YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, 2015 ÖSYS Tercih Kılavuzu'nda daha önce yapılmayan bir tarzda bilgilendirme yapılacağını açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversite adaylarının daha gerçekçi ve bilinçli tercih yapması amacıyla bir çalışma başlatacak.
Adayların tercihlerini daha rasyonel temellere dayandırması hedeflenen çalışmaya göre, 2015 tercih kılavuzunda bölümlerde kaç öğretim üyesinin vazife yaptığı, o programların mezunlarının ne kadar olduğu, sayısı, akredite edilip edilmediği gibi bilgiler yer alacak.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, 10 Aralık 2014 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Rektörler Toplantısı” ile Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitesi rektörleriyle bir araya geldi.
YÖK Başkanı Saraç’ın göreve geldikten sonra rektörlerle ilk görüşmesi özelliğini taşıyan toplantıda yükseköğretim reform çalışmaları, yükseköğretimin kalitesine ilişkin görüş ve öneriler ele alındı.
Yeni YÖK Yasa Taslağı’ndaki son durum, rektör seçimlerindeki yeni kriterler, kalite kurulunun kurulmasına dair çalışmalar gibi yükseköğretimin yeni dönemdeki yakın hedefleri hakkında görüş ve öneriler karşılıklı tartışıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, yükseköğretim sisteminde yapmayı düşündükleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Konuşmasında, üniversite adaylarının daha gerçekçi ve bilinçli tercih yapmalarına yardımcı olmak adına 2015 ÖSYS Tercih Kılavuzu’nda daha önce yapılmayan bir tarzda bilgilendirme yapılacağını belirten Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, konuyla ilgili şınları söyledi:
“DAHA BİLİNÇLİ TERCİHLER YAPACAKLAR”
” Bu sene öğrencilerimizin daha gerçekçi ve bilinçli tercih yapabilmelerine yardımcı
olabilmek için daha önce yapılmayan bir tarzda tercih döneminde bilgilendirme
yapılacak öğrenci adaylarımıza. İlk kez yapılacak bu bilgilendirmeyle adaylar
tercihlerini daha rasyonel temellere dayandırabilecek. Programlardaki kaç
öğretim üyesinin vazife yaptığı veyahut o programların mezunlarının ne kadar
olduğu, sayısı, akredite edilip edilmediği, bunlarla ilgili tercih kılavuzunda yer
ayırmak istiyoruz. Daha bilinçli bir tercihin yolunu hazırlamakla birlikte,
öğrencilerin yükseköğretim sistemine dahil olduktan sonra karar değişikliklerini
kolaylaştırıcı, istedikleri bölümde okumalarına o bölümlerin gerektirdiği
yetkinlikten vazgeçmeden imkan tanıyacak düzenlemeleri peşi sıra devam
ettirmek düşüncesindeyiz.”
Yükseköğretimin sorunlarının pek çoğunun yasalardan
değil uygulamalardan kaynaklandığına dikkat çeken Saraç, Artık YÖK’ün evet’lerinin ve hayır’larının gerekçelerini üniversitelerin daha iyi bileceğini vurculadı.
Saraç, bölümlerdeki kontenjan sorunları ile ilgili de şunları söyledi:
KONTENJAN BELİRLEME KONUSU
” Temel bilimlerdeki son yıllardaki yaşanan olumsuz durum hepimizi endişelendiriyor, bunlara da yönelik bazı kararlar almak durumundayız. Bu konu da gündemimizin önemli maddelerinden biri
durumunda. Temel bilimlerde sorun, kontenjanların dolmaması ve dolsa bile
taban puanın çok düşük biçimde olması şeklinde kendisini gösteriyor.
Sorunları farklı olup başka problemli alanlar da var. Örneğin hukuk ve
sağlık programlarımız temel bilimlerin tam tersi. Yoğun öğrenci talebi olan ve
hiç kontenjan dolma sorunu olmayan bölümler. Ama biri bireyin, diğeri devlet
kurumlarının sağlığıyla ilgili bu programlarla ilgili tedbirler almadığımız
takdirde ileride geri dönülmesi mümkün olmayacak hatalar ortaya çıkabilir.
Sorun yaşayan alanlar elbette bunlarla sınırlı değil; öğretmenlik
programları, ziraat, su ürünleri gibi başka alanlara yönelik olarak da hızlı olarak
tedbir almak durumunda olduğumuzu düşünüyoruz.
Yakın dönemde yapmak istediklerimiz ve özel konulardaki
düşüncelerimiz söz konusu olduğunda ilgi alanlarından birisi de kontenjan
belirleme konusu oluyor. Bu konuyla ilgili düşüncelerimize de işaret etmek
isteriz. Aynı altyapı ve imkanlarla, aynı hoca sayısıyla devlet üniversiteleri daha
az, vakıf üniversiteleri ise daha çok öğrenci alma eğiliminde. YÖK bu talepleri
kamu yararını düşünerek dengeleme konumunda olan bir kurum. Yani işimiz
aslında pek de kolay değil. Eğitim kalitesi, istihdam, toplumun beklentileri,
bunları birlikte ele almamız gerekiyor hepsini. Sektörel analizler yapmak,
yaptırmak istiyoruz ve buna başladık. Kontenjanların belirlenmesinde tek faktör
olarak üniversite talebini kabul etmek ne denli yanlış ise, YÖK’ün konuya
ilişkin kararlarının gerekçelerini üniversitelerce bilinememesi, anlaşılamaması
da bu nispette yanlış. Her konunun kuralları belli olmalı, uygulama ona göre
yapılmalı. Kurallar gerekiyorsa değiştirilmeli, ama keyfiliği yönelmemek
lazımdır diye düşünüyoruz. Kontenjan belirleme için de bunlar geçerli olacak.
Yani, kriterleri açık, anlaşılır olacak. Artık YÖK’ün evet’lerinin ve hayır’larının
gerekçelerini üniversiteler daha iyi bilecek.” (sözcü.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder