Üstün Zekâlılar Nasıl Anlaşılır?

Çocuklarımızın üstün yetenekli veya zekâ seviyesinin çok yüksek olduğunu anlamak, erken teşhis koyup ona göre eğitim aldırmak istiyorsak çok iyi bir gözlemci olmak zorundayız. Her çocuk elbette özeldir. Farklı yetenek ve kabiliyetleri, baskın bir zekâ alanları vardır. Fakat bazı çocuklar doğuştan yetenekli ve zekidir. Ebeveynlerin bu konudaki farkı ayırt edebilmeleri için akranlarına göre çocuklarının durumunu ve yaşının gerektirdiği becerileri çok iyi bilmeleri gerekir. Bazı çocuklar özeldir bazıları da bize göre özeldir. Ebeveynler neredeyse tamamına yakını çocuklarının üstün yeteneklerle akranlarından ayrılmasını ister fakat burada realist olmak durumundayız.

Peki bize göre değil de gerçek manada üstün zekalı çocuklarda ne gibi farklılıkların olduğuna bir bakalım:

Çok erken konuşmaya başlarlar,
Konuşmaya başladıktan sonra devrik cümleleri kurallı bir biçimde söylerler,
Yabancı dil öğrenme konusunda akranlarına göre çok istekli ve hızlı gelişim gösterirler,
Hayal âlemleri çok geniş ve şaşırtıcı boyuttadır,
Bilgiye olağanüstü bir şekilde kendileri ulaşırlar,
Son derece enerjik ve hareketlidirler. Bu tarz çocuklarda genellikle hiperaktif teşhisi konulup ilaçlarla hareketleri kısıtlanmakta ve yanlış tedavi çocuğun yeteneklerini köreltmektedir,
Öğrendiklerini asla unutmazlar,
Hatırlanma olasılığı çok düşük durum ve olayları, bebeklik dönemindeki yaşantısından bölümleri hatırlayıp anlatabilir,
Sözcük dağarcığı çok geniştir,
Aşırı meraklıdırlar ve çok fazla soru sorarlar, sordukları soruların cevaplarını verebilmek için profesörlere yönlendirmek gerekebilir,
Müzik aletlerini çalma konusunda isteklidirler,
Mizah duyguları gelişmiştir,
Yaratıcıdırlar,
Adalet duyguları çok güçlüdür, haksızlıklara tahammül edemez ve kabullenemezler, bu konuda tepkileri de orantısız olabilir,
Zekâ seviyelerine göre arkadaş bulamadıklarında kendilerinden büyüklerle arkadaşlık kurarlar,
Yaşına göre olgundur, büyümüş de küçülmüş lafını çok duyarlar,
Duyarlı ve duygusaldır, bir masalda geçen olaya bile üzülebilir,
Odaklanma problemleri olduğu sanılır fakat ilgilerini çeken konularda ve isterlerse çok yoğun bir şekilde odaklanabilirler,
Analiz etme, yorumlama, tümevarım ve tümdengelim yöntemlerinde akranlarına göre birkaç adım öndedirler,
Soyut düşünme dönemine çok çabuk geçerler,
Manevi yönden soru sormaya çok erken başlarlar,

Nasıl tespit edilir?

Üstün zekâlı çocukların zekalarının tam olarak ölçülmesi mümkün olmamakla beraber, doğumdan itibaren çocuğun bilişsel, bedensel ve psikomotor alanlarındaki gelişimleri gözlem ve standart testlerle tespit edilebilir.  Bebeklikte kurduğu göz kontağı(parmağınızı hareket ettiğinizde takip yönüne doğru direnç göstermesi), bir uyarana verdiği tepkisi,  yapılan hareketleri taklit etmesi, daha sonra dil ve anlama becerisi, kendini oyalaması, seçtiği oyunlar ve oyuncaklar, hafızası, tatmin olana kadar soran, sorgulayan yapısı, farklı ilgi alanları (astronomi, burçlar, manevi değerler, soyut âlem, vs.) hızlı öğrenmesi ile yaşıtlarından farklı olan çocuklardır. Okuma yazmayı herhangi bir eğitim almadan gözlemleriyle, kendi çabalarıyla öğrenebilirler.
Birçok farklı zekâ ölçüm yöntemi ve testi olmakla beraber en bilindik ve tercih edilen wisc-r testidir. Çocukların zekâ seviyesi puanlaması Rehberlik Araştırma Merkezleri (RAM), özel hastanelerin psikoloji bölümleri, özel danışmanlık merkezlerinde bu konuda özel sertifika sahibi psikologların uyguladığı wisc-r testi ile tespit edilmektedir.
Bu test ile çocukların birçok farklı yeteneği ve özelliği ölçülmekte ve puanlamaya tabi tutulmaktadır.

Test sonucunda elde edilen ortalama puan değerleri:

0-24 puan zihinsel engelliliği,
25-44 puan aralığı öğretilebilir zihin engelini,
45-75 puan eğitilebilir zihinsel engeli,
76-89 puan aralığı alt sınır zekayı,
90-110 puan aralığı normal zekayı,
111-129 puan aralığı parlak zekayı,
130-159 puan aralığı üstün zekayı,
160 ve üstü ise dahiliği ifade etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder