31 Aralık 2014 Çarşamba

KYK burs ve kredi sonuçları açıkladı

Binlerce öğrencinin merakla beklediği 2015 yılı kredi ve burs sonuçları belli oldu.


Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nden (KYK) yapılan yazılı açıklamaya göre, burs-kredi miktarı 300 TL'den 330 TL'ye yükseltildi.  Kurum tarafından lisans öğrencilerine 330 TL, yüksek lisans öğrencilerine 660 TL, doktora öğrencilerine ise 990 TL burs-kredi ödemesi yapılacak. .

Yılbaşı tatili uzadı! MEB'ten de açıklama var

Tüm kamu kurumlarında çalışanlar 2 Ocak 2015 tarihinde idari izinli sayılacak. Böylece yılbaşı tatili 4 güne çıkmış oluyor. 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2 Ocak Cuma günü tüm okulların da tatil olduğunu bildirdi.

Başbakan Davutoğlu'nun genelgesiyle tüm kamu kurumlarında çalışanlar 2 Ocak Cuma günü idari izinli sayılacak.

DAVUTOĞLU İMZALADI

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun imzaladığı ve tüm kamu kurumlarına gönderilen bir genel yazı ile 2 Ocak 2015 Cuma günü tüm kamu personeli idari izinli sayılacak.

GEREKLİ TEDBİRLER ALINACAK

Ancak, kamu kurumları kamu hizmetlerinin aksamaması için gerekli tedbirleri alacak ve bunun için gerekli personeli görev başında tutacak.

TATİL KAÇ GÜN OLACAK?

1 Ocak Perşembe ardından 2 Ocak cuma günü de tatil edildi. Cumartesi- Pazar da birleştirilince yılbaşı tatili 4 güne çıkmış oldu.

OKULLAR DA TATİL OLDU
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2 Ocak Cuma günü tüm okulların da tatil olduğunu bildirdi.

 MEB yetkilileri, Başbakanlık imzalı genel yazı doğrultusunda, 2 Ocak Cuma günü tüm okulların tatil olacağını belirtti.

29 Aralık 2014 Pazartesi

KYK burs ve kredi başvuru sonuçları belli oldu mu?

2014-2015 yılı KYK burs ve kredi başvuru sonuçlarının açıklanması merak içinde bekleniyor. Öğrenciler burs ve kredi sonuçlarını ne zaman açıklanacağını beklerken e-devlet üzerinden sorgulayabilecekleri gibi Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu resmi sitesi üzerinden de takip edebilirler. Kredi ve burs başvuruları değerlendirme aşamasında olup en yakın zamanda açıklanacağı belirtildi.
Milliyet'in haberine göre; KYK burs ve kredi almaya hak kazanan öğrencilere ödemeleri Ziraat Bankası aracılığıyla yapacak, öğrenciler hesaplarının açılması için gerekli onay işlemlerini de KYK e-devlet sayfası üzerinden yapacak.

İşte KYK burs ve kredi sonuçları için 24 Aralık'ta yapılan açıklama;

“Gençlik ve spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2014 -2015 yılı burs/öğrenim kredisi başvuruları değerlendirme aşamasında olup değerlendirmeler tamamlandıktan sonra sonuçlar Bakanlığımız ve Genel Müdürlüğümüz internet sitelerinde yayınlanacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Burslar ve Krediler ne zaman ödenecek

1 Temmuz 2014’te yürürlüğe girecek protokolde yeni düzenlemeler hayata geçiyor. Eski protokolde öğrencilere burs ödemeleri her ayın 6’sında, kredi ödemeleri ise 7’sinde yapılırken yeni protokolle ödemeler, öğrencilerin T.C kimlik numaralarının son hanesine göre belirlenen tarihlerde yapılacak. Buna göre, T.C kimlik numarasının son hanesi ‘0’ olanlar için ödeme günü her ayın 6’sı olurken, kimlik numarasının son hanesi ‘2’ olanlara ödemeler ayın 7’sinde, ‘4’ olanlara ayın 8’inde, 6 olanlara ayın 9’unda ve kimlik numarası 8 ile bitenlere burs ve kredi ödemeleri her ayın 10’unda yapılacak.

Protokolün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tahsilat işlemlerinde sanal pos imkanı devreye giriyor. Bu düzenlemeyle tahsilatlar artık internet üzerinden kredi kartı ile de yapılabilecek.

Yine imzalanan protokolde bankanın vadesiz hesapta mevduatı bloke etmesi kaldırılırken öğrencilere yapılan kredi ödemeleri üzerinden alınan binde 2’lik komisyon binde 1’e düşürülüyor.

E-devlet'te yer alan açıklama şu şekilde;

Yükseköğrenim öğrencilerinin barınma, beslenme, kredi-burs hizmetleriyle öğrenimlerine; sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle kişisel gelişmelerine katkıda bulunan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, başlangıçta Millî eğitim Bakanlığının denetiminde iken, bu denetim 06 Şubat 1970 tarihli Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi gereğince Gençlik ve Spor Bakanlığına devredilmiş, daha sonra 13.12.1983 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 179 sayılı KHK?nin 52/b maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığının bağlı kuruluşu, 04.05.2009 tarih ve 27218 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanının onayı ile Başbakanlığa bağlı kuruluş haline getirilmiş, 10.12.2010 tarih ve 27781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6082 sayılı Kanun ile Başbakanlığa bağlanmış, bilahare 08.07.2011 tarihli ve 27988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi gereğince de Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir.

Burs alımlarında yeni düzenleme

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Kaymakcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliği'nde yapılan değişikliği anımsatarak, burs almaya hak kazanan öğrencilerin bundan sonra notere giderek taahhütnameyi tasdik ettirmelerinin gerekmeyeceğini vurguladı.

Bu düzenlemeyle senet olayının kalktığını ifade eden Kaymakcan, vatandaşın notere ücret ödemesine gerek kalmadığını ifade etti.

Daha önceki uygulamayı anlatan Kaymakcan, öğrenim kredisi veya burs almaya hak kazanan öğrencilerin eskiden notere gittiğini, ücret ödeyerek buradan taahhütnameyi aldığını belirtti. Kaymakcan, ''Öğrenciler bu külfetten kurtulmuş oldu'' dedi.

Öğrenci tarafından taahhütnamenin öğrenci tarafından elden kuruma veya bölgelerdeki yurtlara iletildiğini hatırlatan Kaymakcan, ''Bize gelen senetler sistemde taranıyor, ondan sonra öğrencinin hesabı açılıyordu'' diye konuştu.

''Elden belge getirme dönemine son''

Yeni düzenlemeyle, kredi veya burs almaya hak kazanan öğrencilerin sonuçlar açıklandıktan sonra, e-devlet şifresi alması gerektiğini vurgulayan Kaymakcan, ancak bu şifreyi 18 yaşından büyük öğrencilerin alabileceğini, 18 yaşından küçük olanlara bu şifrenin verilmediğini belirtti.
18 yaş üstü öğrencilerin PTT'den, e-devlet şifresi alması gerektiğini belirten Kaymakcan, şifreyi kullanarak, ''https://www.turkiye.gov.tr'' internet adresinde yer alan kredi ve yurtlarla ilgili bölüme gireceklerini anlattı.

Böylece öğrencinin bu bölümde yer alan taahhütnameye ulaşacağını ifade eden Kaymakcan, burada öğrencinin okul bilgisinin yer alacağını, metni okuyarak onaylaması gerektiğini kaydetti. Kaymakcan, onaylanan metnin doğrudan sistem üzerinden kuruma ulaşacağını, böylelikle öğrencilerin elden bir belgeyi ilgili birimleri ulaştırması durumunun da sona erdiğini belirtti.
Prof. Dr. Kaymakcan, burs ve kredi almaya hak kazanan öğrencilerin taahhütnameyi aldıkları şifre ile onaylamayı unutmamaları konusunda uyarıda bulundu.

Burs ve Kredi başvuru sonuçlandırma sistemi değişti

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) müracaatlarında 'devrim' gibi uygulama... Gençlik ve Spor Bakanlığı, KYK'ya yapılan yurt, burs ve kredi başvurularında kullanılan puanlama sisteminde yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Yeni sisteme göre; KYK'nın yurtlarında konaklamak ya da kredi ve burs almak isteyen öğrencilerin beyanları, aralarında Maliye, Aile ve Sosyal Politikalar, Çevre ve Şehircilik, Adalet, Gümrük ve Ticaret Bakanlıkları'nın da yer aldığı 11 farklı noktanın bulunduğu 'Çok Noktalı Kontrol' adlı sistemden taranarak kontrol ediliyor. Bakanlık böylelikle, özellikle ailesinin maddi durumu, yurtlarda öncelik tanınan dezavantajlı gruplar içerisinde yer alma gibi sıralamayı ve burs-kredi sonuçlarını etkileyen bilgilerde mümkün olan en doğru sonuca ulaşıyor.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yeni sistemin suiistimalin önlenmesi ve mümkün olan en hakkaniyetli sonuca ulaşılması için oldukça faydalı olduğunu belirtti.

28 Aralık 2014 Pazar

TEVİTÖL kayıt süreci başladı!

Üstün yeteneklilere özel eğitim veren TEVİTÖL'ün 2015 - 2016 kayıt süreci başladı. Başvuruları 20 Nisan'da sona erecek TEVİTÖL sınavı, 3 Mayıs'ta yapılacak.



Türkiye’de özel yetenekli çocukların öğrenim görebildiği tek lise olan TEVİTÖL (Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi) 2015-2016 öğretim yılı başvuru sürecinin başladığını duyurdu.

Vizyonu; ekonomik ve sosyal açıdan zor durumda olan özel yetenekli öğrencilerin yeteneklerini uygun bir öğrenme ortamıyla insanlığın yararına dönük geliştirmek ve onları toplumumuza yön verecek liderler olarak yetiştirmek olan TEVİTÖL’ün kayıt süreci 20 Nisan’da sona erecek.

SINAV 3 MAYIS’TA

Sınav, 3 MAYIS 2015 PAZAR günü saat 10.00’da 19 sınav merkezinde yapılacaktır. (TEVİTÖL adayın gireceği sınav merkezini değiştirebilir.)

BAŞVURU VE SINAV TAKVİMİ

Kayıtların başlaması: 22 Aralık 2014 Pazartesi

Tanıtım Toplantısı: 19 Nisan 2015 Pazar

Kayıtların sona ermesi: 20 Nisan 2015 Pazartesi

İlk Sınav: 3 Mayıs 2015 Pazar

Bireysel Değerlendirme Dönemi: 9 Mayıs – 15 Haziran 2015
,
Gözlem Kampı: 23-28 Haziran 2015

TEVİTÖL 2015-2016 öğretim yılı başvuru süreci ile ilgili detaylı bilgiye http://www.tevitol.k12.tr/kayit-kabul.html internet adresinden ulaşabilirsiniz.

MEB’den Osmanlıca kursuna onay!

MEB, Osmanlıca öğretiminin özel öğretim kursları ve etüt eğitim merkezlerinde de açılabilmesinin mümkün olduğunu açıkladı.



Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 19. Milli Eğitim Şurası’nda tavsiye kararı alınan Osmanlıca’nın özel kurslarda da açılabileceğini bildirdi.

Özel öğretim kursları ve etüt eğitim merkezleri, Milli Eğitim Bakanlığından, “özel kurslarda Osmanlıca programının açılıp açılamayacağı ve kurs açılması halinde hangi işlemlerin yapılacağına ilişkin” görüş istedi.

MEB de konuyu görüşerek, Osmanlıca programının özel öğretim kursları ve etüt eğitim merkezlerinde açılıp açılamayacağına ilişkin ortaya çıkan belirsizliklere açıklık getirdi. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci imzasıyla illere gönderilen yazıda, Osmanlıca öğretiminin özel kurslarda da açılabilmesinin mümkün olduğu bildirildi.

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLECEK!
Buna göre, özel öğretim kursları ve etüt eğitim merkezlerinde Osmanlıca kursu talebi olduğunda, Osmanlıca, yaygın eğitim programlarından “kişisel gelişim ve eğitim” kapsamında değerlendirilecek. Osmanlıca, özel öğretim kurumlarının açabileceği programları düzenleyen yönetmelikte yer alan “diğer programlar” kapsamına alınarak öğretilebilecek.

ÖSYS başvuru sürecinde yenilik!

ÖSYM bu yıl ÖSYS başvuru sürecinde yeniliğe gitti. Adaylar artık önce başvurularını yapacak ardından sınav ücretini yatıracak.


Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), üniversiteye giriş sistemi başvurularında adayların mağdur olmaması için yeniliğe gitti. Bu yıl ilk kez uygulanacak sistemle, adaylar artık önce başvurularını yapacak ardından sınav ücretini yatıracak.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sürecinde daha önceki yıllarda üniversite adayları, önce sınav ücretini yatırıyor, ardından başvurularını tamamlıyordu. ÖSYM’nin “sınav ücretini yatırmış olmanın başvurunun tamamlandığı anlamına gelmediğine ilişkin uyarılarına” rağmen sayıları binleri bulan bir çok aday, başvurularını tamamlamadığı için mağdur oluyordu.
ÖSYM bu mağduriyetlerin önüne geçmek için bu yıl ÖSYS başvuru sürecinde yeniliğe gitti.

BAŞVURULAR 5 OCAK’TA BAŞLIYOR
Aday el rehberine göre, adaylar bu yıl Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için 5-19 Ocak’ta bir başvuru merkezi veya sınav koordinatörlüğüne giderek kişisel bilgilerini ve sınava girmek istedikleri yer tercihlerini bildirecek. Daha sonra başvuru ücretini 5-20 Ocak’ta anlaşmalı bankalar aracılığıyla ya da www.osym.gov.tr adresindeki ödemeler sekmesinden yatırarak, başvurularını tamamlayacak.
ÖSYS’ye başvuru yaptığı halde süresi içerisinde sınav ücretini yatırmayan adayların başvuruları, tamamlanmamış olacağından işleme alınmayacak.

Adayların, mağdur olmamaları için başvuru işlemlerini tamamlandıktan sonra Aday İşlemleri Sistemine girerek bilgilerinizi mutlaka kontrol etmesi gerekiyor.

ÖSYM tarafından üniversiteye giriş sürecinde adayları bilgilendirmek amacıyla hazırlanan Aday El Rehberi’nde, sınav öncesinden sınava, sınav sonrasından sonuçların açıklanmasına kadar bir çok bilgi yer alıyor. Adaylar El Rehberine ÖSYM’nin internet sitesinden ulaşabilecek.

27 Aralık 2014 Cumartesi

MEB'den dershanelere uyarı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), seviye belirleme ve tespit sınavları düzenleyerek, öğrenci kaydı yapan dershanelere ilişkin valiliklere yazı gönderdi.

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce gönderilen yazıda, 14 Mart'ta dershanelerin özel okula dönüşümünü de içeren 6528 sayılı Kanun'un yayınlandığı hatırlatılarak, dershanelerle gerekli dönüşümü tamamlamayan özel öğrenci etüt eğitim merkezlerinin eğitim-öğretim faaliyetlerinin 1 Eylül 2015'te sona ereceğine dikkat çekildi.
     
Ancak afiş, el ilanı, billboardlar, görsel ve yazılı medyada, bazı dershane ve dershane gruplarının, 2015-2016 eğitim öğretim yılı için seviye tespit ve belirleme sınavları adları altında, sınav yapacağı ve bunların sonuçlarına göre kurumlarına öğrenci kayıt edeceğine ilişkin bilgilerin yer aldığı belirtildi.
     
Yazıda, özel dershanelerin ilgili Kanun kapsamında 1 Eylül 2015'te kapatılacağından, öğrenci ve velilerin mağdur edilmemeleri amacıyla seviye tespit ve belirleme sınavlarına izin verilmemesi, velilerin ve kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi istendi. AA

25 Aralık 2014 Perşembe

Öğretmenler dikkat! Eş durumu ataması bekleyenlere müjde

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın talimatıyla öğretmenlerin yarıyıl tatili il içi ve iller arası özür durumuna bağlı atamaları için başvurular, 5 Ocak'ta alınmaya başlayacak.


Bu atamalarda, tüm devlet memurlarının, özel sektörde çalışan eşten dolayı nakil isteyebilmesi için getirilen 3 yıl şartı öğretmenler için uygulanmayacak. Bakanlık'tan alınan bilgiye göre, MEB'e bağlı eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin il içi ve iller arasında sağlık ve eş durumu özrü ile genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklik başvuruları 5-9 Ocak'ta alınacak.

Atamalar ise 19 Ocak'ta yapılacak, tebligat ve ilişik kesme işlemleri ise 23 Ocak'tan itibaren gerçekleştirilecek. Atamalar, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın talimatıyla halen yürürlükte bulunan Öğretmen Atama Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda gerçekleştirilecek.

Bu şekilde ağustosta Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Çerçeve Yönetmelik'te yapılan, "eşi özel sektörde çalışanların eş durumu tayini isteyebilmesi için eşinin talep edilen yerde
kesintisiz son 3 yıl sigortalı olması" şartı, "2015 yılı öğretmenlerin il içi ve iller arasında sağlık ve eş durumu özrü ile genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklikleri"nde uygulanmayacak.

24 Aralık 2014 Çarşamba

Ehliyet sınavı sonuçları ne zaman açıklanacak?

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen ehliyet sınavının ardından sürücü adayları sınav sonuçlarınının açıklanmasını bekliyorlar. Sınav soruları internet ortamında cevaplarıyla yayınlanmaya başladı. Peki Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 13 Aralık 2014 ehliyet sınav sonuçlarını ne zaman açıklayacak? Sürücü adayları sınav sonuçlarına nasıl ulaşacak?



Ehliyet sınavı sonuçları için heyecan dorukta. 13 Aralık'ta gerçekleştirilen ehliyet sınavı soru ve cevapları internet ortamında yayınlandı! Zorlu bir sınav aşamasından geçen sürücü adayları aşağıdaki linkten soruları ve cevapları edinebilirler:

13 ARALIK EHLİYET SINAVI SORU VE CEVAPLARI 

MEB tarafından yapılan motorlu taşıtlar sürücü belgesi (MTSAS) ehliyet yazılı sınavı ve direksiyon sınavları geçtiğimiz günlerde ilan edildi. Milli eğitim Bakanlığı tarafından 2014 yılında yapılacak olan son sınav 13 Aralık 2014 cumartesi günü gerçekleştirildi. Sürücü adaylarının ehliyetlerini edinebilmek için geçmek zorunda oldukları bu sınavın sonuçları yılbaşından hemen önce açıklanmış olacak. Yani 13 Aralık'ta sınava giren adayların 29 Aralık tarihine kadar sınav sonuçlarını edinebilecekleri düşünülüyor.

29 MAYIS'A DİKKAT

Bununla birlikte Türkiye Sürücü Kursları ve eğitimcileri Konfederasyonu (TUSEKON) Genel Başkanı İsmail Yılmaz, sürücü sertifikalarının yenilenme süresiyle ilgili açıklamada bulundu. Yılmaz, sürücü kurslarına giderek sertifika almaya hak kazanan ancak bunu sürücü belgesine dönüştürmeyenler için tanınan 2 yıllık sürenin 29 Mayıs’ta sona erdiğini belirtti.

Ehliyet sınavı artık yılda 6 kez yapılacak 

Milli Eğitim Bakanlığı, ehliyet sınavlarında değişiklik yaptı. 2015 yılı için hazırladığı 'Motorlu Taşıt Sürücü Kursiyerleri Sınavı e-Kılavuzu'na göre, yılda 9 kez yapılan ehliyet sınavı sayısı 6'ya indirildi. 2015 yılının ilk ehliyet sınavı 10 Ocak 2015 Cumartesi günü yapılırken, yılın son sınavı ise 12 Aralık 2015 Cumartesi gerçekleştirilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü (ÖDSGM) ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü '2015 Yılı Motorlu Taşıt Sürücü Kursiyerleri Sınavı Kılavuzu' hazırladı. Sınav uygulamasıyla ilgili işlemler için Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne, başvuruyla ilgili işlemler ise bakanlık Bilgi İşlem Grup Başkanlığı'na yapılacak. Özel Motorlu Taşıt Sürücü Kursu (MTSK) Modülü ile ilgili işlemleriyle Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Trafik ve Sürücü Eğitimleri Grup Başkanlığı ilgilenecek.

2014 yılında yılda 9 kez yapılan motorlu taşıt sürücü kursiyerleri sınav sayısı bu yıl 6'ya indirildi. Kursiyer, en fazla 4 (dört) yazılı, 4 (dört) uygulama sınavına girme hakkına sahip. Teorik derslerin sınavlarında başarılı olup direksiyon eğitimi dersi sınavlarında dört dönem sonunda da başarısız duruma düşenler, istemesi hâlinde aynı kursta ilan edilen direksiyon eğitimi dersinin ücretini ödemek ve sertifika sınıfında belirtilen sayıda direksiyon eğitimi dersi almak kaydıyla dört dönem daha sınava girebilecek. Teorik derslerin sınavından dört dönem sonunda, direksiyon eğitimi dersi sınavında ise ikinci dört dönem sonunda da başarısız duruma düşenler, kayıt işlemlerini tamamlamak ve ücretlerini ödemek suretiyle kurslara yeniden kayıt yaptırabilecek.

23 Aralık 2014 Salı

ÖSYM YGS başvuruları için uyardı!

ÖSYM 5 Ocak'ta başlayacak olan YGS başvuruları için hazırladığı kamu spotuyla üniversite adaylarını uyardı. ÖSYM bu uyarı için aday el rehberi, sınav takvimi ve kamu spotu hazırladı. Üniversite adayları için maraton çok yakında başlayacak...

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 5 Ocak'ta başlayacak Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) başvuruları öncesi hazırladığı kamu spotuyla yaklaşık 2 milyon üniversite adayını başvurularını tamamlamaları konusunda uyardı.

ÖSYM bu yıl YGS ve sınavsız geçiş için başvuruların alınmasına yönelik kamuoyunu bilgilendirme amacıyla aday el rehberi, sınav takvimi posteri ve bir kamu spotu hazırladı.

Kamu spotunda özellikle adayların, başvuru işlemlerini tamamlamaları ve bu yüzden mağduriyet yaşamamaları için çeşitli uyarılarda bulunuldu.

İki adayın, ÖSYM sınav koordinatörlüğüne giderken çekilen görüntüleriyle başlayan kamu spotunda, sınav takvimi posterine yer verilerek başvuru tarihlerini hatırlatıldı.

Adayların başvurularını yaparken çekilen görüntülerin bulunduğu spot filimde, alt yazı şeklinde başvuru ücretinin yatırılabileceği anlaşmalı bankaların isimlerine yer verildi.

Yaklaşık 45 saniye süren kamu spotunda ÖSYM adaylara şu uyarılarda bulundu:

"Adaylar, 2015 ÖSYS katılabilmek için 5-19 Ocak 2015 tarihleri arasında ÖSYM'nin başvuru merkezleri, sınav koordinatörlükleri veya bireysel olarak internet üzerinden başvurularını yapabileceklerdir. Başvurunuzda alacağınız kişisel şifre ve T.C. kimlik numaranızla tüm işlemlerinizi ÖSYM'nin internet sayfasından takip edebilirsiniz. Başvuru işleminizin tamamlanabilmesi için ÖSYS başvuru ücretini 5-20 Ocak 2015 tarihleri arasında anlaşmalı bankalar aracılığıyla ya da www.osym.gov.tr adresindenki ödemeler sekmesinden yatırmanız gerekmektedir. Üniversiteye giden yolun her adımda ÖSYM yanı başınızda."

ÖSYM ayrıca üzerinde " ÖSYM başarılar diler" ve "Emeğiniz Emanetimizdir" yazılı bir sınav takvimi posteri hazırladı. ÜzerindeYGS ve LYS'nin yapılacağı tarihlerinin yer aldığı sınav takvimi tüm okullara ve ilgili kurumlara gönderilecek.

Üniversite adayları YGS sonrası, ikinci dönem 13-14 ve 20- 21 Haziran'da Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girecek.

21 Aralık 2014 Pazar

Özel yetenekli çocukların özellikleri

Bakanlık özel yetenekli çocukların özelliklerini şöyle sıraladı:



1.Genelleme yapmada, ilişkileri görmede, bilgilerin transferinde yaşıtlarından ileri seviye.

2.Neden sonuç ilişkisi kurma

3.Okumaya düşkün olma



4.Özgün ifade biçimlerine sahip olma

5.Güçlü bellek

6.Çabuk öğrenme



7.Merak ve bazı konulara yoğun ilgi gösterme

8.Dili etkili kullanma

9.En az bir yetenek alanında yaşıtlarının üstünde performans gösterme


Kitap okumuyoruz!

Okumak, çocukların kültürel gelişimlerini tamamlamaları ve bilgi çağını yakalamaları için hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatlarının bir parçası olmalıdır.



Maalesef Türkiye’de ihtiyaç malzemeleri sıralamasında kitaplar 235. sırada yer almaktadır.

Türk çocukları kitap okuma konusunda çoğu Afrika Ülkelerinin gerisinde kalmış durumdadır. Japonya’da toplumun % 14 ü, Amerika’da % 12 si, İngiltere’de ve Fransa’da %21i düzenli kitap okurken Türkiye ‘de yalnız 10.000 kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor.

Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7, Türkiye’de ise yılda 12 bin 89 kişiye bir kitap düşüyor.

Türkiye, Birleşmiş milletler insani gelişim raporunda Malezya, Libya ve Nijerya gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. Sıradadır.

Japonya’da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye’de sadece 23 milyon kitap basılıyor.

Dünya kitap okuma ortalaması Türkiye'nin kitap okuma ortalamasından 3 kat fazla Türkiye’de 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.

SAS ve Boğaziçi’nden analitik işbirliği!

SAS Analytics U programının lansmanı Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşti.


 
SAS’ın akademik çalışmaları desteklemek, analitik bakış açısının önemini geleceğin liderlerine anlatmak ve geleceğin veri analistlerini yetiştirmek amacıyla üniversite öğrencilerine sunduğu Analytics U programının lansmanı 16 Aralık 2014’te İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker’in de katılımıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşti.

Üniversite öğrencileri ve akademik kadrolarına 3 farklı paket alternatifi sunan Analytics U programı, yazılımların ücretsiz ya da ileri versiyonlarda çok düşük ücretlerle kullanımına olanak tanıyor. Bunun yanı sıra SAS, programdan faydalanan öğrencilere sunacağı staj olanaklarıyla ve gerek öğrenci gerekse akademik kadrolara vereceği eğitimlerle geniş kapsamlı bir destek sunuyor.

Bu kapsamda SAS Türkiye ekibi, 16 Aralık 2014 Salı günü Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri ile bir araya gelerek programın lansmanını yaptı. İİBF Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, SAS Türkiye Pazarlama Müdürü Nurcan Bıçakçı Arcan’ın veri analitiğinin iş dünyasındaki yeri ve Analytics U programın detaylarını içeren sunumuyla devam etti. Etkinlik boyunca öğrencilerin dünya analitik lideri SAS ile ilgili yanıt aradıkları sorular cevaplanarak, SAS’ın öğrencilere sunduğu imkânlar ve sektöre hazırlık aşamasında atabilecekleri adımlara değinildi.

“ANALİTİĞE OLAN İHTİYAÇ DAHA DA ARTACAK”
Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Toker, konuyla ilgili açıklamasında verinin doğru analiz edilip karar süreçlerine entegre edildiğinde şirketlerin iş sonuçlarına doğrudan etki yaptığını vurguladı. Artan rekabet ortamında şirketlerin analitiğe olan ihtiyacının daha da artacağını belirten Toker, bu alandaki kalifiye işgücü ihtiyacının da doğru orantılı olarak artmakta olduğunu söyledi. Toker, pazardaki bu gerekliliği gören ve bu alana yatırım yapan SAS’ın Analytics U programını önemli bir girişim olarak gördüklerini belirtti.

” GELECEĞİN LİDERLERİ “ANALİTİK DÜNYASI”NA  HAZIRLANIYOR”
SAS Türkiye Pazarlama Müdürü Arcan ise, analitiğin hangi sektörde olurlarsa olsunlar tüm firmalar için bir değer yarattığını ve bunun farkında olan şirketlerin gün geçtikçe arttığını belirtti. Bu noktada tüm dünyada yetişmiş kalifiye işgücünün artırılması gerektiğine vurgu yapan Arcan şöyle devam etti: “Analytics U programının temel amaçları arasında akademik çalışmaları desteklemek, geleceğin liderlerine analitik bakış açısının işlerine neler katabileceğini anlatabilmek ve artan veri analisti ihtiyacını adresleyebilecek kalifiye iş gücünün yetişmesine destek olmak var. Burada sunulan hizmet sadece ücretsiz yazılım değil; program kapsamında öğrencilerin eğitim ve staj olanaklarıyla deneyim kazanmalarını sağlıyoruz. SAS’ın bugün Türkiye’de bankacılık, sigortacılık, telekom, enerji, perakende gibi öğrencilerin kariyer hayatlarında ilgilerini çekebilecek sektörlerdeki artan varlığı, öğrencilik hayatında SAS yazılımlarıyla tanışanlar için şüphesiz bir avantaj yaratacak. Biz bu program hakkında çok heyecanlıyız. Heyecanımızı paylaşan ve bugün bizi Boğaziçi Üniversitesi’nde ağırlayan değerli hocamız Prof. Dr. Ayşegül Toker’e ayrıca teşekkür etmek isteriz.”

Okuyan adam projesi sahilde!

Üniversiteliler, Okuyan adam projesini sahil bandında gerçekleştirdi.


Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde üniversite öğrencileri, sahil bandında 1 saat ayakta kitap okuyarak halkı kitap okumaya teşvik etti.

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Ereğli Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğrencileri, ‘Okuyan adam projesi’ kapsamında sahil bandında kitap okuma kampanyası düzenledi.

‘Haydi kitabını al sen de gel, cahilliğe karşı dik dur’, ‘Okuyun dünyanız zenginleşsin’ afişleri astıkları alanda ayakta kitap okuyan öğrenciler, sahil bandında yürüyenleri de kitap okumaya davet etti. Bazı kişiler öğrencilerle kitap okurken, bazıları kamyanyaya katılmadı.

3’üncü sınıf öğrencisi Tuğba İnali, amaçlarının, kitap okumanın faydalarını ve bunun her yerde yapılabileceğini göstermek olduğunu söyledi. İnali, “Ereğli halkına okuma konusunda örnek olmak ve toplum kitap okuma konusunda bilgilendirmeyi düşündük. Ereğli halkındaki okuma bilincini uyandırmak istedik ve sanırız gerekli ilgiyi gördük” dedi.

Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’a projeye verdiği destek nedeniyle teşekkür eden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Parmaksız ise, “Cahilliğe karşı dik durmak için ‘Okuyan adam projesini’ yaptık. Ne olursa olsun insanların okumasını istiyoruz. Okuyan insanlardan topluma zarar gelmeyeceğini düşünüyoruz” dedi. DHA

Deniz Feneri Derneği, okullara giriyor!

Deniz Feneri Derneği ile ’İyilik Okulu Projesi’’ protokolü imzalayan İstanbul Milli Eğitim Müdürü Yıldız, projenin değerler eğitimini destekler nitelikte olduğunu savundu.



İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Deniz Feneri Derneği arasında ‘’İyilik Okulu Projesi’’ protokolü imzalandı.

Proje İstanbul’un 39 ilçesinde belirlenecek birer okulda uygulanacak.
Protokol imza töreni İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’ın makamında gerçekleştirildi.

İyilik Okulu Projesi protokol imza törenine İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz, Deniz Feneri Derneği Genel Sekreteri Nurettin Ertemel, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Aşım, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Temel Eğitim Şube Müdürü Timur Tuğral, Deniz Feneri Derneği İletişim Koordinatörü Recep Koçak ve basın mensupları katıldı.

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNDEN DENİZ FENERİ ÖVGÜSÜ!
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, Deniz Feneri Derneği’nin isminin iyiliklerle anılan, iyilik konusunda bir marka değer oluşturmuş bir dernek olduğunu söyleyerek derneğe teşekkür etti. Yıldız, ’İyilik Okulu Projesi’nin iyiliği, yardımseverliği, paylaşmayı, yardımlaşmayı öğreteceğini savundu.

“DEĞERLER EĞİTİMİNİ DESTEKLER NİTELİKTE”
“İyiliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı, ihtiyaç sahiplerine el uzatmayı amaç edinen bu projede yer almaktan son derece mutluyuz” diyen İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız,  projenin Milli Eğitim Bakanlığının Değerler Eğitimi projesini destekler nitelikte olduğunu ve İstanbul’da başlayacak bu projenin tüm ülkeye yayılmasını diledi.

PROJEYE ART NİYETSİZ SAHİP ÇIKALIM MESAJI!
‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ diyen bir Peygamberin ümmeti, camilere alanın da verenin de görmediği sadaka taşları koyan bir ceddin torunlarıyız ve bunları asla unutmamalıyız diyen Yıldız, “duyarsız bir gençlik yetiştirmek istemiyorsak, bu projeye art niyetsiz ve samimi olarak sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.

“İYİLİK TAKIMLARI OLUŞTURULACAK”
Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Cengiz ise, projenin eğitime ve geleceğe yapılacak güzel bir iyilik yatırımı olduğunu savunarak “Projenin devamında okullarda ‘İyilik Takımları’ oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün internet sitesinde imzalanan protokolle ilgili yer alan haberde konuyla ilgili ayrıntılara yer verildi. Peki, proje nasıl uygulanacak?

DENİZ FENERİ DERNEĞİ MİSAFİR EDECEK
Açıklamada yer alan bilgilere göre; Projenin İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin Eğitim Öğretimden Sorumlu Şube Müdürleri ile yapılacak toplantı sonrası İstanbul’un 39 ilçesinde belirlenecek birer okulda uygulanacak. Okullar, öğretmenler, öğrenciler ve velilerin projeye gönüllü olarak dahil olacağı ve projeye katılan her okulu temsilen seçilecek 60 öğrenci ve 6 öğretmen Deniz Feneri Derneği’nin Zeytinburnu ve Ümraniye’de yer alan merkezlerinde misafir edilerek, yardımlar hakkında bilgilendirilecek. Proje kapsamında ziyaretçi öğrencilere’’İyilik Günlüğü’, ‘’Minik Gönüllü Rozeti’’, ‘’Deniz Feneri Balonu’’ hediye edilecek.

GÖNÜLLÜLÜK ESASINA GÖRE GERÇEKLEŞECEK!
Katılımın tamamen gönüllülük esasına göre gerçekleşeceği ve katılmak isteyen öğrencilerin velilerinden muvafakat belgeleri alınarak uygulanacağı belirtiliyor. Proje kapsamında yapılan etkinliklerin eğitim öğretim yılı sonunda  rapor haline getirilerek kamuoyuna bilgilendirme yapılacağı da açıklamada yer alıyor.

İYİLİK OKULU KUMBARALARI DAĞITILACAK
Projeye katılan okullara Deniz Feneri Derneği yetkilileri ziyaretler gerçekleştirerek veli, öğretmen ve öğrencilere projenin tanıtımını ve amacını anlatan toplantılar yapacak. Proje kapsamında okullarda İyilik Okulu kumbaraları dağıtılarak yardımlar toplanacak.

Ayla Özdemir / sozcu.com.tr

Üsküdar Üniversitesi’nden, yerli yalan makinesi!

Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Dr Nevzat Tarhan, üzerinde çalıştıkları ilk yerli yalan makinesi projesini anlattı.



Üsküdar Üniversitesi’nde, beyindeki sinyallerin bilgisayarlara aktarılması yoluyla elde edilen verilerin değerlendirildiği proje kapsamında yalan makineleri, Türk kültürüne uygun şekilde üretilecek.

Yalanın bir insanın inanmadığı şeyleri söylemesi olduğunu dile getiren Tarhan, “Bir kimsenin inandığı veya inanmadığı bir şeyi söylediği zaman beyninde oluşan tepkiler farklı oluyor. Beyindeki sinir iletisi, oksijen ve glikoz tüketimi de farklı oluyor. Bu özelliklerle bir insanın beyninin yalanla tepkisini ölçebiliyoruz” diye konuştu.

Tarhan, beyin sinyalleri, cilt ısısı, cilt direnci, kalp atışı, solunum sıklığını ve kas gerginliğindeki değişiklikleri sensörlerle yalan makinesine bağlı bilgisayarlara aktardıklarını belirtti.

Kişinin doğru söyleyip söylemediğine ilişkin ölçülebilir bilgilere bu yolla ulaştıklarına dikkati çeken Tarhan, şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz dönemde bir yasa çıktı. Türkiye’de yalan makinesiyle ilgili istihbarat yapısı içinde ve güvenlik güçleri çerçevesinde kullanma kararı alındı. Bu büyük ithalat gerektiren bir durum. Her il ya da ilçedeki yerlerde sorgulama esnasında yalan makinesi kullandıracaksınız. Bu da önemli miktarda ithalat ve döviz kaybını gerektiriyor. Biz üniversite olarak bunu yapabilecek öğretim üyesi kadrosuna sahibiz. Gerekli fiziki ve teknolojik altyapımız var. Biz bunu bir proje haline getirirsek üretimini yapabiliriz. Yaptığımız çalışma zaten maliyeti ciddi bir şekilde azaltacaktır.”

Tarhan, projenin hayata geçirilmesi için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile kalkınma ajanslarından destek beklediklerini dile getirdi. Projenin kabul görmesi halinde 1 sene içinde üretime geçebileceklerini kaydeden Tarhan, makinenin kültürel boyutlara uygun olmasına dikkat edeceklerini vurguladı.

Prof. Tarhan, proje hakkında şu bilgileri verdi:



“TÜRK KÜLTÜRÜNE UYGUN OLACAK”

“Biz Türk kültürüne uygun yalan makinesi geliştireceğiz. Çünkü onların ölçeğine göre yalan denilen şeyler bizim için doğal olabilir. Kişinin bunu yalan olarak algılaması çok önemli. Mesela eşinin kıskançlığıyla ilgili bir soru sorduğun zaman bir Amerikalı bunu normal kabul edebilir. Beyinde onunla ilgili yalan tepkisi vermeyebilir. Ama bizde kıskançlıkla ilgili bir soru sorduğunuzda, Türk toplumunda, kültürel yapımıza göre beyin daha duyarlı tepki verir. Biz yazılımda bunu da geliştireceğiz. Kültürel özellikli bir yalan makinesi üreteceğiz. Yazılımda Türk insanının özelliklerini de göz önüne alacağız. Bu nedenle yalan makinesinde hata ihtimali daha az olacak. Mesela bir Karadenizli’nin silah gördüğü zaman beynindeki tepkiyle bir Egeli’nin tepkisi aynı olmaz. Bir Avrupalı’nın aynı olmaz.”

Tarhan, yerli yalan makinesinin yaygınlaşması halinde yurt dışına ihraç edilebileceğini söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Ar-Ge Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Cumhur Taş da yalan makinesinin işleyişi hakkında bilgi verdi.

Taş, ilk aşamada kişinin kafasına elektrotlar bağlandığını ifade ederek, “Tıpkı kalp filmini çeker gibi beyninizin de filmini çekebiliyoruz. Çünkü her ikisi de elektriksel sinyallerle çalışıyor. Elektrotları bağladıktan sonra ekranda sinyallere bakıyoruz. Sonrasında bu sinyalleri birtakım matematiksel işlemlerden geçirip kişinin o anki kararına ve düşüncesine yönelik birtakım öngörülerde bulunuyoruz” diye konuştu.
İnsanların beyin izleri var

Olay yerindeki parmak izine benzer izlerin insan beyninde de yer aldığını dile getiren Taş, buna bakılarak bazı suçların ortaya çıkartılabileceğini belirtti.

“YANIT YERİNE BEYİN DALGALARI”

Taş, yalan makinesinin çalışma prensiplerini şöyle anlattı:
“Örneğin buradaki arkadaşımız sanal bir suç işlemiş olsun. Bu suçla ilgili suç aletleri de var. Arkadaşımıza önce bilgisayar aracılığıyla suç aletlerini görüp görmediğini soruyoruz. Kendisi olayı inkar ediyor ve yalan söylüyor. Öncelikle olayla ilişkisiz kelimeleri, sonrasında da olayla ilişkili esas suç aletini ve diğer aletleri gösteriyoruz. Ekranda bir sopa, sonrasında bir silah ve bıçak var. Rastgele bir dizinde 20-30 kez bunları gösteriyoruz. Bu sırada bizim karşımızdakinden beklediğimiz bir yanıt vermemesi, sadece ekrana bakması. Çünkü biz ondan yanıt istemiyoruz. Beyin dalgalarını istiyoruz.”

Cumhur Taş, daha sonra bıçakla suçu inkar eden kişinin beyin dalgalarını detaylı şekilde incelediklerini söyledi. İlk dalganın nötral kelimelere ilişkin şekillendiğini anlatan Taş, “300. milisaniyede hepimizin beyninde bir kelime duyduğumuzda yukarı doğru artan ve sonrasında inen bir dalga oluşur. Size gösterilenler daha önce hiç görmediğiniz bir şeyin resmi ise burada yeşil renkli, bir öncekinden daha düşük genişlikte başka bir dalga oluşur. Eğer siz daha önce bu uyarını gördüyseniz ancak görmediğinizi de beyan ediyorsanız, (mavi renkli) bu dalga gösterir ki siz o uyaranla daha önce kesinlikle karşılaşmışsınız” diye konuştu.
Taş, bu şekilde şüphelinin suç işlediği aleti daha önce görüp görmediğini rahatlıkla ortaya koyabileceklerini dile getirdi. AA

Çin’in yeni yıl geleneği, üniversitede canlandı!

Çin Sanatı Öğretmeni Zhiping Xu’nun katıldığı etkinlikte İzmir Ekonomi öğrenci ve akademisyenleri, 2015 yılı için dilediklerini kâğıda döktü.



Çin’in yeni yıl geleneği İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde canlandı. Yeni yıl öncesinde evlerine huzur, bereket ve mutluluk getirmesi için kâğıttan keserek yaptıkları süsler, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde ikinci yabancı dil eğitimini Çince alan öğrenciler tarafından yapıldı.
Çin İzmir Konsolosluğu Çin Sanatı Öğretmeni Zhiping Xu’nun katıldığı etkinlikte öğrenciler ve akademisyenler, 2015 yılı için dilediklerini kâğıda döktü.

İEÜ Çince Okutmanı Yuan Peng tarafından gerçekleştirilen etkinlikte, Çin dilinin yanı sıra kültür öğelerine de yer verildi. Peng, “Kâğıt kesme kültürü Çin’de yaşayan bir gelenek. Her yeni yıl öncesinde evlerimizde istediğimiz dileklerin gerçekleşmesi için kâğıtlardan süsler yaparız. Bu süsler hazır satın alınmaz. Aile bireyleri tarafından özenle hazırlanır. Hazırlanırken de dilekler dilenir” dedi.



‘ÇİNCE İLE DOSTLUK KÖPRÜSÜ’
Çin İzmir Konsolosluğu Çin Sanatı Öğretmeni Zhiping Xu da, İzmir’deki ilk etkinliklerini İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleştirdiklerini belirterek, “Yakında Çin İzmir Konsolosluğu’nun resmi açılışını yapacağız. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde ikinci yabancı dil olarak Çince öğretilmesinden mutluluk duyuyoruz. Daha sonraki dönemlerde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde başka faaliyetlerde de bulunacağız. İzmir Ekonomi’de Çince’nin ikinci yabancı dil olarak öğretilmesiyle Türkiye ile Çin arasında dostluk köprüsü oluşturuyorsunuz. Etkinliklerimiz kültür, ekonomi ve eğitim gibi alanlarda ülkelerin birbirleriyle işbirliğini arttıracaktır. İzmir Ekonomili öğrencilerin Çin’e gelmeleri halinde, orada rahatça eğitim ve iş olanaklarına sahip olacaklar” diye konuştu.

Okullara 101 bin etkileşimli tahta daha!

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, etkileşimli tahtalardan 101 bininin okullara sevkıyatına başlandığını belirtti.



FATİH Projesi kapsamında 432 bin dersliğin etkileşimli tahta ve yazıcılarla donatılacağını belirten Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Proje kapsamında bugüne kadar 85 bin etkileşimli tahta dağıtımı gerçekleştirdik. Etkileşimli tahtalardan 101 bininin okullara sevkıyatına başlandı” dedi.

Bakan Elvan, yaptığı açıklamada, FATİH Projesi kapsamında, Bakanlık olarak bugüne kadar 85 bin etkileşimli tahta ile 3 bin 657 yazıcı ve doküman kamerayı Milli Eğitim Bakanlığına teslim ettiklerini söyledi.

Elvan, 347 bin etkileşimli tahta ve 42 bin yazıcı için ihale yapıldığını ve yüklenici firmalarla sözleşmelerin imzalandığını ifade ederek, 42 bin yazıcının alımının gerçekleştirildiğini ve okullara 16 bin yazıcının gönderildiğini belirtti.

Etkileşimli tahtalardan 101 binin de okullara sevk edilmeye başlandığını anlatan Elvan, dağıtımlara paketler halinde devam edileceğini kaydetti.

FATİH Projesinin tamamlanmasının ardından öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma yetkinliğinin artacağını vurgulayan Elvan, projenin bilişim sektörünü de olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti.

AKILLI TAHTA YERİNE ETKİLEŞİMLİ TAHTA
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TBMM Genel Kurulu´nda bakanlığının 2015 yılı bütçesi üzerinde Hükümet adına yaptığı konuşmasında  FATİH Projesi´yle ilgili internet altyapısı kablolamasında kablolanan okul sayısının 8 bine yaklaştığını belirterek, “Yeni faz ihalesi de yapıldı. Diğer kalanlar da aynı şekilde İnternet sistemine bağlanacak. FATİH Projesinde yaptığımız işlerden biri de sınıflara etkileşimli tahtalar yerleştirmek. Genellikle ´akıllı tahta´ deniyor; tahtanın akıllısı olmaz diye biz ´etkileşimli tahta´ tabirini kullanmayı öneriyoruz. 186 bin 565 dersliğimizde etkileşimli tahtalar yerleştirilmiş 2014 yılında. Daha önceden de 84 bin 921. Bunlarla bağlantılı çalışan çok fonksiyonlu yazıcılarımız 20 bin 269. Her sınıfa yapmak gerekmiyor, okulda bir tane çok fonksiyonlu yazıcı olunca bütün okulun işlevini görüyor. 2013´te 3 bin 657, 2014´te 20 bin 269″ dedi.

YGS başvuruları 5 Ocak’ta başlıyor!

ÖSYM 5 Ocak'ta başlayacak YGS başvuruları öncesi hazırladığı kamu spotuyla adayları uyardı.


Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), 15 Mart 2015’te yapılacak.

Adaylar, 2015 ÖSYS katılabilmek için 5-19 Ocak 2015 tarihleri arasında ÖSYM’nin başvuru merkezleri, sınav koordinatörlükleri veya bireysel olarak internet üzerinden başvurularını yapabilecek.

Başvuru işleminin tamamlanabilmesi için adayların, ÖSYS başvuru ücretini 5-20 Ocak 2015 tarihleri arasında anlaşmalı bankalar aracılığıyla ya da www.osym.gov.tr adresindenki ödemeler sekmesinden yatırması gerekiyor.

YGS başvuruları öncesi ÖSYM’den uyarı!
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 5 Ocak’ta başlayacak Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) başvuruları öncesi hazırladığı kamu spotuyla yaklaşık 2 milyon üniversite adayını başvurularını tamamlamaları konusunda uyardı.

ÖSYM bu yıl YGS ve sınavsız geçiş için başvuruların alınmasına yönelik kamuoyunu bilgilendirme amacıyla aday el rehberi, sınav takvimi posteri ve bir kamu spotu hazırladı.

Kamu spotunda özellikle adayların, başvuru işlemlerini tamamlamaları ve bu yüzden mağduriyet yaşamamaları için çeşitli uyarılarda bulunuldu.

İki adayın, ÖSYM sınav koordinatörlüğüne giderken çekilen görüntüleriyle başlayan kamu spotunda, sınav takvimi posterine yer verilerek başvuru tarihlerini hatırlatıldı.

Adayların başvurularını yaparken çekilen görüntülerin bulunduğu spot filmde, alt yazı şeklinde başvuru ücretinin yatırılabileceği anlaşmalı bankaların isimlerine yer verildi.

Yaklaşık 45 saniye süren kamu spotunda ÖSYM adaylara şu uyarılarda bulundu:

“Adaylar, 2015 ÖSYS katılabilmek için 5-19 Ocak 2015 tarihleri arasında ÖSYM’nin başvuru merkezleri, sınav koordinatörlükleri veya bireysel olarak internet üzerinden başvurularını yapabileceklerdir. Başvurunuzda alacağınız kişisel şifre ve T.C. kimlik numaranızla tüm işlemlerinizi ÖSYM’nin internet sayfasından takip edebilirsiniz. Başvuru işleminizin tamamlanabilmesi için ÖSYS başvuru ücretini 5-20 Ocak 2015 tarihleri arasında anlaşmalı bankalar aracılığıyla ya da www.osym.gov.tr adresindenki ödemeler sekmesinden yatırmanız gerekmektedir. Üniversiteye giden yolun her adımda ÖSYM yanı başınızda.”

ÖSYM ayrıca üzerinde ” ÖSYM başarılar diler” ve “Emeğiniz Emanetimizdir” yazılı bir sınav takvimi posteri hazırladı. ÜzerindeYGS ve LYS’nin yapılacağı tarihlerinin yer aldığı sınav takvimi tüm okullara ve ilgili kurumlara gönderilecek.

ÖSYM 2014-2015 Yılı Akademik Takvimi YGS LYS Sınav Tarihleri:
Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sınav tarihi 15 Mart 2015’te yapılacak.
Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) ise 13-21 Haziran tarihleri arasında iki hafta sonu toplam 5 oturumda yapılacak:

Lisans Yerleştirme Sınavı-4 (Sosyal Bilimler) 2015-LYS4 13 Haziran 2015
Lisans Yerleştirme Sınavı-1 (Matematik) 2015-LYS1 14 Haziran 2015
Lisans Yerleştirme Sınavı-5 (Yabancı Dil) 2015-LYS5 14 Haziran 2015
Lisans Yerleştirme Sınavı-2 (Fen Bilimleri) 2015-LYS2 20 Haziran 2015
Lisans Yerleştirme Sınavı-3 (Edebiyat-Coğrafya) 2015-LYS3 21 Haziran 2015

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde kolsuz gömlek ve mini etek yasağı!

Aydın Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yadigar İzmirli, birimlerini gönderdiği yazıda kadınlar için mini etek, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, uyarısı yaptı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli, yazdığı yazıda üniversitede kadınlar için mini etek ve kolsuz, çok açık yakalı gömlek, erkekler için de kravat uyarısı yaptı.

Prof. Dr. İzmirli’nin tüm akademik ve idari personel dağıtılması talimatını verdiği yazıda kamu görevlileri için geçerli kılık kıyafet yönetmeliği de hatırlatıldı.


grihat.com’un haberine göre; üniversitede dağıtılan yazıda “Üniversitede görevli akademik, ve idari personelin kılık kıyafetinin, yapmakta olduğu görevin gereklerine uygun olması büyük önem taşımaktadır.  İdari ve akademik personelin sözkonusu yönetmelik hükümlerine uygun davranmaları konusunda takip ve uygulama mükellefiyeti birim amirlerine ait olup , gereğini önemle rica ederim” ifadeleri kullanıldı. (Sözcü)

19 Aralık 2014 Cuma

ÖSYM'den KPSS açıklaması

ÖSYM, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un kamu kadrolarına iktidar partisine yakın adayların atandığı iddialarına yönelik bir açıklama yaptı.

ÖSYM tarafından yapılan açıklamada, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) puan üstünlüğüne ve mezuniyet alanı uygunluğuna göre yapılan KPSS yerleştirme işlemlerinin, yüzde 100 doğruluk ve şeffaflık prensibi ile gerçekleştirildiğine işaret edilerek, "Hiçbir aday, mezuniyet alanı uyuşmazlığından dolayı atamasının yapılamayacağı bir kadroya yerleştirilmemekte ve hiçbir aday puanı yetmediği bir kadroya asla yerleştirilmemektedir" denildi.

ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, 7 Aralık 2014'te bazı basın yayın kuruluşlarında yayımlanan haberlerde bir siyasi parti genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü milletvekilinin, KPSS uygulamalarına ilişkin iddialarıyla ilgili olarak açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.

Açıklamada KPSS, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak çıkarılan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından, açıktan atama yapacakları B grubu kadrolar için ilgili mevzuatı uyarınca yetkili makamlardan izin alındıktan sonra, bu kadroların koşullarının belirlenmesi amacıyla yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının, YÖK Başkanlığına başvurduğu anlatıldı.

Bunların dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının Devlet Personel Başkanlığına başvurduğu ve KPSS'nin usul ve esasları, içeriği, yapılacağı yer ve zamanı, sınavın duyurulması, KPSS'de yer alacak konular ile testler ve bunların ağırlıkları, puan türleri ve hesaplama yöntemi, başvuru yapacakların öğrenim düzeyi, adayların başvurusu, sınavdan elde edilecek puan türlerinin yerleştirmede ve giriş sınavına çağrıda kullanılmasına ve KPSS sonuçlarının adaylara ve kurumlara bildirilmesine ilişkin esasların, Devlet Personel Başkanlığı (DPB) ve ÖSYM tarafından müştereken belirlendiği kaydedildi.

TALİMAT SÖZ KONUSU DEĞİL
KPSS'nin, mevzuatla veya DPB ile belirlenen kurallar dışında gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada, "6114 sayılı kanun gereği ÖSYM, bu kanunla ve diğer mevzuatla verilen görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında, bağımsız olarak yerine getirip kullanmakta olup, yürüttüğü iş ve işlemlerin yerine getirilmesinde, hiçbir organ, makam, merci veya kişi tarafından talimat alınması söz konusu değildir" ifadesine yer verildi.

Açıklamada, 31 Ekim 2010'da gerçekleştirilen ve ardından iptal edilmek zorunda kalınan 2010-KPSS Lisans Eğitim Bilimleri testinin ardından yeni bir kuruluş kanunu ile yeniden yapılanan ÖSYM'nin özellikle sınav güvenliği ve gizliliği hususlarında ciddi önlemler almak durumunda kaldığı ve bu doğrultuda konulan kuralların taviz vermeden titizlikle uygulandığı ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"ÖSYM bu kapsamda; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda idari düzenlemeler yapmak ve kılavuzlar hazırlamak yetkisine sahip olup, sınav uygulamalarına ilişkin kurallar gerek idari düzenlemeler, gerek kılavuzlar ve gerekse adaylara yapılan duyurular ve ayrıca sınava giriş uyarılarında defalarca ilan etmektedir. Her aday ÖSYM'ye önceden bildirdiği kişisel durumları dikkate alınarak kendisine özgü engel durumlarına uygun şekilde sınava alınmaktadır.

Ancak genel kurallara istisna şeklinde tanınması istenen diğer bireysel talepler, sınava giren tüm adaylar arasında fırsat eşitliğini zedeleyici olmamalıdır. ÖSYM, hakkaniyet ölçülerine uygun, adil ve fırsat eşitliğini gözeten sınavlar yapmak durumundadır ve yapmaktadır. Münferit bir takım haklı olmayan taleplerin öne çıkarılarak, önceden belirlenip defalarca duyurulan kurallara aykırı olarak istisna uygulanması gerektiği şeklinde ortaya çıkan ve kamu vicdanına haklı talep olarak sunulmaya çalışılan durumlar asla kabul edilemez."

'YERLEŞTİRME İŞLEMİ TAMAMEN ŞEFFAF'
Açıklamada, DPB adına yapılan merkezi yerleştirme işlemlerinde adayların tercihleri alınırken adayların mezuniyet bilgileri ile DPB tarafından belirlenen kadro niteliklerinin kontrol edildiği ve kadro niteliklerine uymayan mezuniyet bilgisine sahip adayların tercihlerinin alınmadığı belirtildi. Bu şekilde her adayın sadece mezuniyetinden dolayı yerleşebileceği kadrolar için tercih yapabildiğinin anlatıldığı açıklamada, "Yerleştirme işlemi tamamen şeffaf bir şekilde yapılmaktadır. Yerleştirme sonuçları ile birlikte her kadro için oluşan en küçük ve en büyük yerleştirme puanları yayınlanmakta ve adaylar tercih ettikleri kadrolara en son kaç puanla yerleştirme yapıldığını görebilmektedirler" ifadesi kullanıldı.

Kadroların yerleştirme sonrası oluşan en küçük yerleştirme puanı değerlerinde kadroların niteliklerinin etkili olduğu, belirli alan mezunlarının tercih yapabildiği kadroların en küçük yerleştirme puanı değerlerinin bütün adayların tercih yapabildiği kadrolara göre daha küçük olduğunun anlatıldığı açıklamada, bu konuya örnek olarak "KPSS-2014/2 yerleştirmesinde "Sosyal Çalışmacı" kadrosuna sadece Sosyal Hizmet Lisans Programı mezunları başvurabildiği için en küçük yerleştirme puanı 62,63277 olarak gerçekleşirken bütün lisans mezunu adayların başvurabildiği "Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni" kadrosunun en küçük yerleştirme puanı 88,27254 olarak gerçekleşmiştir. Bu sebeple sadece KPSS Puanının yüksek olması bir kadroya yerleşmek için yeterli değildir" açıklaması yapıldı.

Merkezi yerleştirme işleminin ÖSYM tarafından yapıldığı, fakat atama işlemlerinin yerleştirme yapılan ilgili kurumlar ve DPB tarafından gerçekleştirildiğine işaret edilen açıklamada, kadrolar için tanımlanan mezuniyet nitelikleri ile birlikte bilgisayar sertifikası, ehliyet, yabancı dil puanı, cinsiyet gibi adayların atanmaları için gerekli olan özel şartların da belirlendiği aktarıldı.

Bu sebeple yerleştirmesi yapılan adayların atanmaları için ilgili kadroya tanımlanmış özel şartları sağlamalarının gerektiğinin kaydedildiği açıklamada, bununla ilgili olarak tercih kılavuzlarında "Dikkat: Koşullarından herhangi birini karşılamadığınız bir kadro ya da pozisyona tercihleriniz arasında yer vermeniz ve yerleştirilmeniz halinde ilgili kurum tarafından atamanızın yapılmayacağını göz önünde bulundurunuz. Mağduriyete uğramamanız ve diğer adayları mağdur etmemeniz için tercihlerinizi internetle ÖSYM'ye göndermeden önce tüm tercihlerinizin durumunuza uygun olduğundan mutlaka emin olunuz" ifadelerinin bulunduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada, "Bu sebeple tamamen KPSS puan üstünlüğüne ve mezuniyet alanı uygunluğuna göre yapılan KPSS yerleştirme işlemleri yüzde 100 doğruluk ve şeffaflık prensibi ile gerçekleştirilmektedir. Hiçbir aday mezuniyet alanı uyuşmazlığından dolayı atamasının yapılamayacağı bir kadroya yerleştirilmemekte ve hiçbir aday puanı yetmediği bir kadroya asla yerleştirilmemektedir. Yerleştirmesi yapılan her aday emeğinin karşılığı olarak hakkı olan sonucu elde etmektedir" denildi.

85 KİŞİLİK TORPİL LİSTESİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, dün yaptığı açıklamada KPSS'nin kadük edildiğini ve kamuya iktidar partisine yakın adayların atandığını iddia etmiş ve 85 kişilik bir "torpil" listesi yayınlamıştı.

BAKAN YILMAZ DA YALANLADI
Kendi isminin de geçtiği listeye bir yalanlama da Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Yılmaz, "İnsaf, yukarıda Allah var, bir gün hesap sorulur" dedi.

Bakan şunları söyledi: "Söylenilen kimse, benimle ilgili akrabalık derecesi ayrı bir şey ama 2006 yılında 20 yıllık kamuda çalıştıktan sonra, devlet memuru, TİB kurulmuş, kurulduktan sonra yeni kurulan kuruluşun personeli nereden gelecek, başka kuruluşlardan yatay geçişle, kurumlar arası geçişle. 4.5 yılı yöneticilik olmak üzere yaklaşık 20 yıl kamuda çalışmış bir kimse yatay geçiş için başvurmuş ve almış. O listede ne yazıyor, sanki istisnai olarak atanmış gibi, hiç KPSS'ye girmemiş gibi. Oysa devlet memurluğuna sınavla girmiş, 20 yıl bu devlette çalışmış, 4.5 yıl yöneticilik yapmış bir kimse. TİB kurulduktan sonra kanunen 170 kişi diğer kurumlardan alınır demiş, dolayısıyla kurumlarını bulmuş. Ben o zaman Bakan mıyım, siyasetçi miyim, değilim. İnsaf, elinizi vicdanınıza koyunda cevap verin. 'Abisinin bacanağı' diyor, benim bacanağım mı, akrabam mı?"

Haftalık ders saati 30 oldu

"19. Milli Eğitim Şurası"nın ikinci gününde ortaokullarda haftalık ders saatinin öğrenci ve velilerin isteği doğrultusunda 30 saat olmasına karar verildi.



Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından düzenlenen "19. Milli Eğitim Şurası"nın ikinci gününde, ilkokullara ilişkin öneriler arasından, 1, 2 ve 3. sınıflarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi programlarında çoğulcu anlayış ilkesine yer verilmesi önerileri benimsendi.

Antalya'da düzenlenen MEB'in ''en üst danışma kurulu'' niteliğindeki şura,  "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" ve "Okul Güvenliği" konularının ele alındığı komisyon çalışmalarıyla devam ediyor. Şuranın, ikinci gün çalışmaları tamamladı.

19. Milli Eğitim Şurası'nın ikinci günününde, öğretim programları ve haftalık ders çizelgelerinin görüşüldüğü komisyon en fazla tartışmaların yer aldığı komisyon oldu. Komisyonda, bugün ilkokul ve ortaokul kademesindeki öneriler ele alındı.

İlkokullara ilişkin öneriler arasından, görsel sanatlar ve müzik derslerinin haftada en az ikişer ders saati olması, ilkokul 1,2 ve 3. sınıflarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi programlarında çoğulcu anlayış ilkesine yer verilmesi, trafik güvenliği ile insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi derslerinin, haftalık ders çizelgesinden kaldırılması, trafik güvenliği dersinin içeriğinin hayat bilgisi dersi içinde, yurttaşlık ve demokrasi dersinin içeriğinin de sosyal bilgiler dersinde verilmesi, müfredat programların 1,2, 3 ve 4. sınıflarda sadeleştirilmesi, fen bilgisi ve sosyal bilgiler dersinin 4. sınıftan itibaren programa eşit bir şekilde yansıtılması, fen bilimleri dersinin adının fen bilgisi olarak değiştirilmesi önerileri kabul edildi.

Komisyonda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından gelen bir katılımcının, toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin zorunlu bir ders olmasını gerektiği yönündeki önerisi ise  "toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun 3. sınıftan itibaren mevcut bir ders içinde bir ünite olarak işlenmesi" şeklinde değiştirilerek benimsendi.

İlkokul kademesindeki önerilerin tamamlanmasının ardından ortaokul kademesindeki önerilerin görüşülmesine geçildi.

Komisyonda, ortaokullarda haftalık ders saatinin 30 ya da 35 saat olması konusunda görüş birliğine varılamaması üzerine Komisyon Başkanı Hayati Akyol, öğrencilerden görüş aldı.

Öğrenci ve velilerin, "30 saat" olması yönünde görüş bildirmesi üzerine, öneri, "Ortaokullarda haftalık ders saatinin 30 saat olması" şeklinde oylanarak oy birliğiyle kabul edildi. Zorunlu ders saatinin 25, seçmeli ders saatinin 5 saat olması, tüm okullarda normal eğitime geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınması, görsel sanatlar ve müzik derslerinden biri seçilerek haftada 2 saati olarak kesintisiz bir şekilde verilmesi önerileri oy birliğiyle kabul edildi.

ÇALIŞMALAR DEVAM EDECEK
"Okul Güvenliği", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" komisyonlarında da önerilerin görüşülmesine devam edildi. Komisyon üyelerinin, öneriler üzerindeki müzakerelerinin ardından bugün önerilerin oylamasına geçilecek.

Müzakereler, neticesinde oy birliğine varılan maddeler, genel kurula sunulmak üzere hazırlanan rapora ekleniyor. Çalışma grupları, yarın ve cuma günü çalışmalarını sürdürecek. Gruplarda, hazırlanan raporlar, 6 Aralık Cumartesi günü genel kurulda oylanacak ve kabul edilen öneriler tavsiye kararlarına dönüşecek. Bu tavsiye kararları, bakanın onayı sonrası tebliğler dergisinde yayınlanacak. Şura genel sekreterliği tavsiye niteliğindeki kararları bakanlığın ilgili birimlerine gönderecek.

Güvenli okula bayrak

Antalya'da düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası'nda, okulların güvenlik derecelerinin belirlenmesi ve güvenli okullara "bayrak" verilmesi yönünde karar alındı.


19. Milli Eğitim Şurası'nın Okul Güvenliği Komisyonunda, okulların güvenlik açısından düzeylerini belirlemek üzere ölçümlerin yapılarak yeterli koşulları sağlayan okullara "güvenli okul bayrağı" verilmesi kararı alındı.

Antalya'da düzenlenen MEB'in ''en üst danışma kurulu'' niteliğindeki 19. Milli Eğitim Şurası'nın 3. gününde, "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" ve "Okul Güvenliği" konularının ele alındığı komisyonlar çalışmalarını sürdürüyor.

"Okul Güvenliği Komisyonunda, üyeler tarafından getirilen önerilerin oylanmasına başlandı. Her okulda güvenlik görevlisi ve sağlık personeli olması yönündeki görüş komisyonda oy birliğiyle benimsendi.

Okulun ve çevresinin risk analizinin yapılması ve okul güvenliği açısından risk grubuna giren okullara yönelik süreç odaklı önlemlerin alınması yönünde grup kararı da öne çıktı.

Bunun yanında okulların güvenlik açısından düzeylerini belirlemek üzere ölçümlerin yapılarak yeterli koşulları sağladığında "güvenli okul bayrağı" verilmesi yönündeki öneri benimsendi. Okul güvenliğine katkı sağlayan öğrenci, veli ve okul çalışanlarının bu kapsamda ödül verilmesi önerisi de oy birliğiyle kabul edildi.

İhtiyaç duyulduğunda okul paydaşlarının okul güvenliği konusunda farkındalıklarının arttırılması amacıyla ihmal, istismar, şiddet, ilk yardım gibi eğitimlerden geçirilmesi önerisi de komisyonda kabul edilen öneriler arasında yer aldı.

Diğer yandan okul servis sürücülerinin, okul ve yol güvenliği konularında, her eğitim yılı başında yeniden bir eğitim programına tabi tutulması ve okul güvenliği sertifikası olmayan sürücülerin çalıştırılmaması da komisyonda kabul edildi.

Okul güvenliği konusunda uzmanların yetiştirilmesi ve bu uzmanların il veya ilçe düzeyinde istihdamının gündeme geldiği komisyonda, bu öneri de komisyon üyelerinin oy birliğiyle benimsendi.

Öte yandan "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması"nı konu edinen komisyonda ise devlet okullarında eğitim yöneticisi olmak için lisans mezunu olunması gerektiği oy birliğiyle grup kararı olarak kabul edildi.

Müzakereler, neticesinde oy birliğine varılan maddeler, genel kurula sunulmak üzere hazırlanan rapora ekleniyor. Gruplar, yarın da çalışmalarını sürdürecek. Gruplarda, hazırlanan raporlar, 6 Aralık Cumartesi günü genel kurulda oylanacak ve kabul edilen öneriler tavsiye kararlarına dönüşecek.

KARMA EĞİTİM TARTIŞMASI
Şura’da en çok tartışılan konulardan karma eğitim konusunda ise tartışmalara büyüyor.

Eğitim Bir-Sen, her okulda karma eğitim zorunluluğunun olmaması gerektiğini savunuyor. Eğitim-Sen ise uygulamanın ayrışmaya neden olacağı görüşünü savuyor.

Öneriyle ilgili ise Talim Terbiye Kurulu Başkanı Hüseyin Emin Karip, "Şura'daki hiçbir komisyonda karma eğitimin kaldırılmasına ilişkin bir öneri oylamaya alınmayacak" dedi.

KYK kredi ve burs sonuçları internette!

KYK kredi ve burs sonuçları e-devlet üzerinden açıklanacak. Peki KYK Burs ve Krediler nasıl ödenecek, KYK ödemelerinde sıralama nasıl olacak?



KYK tarafından sonuçların açıklanması merak içinde bekleniyor. Burs ve kredi sonuçları açıklandıktan sonra e-devlet üzerinden sorgulanabilecek ve KYK tarafından Ocak ayından itibaren öğrencilere ödenmeye başlanacak.

Burslar ve Krediler nasıl ödenecek?
Kurumun Ziraat Bankası ile yaptığı ve 1 Temmuz 2014’te yürürlüğe girecek protokolde yeni düzenlemeler hayata geçiyor. Eski protokolde öğrencilere burs ödemeleri her ayın 6’sında, kredi ödemeleri ise 7’sinde yapılırken yeni protokolle ödemeler, öğrencilerin T.C kimlik numaralarının son hanesine göre belirlenen tarihlerde yapılacak. Buna göre, T.C kimlik numarasının son hanesi ‘0’ olanlar için ödeme günü her ayın 6’sı olurken, kimlik numarasının son hanesi ‘2’ olanlara ödemeler ayın 7’sinde, ‘4’ olanlara ayın 8’inde, 6 olanlara ayın 9’unda ve kimlik numarası 8 ile bitenlere burs ve kredi ödemeleri her ayın 10’unda yapılacak.

2015 yılında eğitimin bütçesi!

Bakan Avcı, 2015 yılında eğitime ayrılan bütçenin 5 milyar 494 milyon liraya yükseltilerek yüzde 328,65 artış sağlandığını ifade etti.



TBMM Genel Kurulu’nda konuşma yapan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Yapılan reformlar sayesinde Türkiye’de eğitimin her kademesindeki okullaşmada ve ortalama eğitim süresinde artış sağlanmıştır. Bu konudaki gelişmeler, İnsani Gelişme Raporu’ndaki İnsani Gelişme Endeksi’nde de karşılık bulmuştur.” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığının 2015 yılı bütçesi üzerinde hükümet adına konuşma yapmak üzere kürsüye gelen Bakan Avcı, Pakistan’da yaşanan olaya değinerek, “Meslektaşlarımı aradım ama olayın sıcaklığı içinde çok meşgullerdi, mesajlarımızı ilettik, taziye mektuplarımızı gönderdik” diyerek Pakistan halkına başsağlığı dileklerini iletti.

Hükümetleri döneminde özgürlükçü bir eğitim felsefesi temelinde daha esnek, sivil ve demokratik bir eğitim sistemi oluşturmak için eğitim alanının her türlü vesayetçi anlayışından, eşitlik ilkesine aykırı ve yasakçı uygulamadan arındırıldığını belirten Bakan Avcı, bu kapsamda birçok önemli yeniliğin altına imza atıldığını anlattı.

Bakan Avcı, “Zorunlu eğitimin süresini 8 yıldan 12 yıla çıkaran eğitim reformu yine hükümetlerimiz döneminde yapılmıştır. Bu reformlar sayesinde Türkiye’de eğitimin her kademesindeki okullaşmada ve ortalama eğitim süresinde artış sağlanmıştır. Bu konudaki gelişmeler, İnsani Gelişme Raporu’ndaki İnsani Gelişme Endeksi’nde de karşılık bulmuştur. Türkiye’de ortalama eğitim görme süresi 2000’li yılların başında 5,5 yıl iken 2013 yılında 8 yıla yaklaşmıştır. 7,6 yıl” dedi.

Temel eğitimden orta eğitime geçiş sistemiyle okul, öğretmen ve müfredatın merkeze alındığını, temel eğitimden ortaöğretim kurumlarına tek sınavla öğrenci yerleştirme uygulamasına son verildiğini hatırlatan Bakan Avcı, bu sayede elemeli sınav geçiş sisteminin eğitimin bütün alanlarında yarattığı olumsuzlukların önüne geçilmesi, öğrencilerin okul harici kurumlara olan bağımlılıklarının azaltılması ve bağımlılığın velilere getirdiği ek yükün de sona erdirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.

Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi

Eğitim ve öğretim alanında gerçekleştirilen yeniliklerden birinin de dershanelerin özel okula dönüştürülmesi olduğunu kaydeden Bakan Avcı, bu sayede okulu ikinci plana atan, öğrencileri çoktan seçmeli teste odaklı bir sürecin içine sokarak sosyal hayattan tecrit eden, veliler için ciddi mali külfetler getiren ve alternatif bir eğitim sistemi oluşturan dershanelerin yol açtığı olumsuzluklara son verilmiş olacağını, eğitim ve öğretimde özel eğitimin kapasitesini artıracak bir sürecin başlanmasının sağlanacağını söyledi. Bakan Avcı, “Özel öğretim kurumlarının nitelik ve niceliğinin artırılması, eğitim sistemimizde kalite ve rekabet odaklı eğitim hizmetlerinin verilmesine katkı sağlayacaktır” dedi.

Eğitim ve öğretimde yeniden yapılandırma sürecinin devam edeceğini belirten Bakan Avcı, okul sayılarıyla ilgili bilgi verdi. 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren diğer ortaöğretim kurumlarının tamamında olduğu gibi imam hatip liselerinin de Anadolu imam hatip liselerine dönüştürüldüğünü, halen 1001 Anadolu imam-hatip lisesi bulunduğunu anlatarak, “Bakanlığımızın eğitim ve öğretime erişiminin artırılması, eğitim ve öğretim niteliğinin geliştirilmesiyle kurumsal kapasitenin artırılması yönündeki çabaları geçmişte olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Bu çabaların neticesinde eğitim ve öğretimle ilgili göstergelerle her geçen yıl önemli artışlar sağlanmaktadır” diye konuştu.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın bütçedeki payı
Bütçeden Millî Eğitim Bakanlığı yatırımlarına ayrılan payda 2002 yılına göre oransal olarak bir düşüş görüldüğünü ifade eden Bakan Avcı, “Evet ancak reel olarak bir düşüş söz konusu değil. Kümülatif olarak 2002’de 1 milyar 281 milyon 690 bin Türk lirası olan bakanlık yatırım ödeneği, 2015 yılında 5 milyar 494 milyon liraya yükseltilerek yüzde 328,65 artış sağlanmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı yatırımlarının 2002 yılına göre oransal olarak düşük görünmesinin nedeni, Hükümetimizin toplam kamu yatırımlarına yüksek oranda pay ayırmasıdır. Yani, toplam kamu yatırımları çok arttığından, onun içinde oransal olarak bir düşüş varmış gibi görünüyor. Pasta büyümüş… 2002 yılında bütün kamu yatırımlarına ayrılan pay 5 milyar 736 milyon lira iken, 2015 yılında 40 milyar 454 milyon 52 bin liraya yükselmiş yani yüzde 605’lik bir artış sağlanmış. Oransal olarak düşük gibi görünmesinin sebebi de bu” dedi.

Öğretmen sayıları
Bakan Avcı, 880 bin öğretmenin görev yaptığını, Ocak ayından itibaren 15 bin daha alacaklarını, derslik sayısında tekrar eski performansı yakaladıklarını belirtti.

Temel eğitimden ortaöğretime geçiş
“TEOG sınav sonuç verilerini iki yıldır niye açıklamıyorsunuz?” sorusuna Bakan Avcı,”ÖSYM sınav sonuçları açıklanmıyor. Çünkü bir soru havuzu oluşturmak ve gelecek yıllarda da onu kullanmak istiyorlar. TEOG sınavların sonuçları hemen o gün açıklanıyor. Hatta biz medyadan rica ettik, ‘Çocuklar iki gün arka arkaya sınava giriyorlar, birinci günün sonuçlarını lütfen açıklamayın’ dedik, İkinci gün sınavlar bitsin, çocuklar diğer derslerden de sınavına girsin. Çünkü birinci günün girdiği derslerden bakarsınız çocuk istediği kadar başarılı olmadığını düşünüyordur; ikinci güne morali bozuk girmesin diye iki gün sonra açıklanıyor.” karşılığını verdi.

“Çocukların istemedikleri okullara yerleştirildiği bir şehir efsanesi”
Bakan Avcı, kamuoyunda zaman zaman çok gündeme getirilen ortaöğretime geçiş sınavlarıyla ilgili olarak “çocukların istemedikleri okullara yerleştirildiğine dair bir şehir efsanesi köpürtüldüğünü” belirterek, şu bilgiyi verdi:

“1 milyon 300 bin giriyor ama tercih yapan 1 milyon 57 bin. Yani sisteme giren, tercih yapan çocuk sayısı 1 milyon 57 bin. Bunun 550 bini ilk 3 tercihine yerleşti. Birinci tercihine yerleşenlerin sayısı 244 bin 395, ikinci tercihine yerleşenlerin sayısı 171 bin 273, üçüncü tercihine yerleşenler 143 bin 662. Topladığınız zaman 550 bini geçiyor ilk 3 tercihine yerleşenler. Bir de hiç sisteme girmeyen, tercih yapmayan öğrencilerimiz var. Bunların 71 bini Anadolu meslek programına, 18 bin 900’ü Anadolu lisesini, 42 bin 885’i Anadolu imam hatip lisesine yerleşmiş. ‘Bu imam hatipler çok zorlanıyor, çocuklar zorla imam hatibe yönlendiriliyor, İmam hatiplerin sayısı şöyle arttı, bütün okullar imam hatipleştirildi’ söylemleri var.

“Bütün okul türlerimizin içinde meslek liseleri oranı yüzde 59, genel liselerin oranı yüzde 33, imam hatip liselerinin toplamı da yüzde 8. Ortaöğretimde okuyan öğrencilerimizin yüzde 46’5’u meslek liselerinde, yüzde 40’ı genel liselerde, yüzde 13,7’si imam hatip liselerinde okuyor. Okul türleri itibarıyla ortaokulların yüzde 90’ı normal genel ortaokullar, yüzde 9,5’u da imam hatip ortaokulu. Öğrenci sayısı olarak baktığımız zaman da ortaokullarda okuyan öğrencilerimizin yüzde 92,5’u genel ortaokullarda, yüzde 7,5’u da imam hatip ortaokullarında okuyor.”

PISA Sonuçları
PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçları konusunda milletvekillerinin eleştirilerde bulunduğunu hatırlatan Bakan Avcı, “PISA’da iyi bir durumda değiliz. OECD ülkelerine göre ölçüldüğü zaman da iyi bir durumda değiliz. Evet, sıralamada yavaş yavaş yukarıya çıkıyoruz ama durumunu en iyi toparlayan, en iyi düzelten ülke sıralamasında, Türkiye, OECD’de matematikte, okumada, fende üçünde de en hızlı toparlayan ülke yani durumumuzu hızla toparlıyoruz, yukarıya doğru çıkıyoruz ama istediğimiz yerde değiliz. O eleştirilerinizde haklısınız. Çok daha iyi yerde olmamız lazım” diye konuştu.

“FATİH Projesinde altyapısı yapılan okul sayısı 8 bine yaklaştı”
FATİH Projesi’yle ilgili de bilgi veren Bakan Avcı, internet altyapısı kablolamasında kablolanan okul sayısının 8 bine yaklaştığını belirterek, “Yeni faz ihalesi de yapıldı. Diğer kalanlar da aynı şekilde internet sistemine bağlanacak. FATİH projesinde yaptığımız işlerden biri de sınıflara etkileşimli tahtalar yerleştirmek. Genellikle ‘akıllı tahta’ deniyor; tahtanın akıllısı olmaz diye biz ‘etkileşimli tahta’ tabirini kullanmayı öneriyoruz. 186 bin 565 dersliğimizde etkileşimli tahtalar yerleştirilmiş 2014 yılında. Daha önceden de 84 bin 921. Bunlarla bağlantılı çalışan çok fonksiyonlu yazıcılarımız 20 bin 269. Her sınıfa yapmak gerekmiyor, okulda bir tane çok fonksiyonlu yazıcı olunca bütün okulun işlevini görüyor. 2013’te 3 bin 657, 2014’te 20 bin 269″ dedi.

“Osmanlıca Türkçesi 10 yıldır sosyal bilimler liselerinde okutuluyor”

Bakan Avcı, 185 tavsiye kararı alınan Millî Eğitim Şurası’nın altı gün boyunca çok verimli bir çalışma yaptığını ifade ederek, ancak bunların tartışılmadığını söyledi. Türkiye’de 10 yıldan beri sosyal bilimler liselerinde Osmanlıca’nın zorunlu ders olarak zaten okutulduğunu hatırlatan Bakan Avcı, eski Millî Eğitim Bakanları Hüseyin Çelik, Nimet Baş ve Ömer Dinçer’e teşekkür etti.

Bakan Avcı, “Oradan aldığımız birikim, deneyim, uygulamalardan çıkardığımız örneklemeler üzerinden Şura’da bunun yaygınlaştırılması konusunda, komisyonda bütün okullara, bütün ortaöğretim okullarına yaygınlaştırılması için bir tavsiye kararı önerisi geldi. Genel Kurulda bu, özellikle nitelikli öğretmen temininde karşılaşılabilecek sorunları göz önüne alarak şimdilik Anadolu imam-hatip liselerinde zorunlu olsun, diğerlerinde bir süre daha seçmeli devam etsin, gerekli altyapı sağlandıktan sonra oralarda da… Belki zorunlu yapmaya da gerek yok çünkü zaten bu derslere ciddi bir talep var. Ayrıca bizim halk eğitim merkezlerinde açtığımız kurslar var. Buralardaki Osmanlıca, Osmanlı Türkçesi kursu gören, sertifika alan vatandaşlarımızın sayısı da 175 bin bu sene itibarıyla” dedi.

MEB’den yeni sisteme uygun karne!

Milli Eğitim, karneleri 4+4+4 sistemine göre düzenliyor. Uygulanacak değişiklikle karnelerin üzerinde ilk kez 'imam hatip' ifadesi yer alacak.

2012-2013 eğitim-öğretim yılında, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine 12 yıllık zorunlu kademeli eğitime geçilmişti.

Yeni eğitim sistemi 4+4+4 ile birlikte ilköğretim kurumu olarak anılan 1-8. sınıflar ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokulu olarak ayrılmıştı.

Bakanlık bu uygulamayı karnelere de yansıttı. Buna göre karnelerin ön yüzündeki ‘ilköğretim kurumu karnesi’ ifadesi yerine ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokulu öğrenci karnesi ifadesi kullanılacak.

Böylelikle imam hatip ifadesi ilk kez karnelerin üzerinde yer almış olacak.
“Başarı Üstün Başarı ve Onur” belgeleri yerine ilköğretim kurumlarındaki tüm sınıflardaki öğrencilere iftihar belgesi verilecek. Ayrıca ilkokul seviyesine verilmeyen takdir ve teşekkür belgesi artık ilkokul kademesinde de verilecek. Bu kapsamda ilkokul 4’üncü sınıf ile ortaokul ve imam-hatip ortaokullarının bütün sınıflarına takdir ve teşekkür belgesi verilebilecek.

Üniversitelere faizsiz finans dersi!

İslam ekonomisi ve faizsiz finans dersleri, bu konuda istekli üniversitelerde programlara eklenecek.
 

Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı’nında, “Yurt İçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı”, “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı” ile Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi Programı Eylem Planlarında, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’ün yürüteceği çalışmalara yer verildi.

Yurt İçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı’na göre, MEB’in sorumluğunda, ilk ve orta öğretim düzeyinde müfredattaki ve yaygın eğitim programlarındaki temel finans konularının geliştirilmesi ve öğretmenlerle eğitim yöneticilerinin eğitimi sağlanacak.
Çocuklara ve ailelere tasarruf alışkanlığı kazandırılması kapsamında, müfredatta yer alan ihtiyaç, tasarruf ve israfa ilişkin bilinçlendirici nitelikteki içerik geliştirilecek. Bu çerçevede, öncelikli olarak konunun müfredata dahil edilmesi, daha sonra sistematik olarak uygun yaş gruplarının ders kitaplarında ele alınması hedefleniyor.

Ayrıca, okullarda “Tüketici Haftası” etkinlikleri de düzenlenecek. Tüketici Haftası içerisinde her yıl belirlenecek tasarruf alanlarına ilişkin bilinçlendirici ve özendirici faaliyetler yürütülecek.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı Eylem Planı kapsamında ise MEB’in sorumluluğunda, finans alanında lisansüstü eğitim görmeleri amacıyla yurtdışına gönderilen öğrenci sayısı arttırılacak.

YÖK’ün sorumluluğunda ise finans alanına yönelik lisans ve lisansüstü programlarda Arapça ve Rusça seçmeli ders olarak yer alacak. Uygulama 2016’ya kadar YÖK tarafından belirlenecek 2 pilot üniversitede başlatılacak.

Yurtdışı eğitim ve staj faaliyetleri desteklenecek
YÖK, uluslararası öğrenci değişim programı kapsamında, finans alanına yönelik lisans ve yüksek lisans yapan öğrenci sayısını arttıracak. Finans alanında yurtdışı eğitim ve staj faaliyetleri için öğrencilerin ulusal ve uluslararası kaynaklarla değişim programlarından faydalanması desteklenecek. 2012-2013’te 1 bin 517 olan Erasmus programlarından yararlanan öğrenci sayısı her yıl ortalama 2 bin öğrenciye çıkartılacak.

Finans alanına yönelik lisans ve lisansüstü programlarda ileri düzey matematik kazanımları artırılacak. Finans alanına yönelik lisans ve lisansüstü programların durum analizlerinin yapılması için 2015 Haziranı sonuna kadar bir çalıştay yapılacak. Çalıştay çıktıları YÖK tarafından belirlenecek 5 pilot üniversitenin finans müfredatına yansıtılacak.

Finans alanındaki çalışma konularının envanteri çıkarılacak
İstanbul’un finans alanında ulusal ve uluslararası bir lisansüstü eğitim merkezi olması sağlanacak. Bu kapsamda, İstanbul Uluslararası Finans Merkezinin (İFM) işgücü ihtiyaç analizi yapılarak, hangi alanlarda lisansüstü program açılması gerektiği tespit edilecek. Bu alanlara yönelik lisansüstü programların, belirlenecek pilot üniversitelerde açılması teşvik edilecek. Ayrıca finans alanında uluslararası alanda tanınırlığı olan lisansüstü programlar yaygınlaştırılacak. Eylem bütçesi, açılacak olan programların eğitim materyali, donanım ve insan kaynağı ihtiyaçları için kullanılacak.
Finans alanına yönelik programlarda yetişmiş akademik personelin nicelik yönünden mevcut durum tespiti yapılacak ve ihtiyaca göre akademik personel yetiştirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Bu eylem çerçevesinde, finans alanındaki akademik personelin çalışma konuları itibarıyla envanteri 2016 Haziranı sonuna kadar çıkarılacak. Bu envanter dikkate alınarak ihtiyaç duyulan çalışma konuları tespit edilecek ve bu konularda araştırma yapacak akademisyenlerin tespitine ilişkin usul ve esaslar belirlenecek. Buna göre, 100 akademik araştırmaya 2 milyon lira, bilgi ve tecrübe artırımı amacıyla finans merkezlerine 200 akademisyenin kısa süreli çalışma ziyareti için 2 milyon lira, finans alanında 50 yabancı akademisyenin Türkiye’de yapacağı kısa süreli akademik çalışma ziyareti için 1 milyon lira destek verilecek.

Üniversiteler bünyesinde bulunan enstitülerde aktüerya, para ve banka ile sermaye piyasası ve finans programlarının açılması ve yaygınlaştırılması teşvik edilecek. YÖK tarafından belirlenecek 3 pilot üniversitede, aktüerya, para ve banka ile sermaye piyasası ve finans alanlarında lisansüstü programlar açılacak.

Finans alanındaki araştırmalar teşvik edilecek
Üniversiteler ile finans sektörü arasındaki işbirliğini güçlendirmek amacıyla üniversite-sektör platformu oluşturulacak.

Bu kapsamda, finans sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikteki personelin yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin müfredatının tespitine yönelik işbirliği için bir platform oluşturulması öngörülüyor.
Öğrencilerin pratik becerilerini geliştirmek amacıyla finans kuruluşlarında staj gören öğrenci sayısı ve staj süresinin artırılması sağlanacak. Üniversite ve özel sektör işbirliğiyle yapılacak finans alanındaki araştırmalar teşvik edilecek ve üniversitelerin finansal sektörle ilgili verilere ulaşması kolaylaştırılacak.

İstekli üniversitelerin programlarına faizsiz finans dersi eklenecek
Üniversitelerin işletme ve iktisat fakültelerinde İslam ekonomisi ve faizsiz finans, ilahiyat fakültelerinde ise ekonomi ve finans alanlarında seçmeli veya zorunlu dersler programlara konulacak.
İlk aşamada 2015’de YÖK, üniversiteler, Türkiye Katılım Bankaları Birliği ve BDDK temsilcileri İslam ekonomisi ve faizsiz finans derslerinin bu konuda istekli üniversitelerde programlara eklenmesi konusunda toplantılar yapacak.

Toplantılar neticesinde söz konusu dersleri programlarına koymayı düşünen üniversitelerin öğretim üyesi ve diğer ihtiyaçları belirlenecek. Ayrıca, 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde en az 2 ilahiyat fakültesinde ekonomi ve finans dersleri, 5 İİBF’de faizsiz finans ve İslam ekonomisi dersleri müfredata eklenecek.

Belirlenecek bir üniversitede faizsiz finans alanında çalışacak bir enstitü veya araştırma merkezi kurulacak. Faizsiz finans alanında bilimsel çalışmaların gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi, bu alanda yetkin akademik ve uygulayıcı insan kaynağının yetiştirilmesi, dünya ve Türkiye uygulamalarının araştırılması ve uygulamaya ilişkin standartların belirlemesi amacıyla YÖK tarafından belirlenecek bir üniversite bünyesinde bir enstitü veya araştırma merkezi kurulacak.
Söz konusu araştırma merkezini kuracak üniversite projeye ilişkin eylem planını 2015 yılı Aralık ayına kadar hazırlayacak. Öngörülen eylem planı çerçevesinde araştırma merkezi/enstitünün ihtiyaç duyduğu altyapı ve insan kaynağı temin edilerek belirlenecek müfredata uygun olarak faaliyete geçmesi sağlanacak.

Taşımalı eğitim harcamaları gözden geçirilecek
Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi Programı Eylem Planı’na göre ise Maliye Bakanlığı ve MEB sorumluluğunda, taşımalı eğitim harcamaları gözden geçirilerek karşılaştırmalı maliyet analizi yapılacak ve bu harcamaya ilişkin farklı uygulama yapıları geliştirilecek.

İl harcamaları incelenecek ve karşılaştırmalı öğrenci sayıları ve maliyet analizi yapılacak. Taşımalı eğitimde kamu kaynaklarının etkin kullanımı, tasarrufun sağlanması amaçlarıyla farklı uygulama modelleri geliştirilecek. Sınavla öğrenci alan okulların yaygınlaştırılması politikası sonucu, taşımalı eğitimdeki artışın etkisi incelenerek önceliğin büyük oranda kırsal kesimlere yönlendirilmesi sağlanacak.

Ayrıca öğle yemekleri sağlıklı koşullarda ve belirli kalori miktarını sağlayacak şekilde sunulacak.
Pansiyon uygulamasında seçim kriterleri yeniden değerlendirilecek

MEB’in pansiyon uygulamasının etkinliği analiz edilecek. Pansiyon uygulaması taşımalı eğitim uygulamasıyla birlikte değerlendirilecek, illere göre harcamaları, öğrenci sayıları ve kapasiteleri incelenecek, pansiyon bütçesinin hazırlanması ve uygulanması gözden geçirilecek.

Ayrıca pansiyon imkanlarından ihtiyaç sahibi öğrencilerin öncelikli olarak yararlanması amacıyla mevcut seçim kriterleri yeniden değerlendirilecek.

Özel (engelli) eğitim desteği harcamaları gözden geçirilecek, farklı uygulama yapıları geliştirilecek. İl harcamaları incelenecek ve karşılaştırmalı maliyet analizi yapılacak. Destek kapsamı, hak sahipliği ve destek süreleri gözden geçirilecek. Özel eğitim desteğinde kamu kaynaklarının etkin kullanımı amacıyla farklı uygulama modelleri geliştirilecek. (Sözcü)